Türkiye’nin yüzde 43.3’ü sadece gökyüzünü ısıtıyor

Çünkü, su yalıtımı ısı yalıtımıyla tamamlanıyor. Ve bir bu kadar hem konutun faturasını hem de Türkiye’nin faturasını minimize etmek açısından önem taşıyor. Doğru yapılmış bir ısı yalıtımının yakıt faturalarını ortalama yüzde 50 oranında düşürdüğü araştırmalarla sabit. Yeterince yaygınlaşmamasındaki neden ise maliyetli olduğu düşüncesi. TÜİK’in aynı araştırmasına göre, Türkiye nüfusunun yüzde 43.3’ünün oturduğu konutta ‘izolasyondan dolayı ısınma sorunu’ var.
Bu, bir başka anlatımla, XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Yörük’ün de ifade ettiği gibi, yüzde 43.3’ün havayı ısıtması anlamına geliyor. Ayrıca yüzde 50 daha fazla fatura ödeyen bu evler, kışın geç ısınıp, çabuk soğuyor; yazın ise geç serinleyip, çabuk ısınıyor. Bu durum tıpkı su yalıtımı eksikliğinde olduğu gibi hastalıkları da beraberinde getiriyor.

100 m2’ye 3 bin TL maliyet
Eğer bir ısı yalıtımının sadece kış ayları için yararlı olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ertuğrul Yörük’ün ifadelerine göre, iyi bir uygulamayla sadece kışın değil yazın da enerji tüketimini yarı yarıya azaltmak mümkün. Üstelik düşünüldüğü gibi de pahalı bir uygulama değil. Yörük, ısı yalıtımının, yeni bir binanın toplam maliyeti içinde sadece yüzde 3 ila 5 arasında pay aldığını söylüyor ve devam ediyor:
Mevcut binalarda yalıtım yaptırmanın bedeli ise 100 metrekarelik daire başına ortalama 3 bin lira. Bu fiyata ısı yalıtım levhaları, sıva, boya ve işçilik de dahil. Üstelik ısı yalıtımı, sağladığı tasarrufla birkaç yıl içinde kendini amorti edebiliyor.

2017’YE KADAR SÜRE VAR, AMA...
Yalıtımsız binalar yüzünden her yıl ortalama 7.5 milyar dolar israf edilen ülkemizde, 2011 ile birlikte yepyeni bir döneme girildi. Enerji Kimlik Belgesi almak ve ısı yalıtımı yaptırmak yeni binalar için artık zorunlu, eski binalar içinse Enerji Kimlik Belgesi almak için 2017 yılına kadar süre tanındı. Ancak bu süre çok uzun ve mevcut binalar ne kadar erken yalıtılırsa o kadar kârlı olacak.