04.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ Ankara
ÖNDER YILMAZ Ankara - Merkez Bankası’nın, ‘Kripto Varlık Raporu’nda; herhangi güvenilir merkezi bir tarafın düzenlemediği ve tümüyle kamuya açık kullanımı olan yetkilendirilmemiş dağıtık deftere dayanan Bitcoin ve benzeri kripto varlık birimlerinin, dünyanın her yerinden ve takma adlarla işlem yapılabilmesi nedeniyle yasadışı faaliyetlerde tercih edilen ödeme aracı olduğu tespiti yapıldı.
Bitcoin’in, internetin yasadışı bölümü olarak nitelendirilebilecek ‘karanlık ağ’da sıklıkla kullanıldığı dile getirilen raporda, yasadışı ilaçların Bitcoin aracılığıyla karanlık ağda satıldığı ‘Silk Road’ olayının, ortaya çıkarılması sonrasında, tüm dünyada vatandaşların, devlet kurumlarının ve politika yapıcıların sanal para birimlerine kuşkuyla yaklaşmalarını gerektirdiği ifade edildi.
Ciddi para kaybı
Kamuya açık kullanımda ağa katılım sağlayan kullanıcı ve madenci düğümlerin çok sayıda olması nedeniyle ciddi performans sorunları da yaşandığını belirtilen raporda, “Bitcoin ve benzeri sanal para birimlerinin yasallığı konusunda ülkelerin farklı yaklaşımlarının olması ve arkalarında yasalarla düzenlenmiş herhangi bir otorite bulunmaması, bunları elinde bulunduran kişilerin ciddi maddi kayıplara uğrama riskine maruz kalmalarına neden olmaktadır” denildi.
Endüstriyi esir aldı
Raporda, Bitcoin ile özdeşleşmiş olan blokzincir teknolojisi yerine, verimli ve etkin bir şekilde kullanılabileceği düşünülen yetkilendirilmiş dağıtık defter teknolojisi üzerinde de duruldu.
Dağıtık defter teknolojisinin, gündeme geldiği andan itibaren başta finansal hizmetler sektöründe faaliyet gösterenler olmak üzere tüm şirketlerin dikkatini çektiği vurgulanan raporda, “İş ortamında bu teknolojiden nasıl yararlanılabileceği sorusu adeta endüstriyi esir almıştır. Öte yandan, yakın ve orta vadede yaygın bir şekilde kullanımın ancak finansal hizmetler, teknoloji ve düzenlemeye ilişkin alanlarda şartların olgunlaşması durumda gerçekleşeceği değerlendirilmektedir” ifadeleri yer aldı.
Potansiyel avantajlar
Raporda, dağıtık defter teknolojisinin özellikle sınır ötesi ödemeler alanında aracıların sayısını azaltmak veya aracıları tümüyle ortadan kaldırmak suretiyle işlem maliyetlerinin düşürülmesi ve mutabakatın hızlandırılması konusunda önemli potansiyel avantajları olduğu ifade edildi. Finansal hizmetler kapsamında dağıtık defter teknolojisine dayanan uygulamalardan kullanım alanına göre teknolojiden kaldıraç olarak yararlanmak suretiyle farklı şekillerde faydalanılmasının mümkün olduğu belirtildi.
Raporda, 50’den fazla finans kuruluşuna hizmet veren yetkilendirilmiş dağıtık defter teknolojisi kullanan Ripple örneği verildi 12 uluslararası bankadan oluşan bir grubun katılımıyla gerçekleştirilen testlerde Ripple sisteminin sanal para birimi olan XRP’nin sistemin üyesi olan bankalar tarafından gerektiğinde likidite yetersizliklerini geçici olarak telafi etmek amacıyla sayısal varlık olarak işlem görmesinin sınandığı, testlerin; Ripple sisteminin bankaların itbari para birimleri cinsinden yeni piyasalar yaratmasını kolaylaştıracağını ve doğruluğu ispatlanmış ödemelerin birden çok nostro hesabına gerek olmaksızın tamamlanabileceğini gösterdiği kaydedildi.
Henüz olgunlaşmadı
Raporda, finans sektörü kooperatifi olan SWIFT’in de, küresel ödeme sistemi hizmet sağlayıcısı sıfatıyla hem Hyperledger Project adlı konsorsiyumun bir üyesi olarak hem de kendi kaynaklarıyla dağıtık defter teknolojisi üzerinde çalışmalar gerçekleştirdiği anlatıldı. SWIFT’in hazırladığı çalışmaya da yer verilen raporda, “Dağıtık defter teknolojileri için gerçekleştirilen bazı kavram kanıtlama çalışmaları başarıyla tamamlanmış olmasına rağmen, mevcut uygulamaların hâlihazırda finansal toplumun gereksinimlerini karşılayacak kadar olgunlaşmadığı” değerlendirmesi yapıldı.
Müşterini tanı
Raporda, “Dağıtık defter teknolojilerinin ödeme sistemlerinde yaygın kullanımın sağlanması için en temel unsurun yasal temel olduğu”, ayrıca, kara para aklama düzenlemeleri kapsamında ‘Müşterini Tanı’ (Know Your Customer, KYC) vb. zorunlu uygulamalarla entegrasyon sağlanması gerektiği ifade edildi.
Akıllı sözleşme
Dağıtık deftere ilişkin, ‘diğer kullanım alanlarının’ da anlatıldığı raporda, akıllı sözleşmeler de anlatıldı. Şartları hukuki dil yerine bilgisayar dilinde kodlanarak kaydedilen sözleşmelerın ‘akıllı sözleşmeler’ olarak adlandırıldığı belirtilen raporda, şöyle denildi:
“Akıllı sözleşmeler, dağıtık defter teknolojisinin sunduğu teknik imkânların kullanılması suretiyle otomatik olarak işletilebilmektedir. Bilgisayar ortamında kaydi olarak tutulan geleneksel sözleşmeler akıllı sözleşme değildir. Bunlar sadece fiziki ortamda hukuki dilde hazırlanan sözleşmelerin arşivlenmiş halidir ve bilgisayar kodu ile hiçbir ilgileri yoktur. Akıllı sözleşmede ise, sözleşmenin tarafları, hüküm ve koşulları bir iş mantığı çerçevesinde bilgisayar sistemi tarafından işlenebilecek şekilde kodlanarak güvenli, güvenilir ve değişmez bir şekilde dağıtık defterde saklanır. Akıllı sözleşmelerin gerek kamu gerekse özel sektörde elle yönetilen ve tarafları ile ilgili paydaşlarının (düzenleyici otoriteler, vergi daireleri, güvenlik birimleri vb.) iletişiminde zorluk çektiği sözleşmelerin süreçlerini oldukça verimli bir hale getirebileceği ifade edilmektedir.”
YARIN: KRİPTO PARAYA İLİŞKİN DÜZENLEME ÖRNEKLERİ NELER?
E - PARA TOKEN’LER...