06.05.2023 - 17:13 | Son Güncellenme:
Bünyesinde savunma, havacılık ve uzay teknolojileri sanayindeki 938 firma ve 26 üniversitenin yer aldığı Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği’nin (SAHA) 5’inci Olağan Genel Kurulu İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen kurula, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları ile birlikte pek çok kişi katıldı. Burada konuşan Haluk Bayraktar, Türkiye’nin son yıllarda yapılan çalışmalarla teknolojiyi tüketen ülke pozisyonundan geliştiren ülke pozisyonuna geçtiğini belirtti. Bayraktar, bu ivmenin kaybedilmemesi için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayarak, kendilerinin de güçlü ve müreffeh Türkiye için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.
"AVRYPA'NIN EN BÜYÜĞÜ HALİNE GELEREK ÜLKEMİZE GÜÇLÜ BİR DESTEK VERMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Genel kurulun açılışında konuşan SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, “Bundan 8 yıl önce İstanbul için yola çıkarken hedefimiz; savunma sanayine, özel sektörümüzün dinamizminin getirilmesi, milliliğin artırılması ülkemizin kritik teknolojilere kavuşturulması, maliyet etkin ve sürdürülebilir bir savunma sanayi ekosistemi oluşturabilmekti. Şükürler olsun, bugün 26’sı üniversite olan toplam 938 üyemiz ile Avrupa’nın en büyüğü haline gelerek ülkemize güçlü bir destek vermek için çalışıyoruz. Başlangıçtaki hedeflerimize adım adım ulaşarak etkin bir sanayi ve akademi işbirliği ile çalıştığımız sektörlerde sürdürülebilir bir ekosistem inşa etmeye ve katma değerli girişimlerin yolunu açmayı sürdürüyoruz” dedi.
"TEKNOLOJİYİ TÜKETEN ÜLKE POZİSYONUNDAN, GELİŞTİREN ÜLKE KONUMUNA GEÇTİK"
Savunma sanayinin tüm dünyada sivil teknolojilerin itici gücü olduğunu söyleyen Bayraktar, “Bugün hayatınızı kolaylaştıran internet, cep telefonu, küresel konumlama sistemi gibi birçok teknoloji bu alandaki çalışmalar sayesinde hayata geçmiştir. Ancak daha önemlisi, savunma sanayi ülkelerin bağımsızlığını kuvvetlendirecek en önemli unsurdur. 2000’li yılların başında siyasi iradenin çizdiği, millileşme vizyonuyla birlikte ülkemize yüksek teknolojiye sahip çok kıymetli teknolojiler ve platformlar kazandırdık. Yüksek teknolojiyi tüketen ülke pozisyonundan, geliştiren ülke konumuna geçerek bugün dünya çapında dikkat çeken insansız hava araçları, savaş gemileri, jet motorlu uçaklar, önemli kabiliyetlere sahip kara araçlarının envantere kazandırılmasına katkı sağladık. Yakaladığımız bu ivmenin kaybedilmemesi, cumhuriyetin ilk yıllarındaki Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Killigil gibi girişimcilerin yaşadıklarının tekrar etmemesi, devrim arabalarının unutmak istediğimiz bir akıbetinin bir daha bu topraklarda yaşanmaması için hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Her alanda paradigma değişimine odaklanmalı, imkansız denileni yapmayı, güçlü bir Türkiye'yi gelecek yüzyıla taşıyacak kadroları dışarıda aramayı bırakmalı ve daha da önemlisi gençlerimizin gücüne güvenmeliyiz” diye konuştu.
"İNSANSIZ SAVAŞ UÇAĞI ÇALIŞMALARIMIZA BAŞLADIĞIMIZDA ÜLKEMİZDE YERLİ YERSİZ ALAYLARLA KARŞILAŞTIK"
Bayraktar, insansız hava aracı üretim süreçlerinin gelişiminden bahsederek, “Bundan 20 yıl önce terörle mücadele bölgesinde, Gabar Dağları'nda ülkemizin ilk milli güdüm sistemi olan Bayraktar Mini İHA’yı geliştirirken ve onu oralarda uçururken kendi Mehmetçiğimiz ‘bunu Türkler mi yaptı’ diye bize soruyordu. Bugün ise dünyanın en gelişmiş insansız savaş uçağı, Bayraktar Kızılelma, Teknofest 2023’te İstanbul semalarında havacılık tarihinde ilk olacak formasyon uçuşları gerçekleştiriyor. Atatürk Havalimanı'nda tüyleri diken diken izleyen milyonlarca vatandaşımızdan biri dahi artık ‘bunu Türkler mi yaptı’ diye sormuyor. Çünkü toplum olarak yüksek teknoloji geliştirme konusunda özgüven kazandık. Aynı şekilde insansız savaş uçağı çalışmalarımıza başladığımızda maalesef ülkemizde yerli yersiz alaylarla karşılaşırken dünyada ise bunun tam tersi bir durum yaşandı. Savunma ve havacılık alanının önemli otoriteleri geliştirmeye başladığımız projeyi küçümsemekten ziyade hangi kabiliyetlere sahip olabileceğini, Bayraktar TB-2 SİHA'larımızın başardığı gibi muharebe konseptlerinde hangi doktrinler değişiklikleri gerçekleştirilebileceğini tartıştı. Konunun uzmanları da artık bu topraklardan yüksek teknolojide en iyisinin çıkacağına ikna oldu. Birçok ülkenin karar vericileri Türkiye modelini örnek vaka olarak incelediklerini bize açıkça ifade ediyor” şeklinde konuştu.
"ÖMRÜMÜZ VEFA ETTİKÇE GÜÇLÜ VE MÜREFFEH TÜRKİYE İÇİN DE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Haluk Bayraktar, “Bu noktadan geriye gitme ülkemiz için olasılık dahilinde bile olamaz. Biz yönümüzü ileriye çevirdik, gözümüzü yükseklere diktik. Ömrümüz vefa ettikçe güçlü ve müreffeh Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle milli teknoloji hamlesinin önemli bir bileşeni olan SAHA İstanbul'da büyük özveriyle çalışan tüm arkadaşlarıma, yönetim kadrosuna teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, konuşmasının ardından katılımcılara bir sunum gerçekleştirdi. Programın sonraki bölümü ise basına kapalı olarak devam etti.
SAHA İSTANBUL'UN GELİŞİM SÜRECİ
Sosyal medya hesabından da açıklama yapan Bayraktar, SAHA İstanbul'un gelişim süreciyle ilgili ve savunma sanayi ve havalıktaki milliliğin büyümesine sağladığı katkıyı da grafiklerle paylaştı.
Bayraktar paylaşımlarında şu ifadeleri kullandı; Milli Teknoloji Hamlesi'nin güçlü bileşeni SAHA İstanbul, savunma sanayii ve havacılıkta milliliğin büyümesine sağladığı katkıyı her geçen yıl artırıyor.
Bundan 8 yıl önce 82 üye firma ile çıktığımız yolculuk bugün itibariyle 938 üyeye ulaştı. Avrupa'nın en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul, özel sektör dinamizminin daha güçlü bir şekilde hayata geçmesi, sürdürebilir bir ekosistem ve Milli Teknoloji Hamlesi'nin başarıya ulaşması için çalışmaya devam edecek.
Küresel askeri harcamalar 2022’de %6.7 büyüdü ve büyümeye de devam ediyor. En çok harcamayı ABD, Çin ve Rusya yapıyor. Kuzey Amerika, Orta ve Doğu Avrupa özellikle savaş nedeniyle Ukrayna'da harcamalar artıyor.
2022'de en yüksek askeri harcamaya sahip ilk 10 ülke, dünya toplam askeri harcamalarının %76’sını gerçekleştiriyor. Ukrayna’nın 2022’deki harcama artışı ile 11. sıraya yükselirken, Türkiye Milli Teknoloji Hamlesi ile millilik oranını artırdıkça ithalat oranını düşürerek yıllara göre giderek azalan askeri harcamaları ile 23. sırada yer alıyor.
En fazla ihracat yapan ilk 5 ülke ihracattan aldığı ortalama %76’lık toplam payı koruyor. Ambargolar nedeniyle Rusya’nın payı önemli ölçüde düştü. İlk 5 ithalatçı ülkenin toplam ithalattaki payı son 5 yılda 2 kat artarak dünya ithalatının %42’sine ulaştı.
Aynı dönemde Türkiye, ihracat oranını yükseltirken, ithalat oranını önceki dönemlere göre 3'te 1'e kadar düşürerek tüm dünyada dikkat çeken bir başarı hikayesi yazıyor.
Ülkemizin askeri harcamaları son 4 yıldır azalırken, GSYİH’daki payı da %2- %2.5 seviyelerinden 2022’de %1.2’ye düştü. Türkiye’nin toplam küresel askeri harcamalardaki payı ise %1’in altında bulunuyor.
Askeri harcamalarımız azalmasına rağmen sektörümüz ihracata yönelerek cirosunu büyüttü. Bu büyümedeki en önemli unsurların başında geniş ürün portföyü, kalite ve maliyet avantajı geliyor. Milli Teknoloji Hamlesi'nin olumlu etkisi burada da göze çarpıyor.
Savunma ve havacılık sektörümüz 2022’de 12.2 milyar dolar ciroya ulaşarak, son 10 yılda %9.9’luk yıllık bileşik büyüme trendi yakaladı.
Dış ticarette ise geçtiğimiz dönem salgın ve tedarik zinciri problemleri nedeni ile ihracatımız ithalatımızın gerisinde kaldı. Ancak 2020’de pozitife dönen sektör dış ticaret dengesi, son 2 yıldaki yolcu uçağı alımları hariç tutulduğunda büyüme trendini koruyor.
Savunma ve havacılık sektörümüz 2022’de yolcu uçağı dışında ağırlıklı olarak komponent ve aksam ithalatı gerçekleştirdi. Buna karşın sektörümüz satış yönündeki dış ticareti hava, kara ve deniz platformları ile sistem seviyesinde ürün ihracatına dayanıyor.
İhracatın ithalatı karşılama oranı %88 iken, yolcu uçağı alımları hariç tutulduğunda bu oran %187’ye kadar çıktı.
Türk savunma ve havacılık sektörlerinin gelecek dönem performansı için belirleyici olacak faktörler:
* Yeni sektörler ve teknolojilerdeki Ar-Ge yatırımlarının devamlılığı
* Savunma sanayine yönelik insan kaynağı hacmi ve niteliğinin arttırılması
* Kritik teknoloji ve ara mal girdilerinde yerlileşme
* Arz güvenliğini sağlamak için yapılacak yatırımlar