18.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
Finike’nin Hasyurt mahallesinde, 25. Hasyurt Tarım Fuarı kapsamında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarlarının katılımıyla, ‘Tarımın Dünü, Bugünü ve Yarını’ konulu panel düzenlendi.
Hasyurt Mahmut Esen Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç, Milliyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Servet Yıldırım, Milliyet Gazetesi Tarım Yazarı Hakan Tartan, Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Murat Hüdavendigar Günay, Grow Fide Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ünal, Titiz Agro Yönetim Kurulu Başkanı Şavaş Titiz, E – Z Tohumculuk Genel Müdürü Zekai İlter ve üreticiler adına Şaban Dede katıldı.
Tarımın geleceği
Paneli Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç yönetti.
Panelde açılış konuşması yapan, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, fuarı düzenleyen ve panelin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerine başladı. Belovacıklı, “Tıpkı 16. yüzyılda tarım ürünlerinin yok olmaya yüz tuttuğu bir dönem gibi çelişkili bir dönemden geçiyoruz. Sadece Türkiye değil, tüm dünya böyle bir dönemden geçiyor. Teknolojik gelişmelerin tarım üzerindeki etkilerinin çok konuşulduğu bir dönem yaşıyoruz. Son yıllarda, ‘insan hayatında tarım niçin önemli’ sorusu gündeme geldi. Bundan sonra Türkiye’de neler ekilip biçilir, nerelerde hata yapıldı. Nelerin kurtarılabileceğini tartışma imkanı bulduk. Bugün burada yapılacak olan panelde bu konuların hepsi ayrı ayrı değerlendirilecek” dedi.
‘Tarımda teknoloji çok önemli’
Panelde ilk sözü Grow Fide Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ünal aldı. Ünal, şöyle konuştu:
“Meşhur eski dışişleri bakanlarının bir sözü var. ‘Petrolü kontrol altında tutarsanız ülkeleri kontrol edersiniz, Gıdayı kontrol altına alırsanız insanları yönetirsiniz’ diyor. Bu sözler gıdanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Ben bu bölgenin çocuğuyum, ortaokulu bu bölgede okudum. Benim çocukşuğumda bu bölgede hiçbir şey yoktu. 1970’lerden sonra burası gelişmeye başladı. Son 40 - 50 yılda bu hale geldik. Bugün iki konu üzerinde duracağım. Birincisi tarımda teknoloji, ikincisi de ne ekiplip ne satılacağı konularına değineceğim. Son yıllarda Türkiye’de tarım sorunları çıkınca, birçok bahaneler üretiyoruz. Ama kimse tarımda teknolojiyi kullanıp kullanmadığımızı konuşmuyor. Kimse ne ekilir, nasıl satılır onu konuşmuyor. 1970’li yıllardaki şartlardan bugünkü şartlara gelinmesinde birçok insanın katkısı olmuştur. Şahsen benim ve burada bulunan arkadaşlarımın da katkısı olmuştur. Birçok insanın, sektörün katkısı olmuştur ama devletin katkısı olmamıştır.
Mesela dönümde domates üretimi 3 tondan 20 – 25 tona çıktı. Biber 3 tondan 15 – 20 tona çıktı. Patlıcan ise 5 tondan 20 tona çıktı. Bu artış tahılda görülmedi. Bakliyatta ve et üretiminde olmadı. Yani tarımdaki gelişme diğer ürünlerde olmadı.
Onun için tarımda teknolojinin kullanılması lazım diye dilimizin döndüğü kadar söylüyoruz.”
Tropikal ürünler
Ünal, “Türkiye olarak Rusya’nın isteğine göre tarım ürünleri ürettik. Rusya son yıllarda Türkiye’nin tarım pazarıyla istediği gibi oynamaya başladı. Bu da iyi bir şey. Bu defa üretici tropikal ürünlere yönelmeye başladı. Çünkü tropikal ürünler Avrupa da iyi pazar bulmaya başladı” dedi.
‘Yüzlerce ürün ihraç ediyoruz’
Titiz Agro Yönetim Kurulu Başkanı Şavaş Titiz, “Bizim öğrencilik zamanımızda Türkiye neredeyse yurtdışına sadece fındık ihraç ediyordu. Ama bugün yüzlerce meyve sebze ihraç eder hale geldi” dedi. Titiz, şunları söyledi: “Dünyada örtü altı sebze üretimin merkezi nerelerdir diye sorulduğunda, hemen Akdeniz ülkeleri geliyor. Akdeniz ülkeleri denince de İspanya akla geliyor. İspanya’da örtü tarımının yanında süs bitkileri de yetiştiriliyor. Ama İtalya’da örtü tarımında üzüm gibi meyveler yetiştiriliyor. Örtü altı tarımında dünyada üçüncü sıradayız. Üçüncü olmamızda iklim şartları gibi daha birçok etkenler var.”
Titiz, “Sera kurulumlarının, ahşap, plastik ve demir olması, üretim kalitesini o kadar da çok etkilemiyor” dedi.
‘Dünya ile rekabet edecek güçteyiz’
E – Z Tohumculuk Genel Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Zekai İlter, “Finike portakalı dünyada kalitesini ıspatlamış bir portakal çeşididir. Gidin tepeden Kumluca - Finike ovasına bakın. Şehir görünümündedir. Yani ovanın her tarafını inşaat sahası haline getirmişiz. Dünyada başka Kumluca ve Finike ovası yok. Bunun kıymetini bilememişiz” dedi. İlter, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz seracılık geçmişi ile birikimi ve donanımı olan ülkelerden birisiyiz. İspanya’yı, İtalya’yı gidip gördük. Bizim yetiştirdiğimiz ürünlerin kalitesi ve aroması olarak dünya ile rekabet edecek güçteyiz. Çünkü birçok ülke jeotermal kullanarak üretim yapıyor. Ama biz doğal iklim şartlarında üretim yapıyoruz. Biz seralarımızı nasıl modernize ederiz, seralarımızdan elde ettiğimiz ürünlerle nasıl dünya ile rekabet ederiz diye düşünüyoruz. Ama biz baştan bir yanlış yaptık. Seralarımızdan kazandığımızı başka alanlarda harçadık. Seralarımızı modernize etmedik. Seralarımızı geleceğe hazırlamadık.”
‘Kayıtdışı üretim önlenmeli’
Üretici Şaban Dede ise, “Ben dededen babadan gelme bir çiftçiyim. Biz çiftçiler olarak en büyük sorunumuz kayıtdışı üretim. Arz talep dengesini ayarlayamıyoruz. Başta bu sorunu çözmeliyiz” dedi.