29.08.2015 - 13:20 | Son Güncellenme:
Sayıları her geçen gün artan zayıflama ilacı ve ürünleriyle ilgili Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof.Dr. Hasan Petek, zayıflama çayı ya da hapı olarak tanıtılan gıda takviyelerini inceledi. Prof.Dr. Petek, birçok kişinin ciddi derecede rahatsızlanması ya da ölümüne yol açan bu ürünlerin denetimlere rağmen önüne neden geçilemediğini araştırınca, mağdurların yargıya başvurup haklarını aramadıklarını söyledi. Prof.Dr. Hasan Petek, şöyle dedi:
"Söz konusu ürünleri kullananlar, uğradıkları zararlar sebebiyle satıcıdan, üreticiden, ithal edenden, piyasaya sürenden tazminat talep edebilir. Ölüm durumunda yakınları da maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Fakat şimdiye kadar bu yola başvurulmadı, açılan bir dava bile yok."
Türkiye’de bitkisel ürün ticaretinin 3 milyar dolarlık büyük bir pazara dönüştüğünü de hatırlatan Prof.Dr. Hasan Petek, tüketicilerin, takviye edici gıdalar nedeniyle uğradıkları zararlarda da kendi çıkarlarını koruma yollarını bilmediklerini ya da kanıtlayamayacakları ve sonucun aleyhlerine olacağı düşüncesiyle haklarını aramaktan çekindiklerini gördüklerini söyledi. Prof.Dr. Petek, şöyle dedi:"
Mağdurların hukuki girişimlerde bulunmamaları, bulunsalar bile mali yönden bunu karşılayacak durumda olmamaları, açtıkları davalarda ispat zorlukları yaşamaları; bu ürünleri üreten, işleyen, ithal eden veya piyasaya sürenlerin ne yazık ki elini güçlendiriyor."
"TARIM İLACI BİLE VAR"
Bu ürünlerin engellenebilmesi için tüketicilerin bilinçlenmesinin şart olduğunu ifade eden Prof.Dr. Petek, şöyle devam etti:
"Takviye edici gıda adı altında piyasaya sürülen zayıflama ürünleri ilaç olmadığı için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın onayına tabi. Bakanlığın bu hap veya çayların üretilmesi, ithal edilmesi, işlenmesi, piyasaya sürülmesine yönelik ayrıntılı yönetmelik ve tebliğleri var. Sağlığa zararlı veya öldürücü ürünlere izin verilmiyor. İzin alınanlara sonradan tiroid hormonları, diüretikler, laksatifler, kafein, sempatomimetikler, sibutramin gibi zararlı ürünler katılıyor veya izin alınmamasına rağmen bakanlık onaylı olduğu belirtilerek kaçak olarak satışı gerçekleştiriliyor. Yapılan tahlillerde toksinler, tarım ilaçları, ağır metaller, ilaç etken maddeleri, böcek ve kemirgen kalıntıları, parazitler, mikroorganizmalar, mantarlar ile küf tespit ediliyor. Tehlike saçan bu ürünler imha ediliyor ve reklamları kaldırılıyor. Tüketiciler, tanıtımlarında bitkisel veya doğal olduğu için zararsızmış gibi gösterilen bu ürünlere karşı dikkatli olmalı. Zayıflatıcı haplar veya çaylar sebebiyle kalp krizi geçirenler, depresyon, uykusuzluk, nefes darlığı, ciltte reaksiyonlar, görme bozukluğu, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi rahatsızlıklar yaşayanlar ile kişinin ölmesi durumunda yakınları mutlaka yargıya başvurmalı. İki bin 200 TL’nin altındaki zararlarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, 3 bin 300 TL’nin altındakilerde il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsündeki illerde 2 bin 200-3 bin 300 TL arasındaki zararlar için il tüketici hakem heyetlerine gidilmeli. Bu değerlerin üzerindeki tazminat talepleri için ise tüketici mahkemelerinde dava açılabilir."