16.03.2021 - 12:04 | Son Güncellenme:
AA
Bazı danışmanlık şirketleri, yetkili kurumlardan tamirhanelere, çekicilere kadar kurdukları sistemle ağ sayesinde; hasar görmüş araç sahiplerine ulaşarak, "değer kaybını hemen ödeyelim, bize vekalet verin" diyorlar. Vatandaşlardan aldıkları vekaletlerle de sigorta şirketlerine başvurmak yerine daha fazla tazminat almak için Tahkim Komisyonuna başvuruyor. Böylece hem vekalet ücreti alıyor hem de aldıkları fazla tazminatı kendilerine alıyorlar. Vatandaşın cebine ise fazladan hiç bir şey girmiyor. Uzmanlar ise "Sigorta şirketine kendiniz başvurarak değer kaybını alabilirsiniz." uyarısında bulunuyor.
Değer kaybı tazminatı; aracınızla yaptığınız kaza sonrası, onarım gören karşı tarafın araçlarının piyasa rayiç değerinde maddi kayıplarının trafik sigortasından karşılanması. Bu değer kaybının nasıl hesaplanacağı ve vatandaşa kaç para ödeneceği ise trafik sigortasının şartlarında açık bir şekilde yazılıyor. Kaza geçiren bir sürücü, kaza tespit tutanağı ile birlikte değer kaybı için sigorta şirketine başvuru yaptığında, trafik sigortası şartlarına göre şirket hesaplamayı yaparak hem araçtaki hasarı hem de değer kaybını ödüyor. Bazı hasar danışmanları ise aracınızın değer kaybını vakit, nakit kaybetmeden almak için formu doldurtuyor, değer kaybınızı anında nakite çevirme iddiasında bulunuyor. İnternette, değer kaybının karşılanmasına yönelik birçok adres bulunuyor. Değer kaybı için başvuran ya da kendilerine bir şekilde ulaşılan araç sahipleri, kayıplarını aracı firmalar olmadan alabilecekken, bu aracı organizasyonlar nedeniyle zarara uğruyorlar.
VEKALET İSTİYOR, KUSURLU TARAFA "İLANLI HACİZ" GÖNDERİYORLAR
Aracılar, iddialara göre başta eksperler olmak üzere, yetkili kurumlardan, tamirhanelerden, çekicilerden aldıkları bilgilerle hasar görmüş araç sahiplerine ulaşarak vekalet istiyor. Değer kaybını, sigorta şirketi ödemiş olmasına rağmen bir daha alabileceklerini de belirtiyor. Ancak vatandaştan aldıkları vekaletlerle sigorta şirketlerine başvurmak yerine daha fazla tazminat almak için Tahkim Komisyonuna başvuruyor. Yaşanan kazanın kusurlu tarafına bu işin faturası kesilerek, değer kaybı tazminatı onlara ödetilmeye çalışılıyor. Çıkan faturada sadece değer kaybı sigortasının masrafı da olmuyor, avukatlık ücreti, eksper yani bilirkişi ücreti gibi masraflar da yer alıyor. Kazadaki kusurlu tarafa bu aracı firmalar tarafından "ilanlı haciz" gönderiliyor. Böylece kazadaki kusurlu taraf, tazminat ödemek zorunda kalıyor. Aracı firma ise tazminatın yüklü bölümünü kendine alıyor, değer kaybı sigortası kısmını ise araç sahibine veriyor. Durumun tuhaflığını fark eden araç sahipleri ise olayı mahkemeye taşıyarak kendini kurtarabiliyor.
AĞAOĞLU: HUKUKU ÇİĞNİYORLAR
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, aracılar için "Trafik kazası geçiren tarafların kişisel verilerini ele geçirerek onlara ulaşıp, danışmanlık hizmeti sunacağını ifade ederek menfaat sağlama peşindeki birtakım organizasyonlar çok yönde hukuku çiğniyorlar. Aynı zamanda kaza geçiren taraflardan birini ihya edeyim derken diğer tarafın da mağduriyetine yol açabiliyorlar. Vatandaşlar dikkatli olsunlar. Bu yapılan iş hukuka aykırıdır." dedi.
Ağaoğlu., "Bu durumla karşılaşan tüketicilerin mağduriyeti varsa yani aracın değer kaybında bir eksik ödeme yapıldığını düşünüyorsa bunu uzman ekspertiz firmasına inceletip, oradan gelecek rapora göre sigortadan talep edebilir. Hakkını alamadığı takdirde sigorta tahkim komisyonu ya da tüketici hakem heyetine başvurabilirler" diye konuştu.
AĞAOĞLU: ÇOK YÖNDE HUKUKU ÇİĞNİYORLAR
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, DHA'ya yaptığı açıklamada vatandaşlara şu uyarılarda bulundu:
"Trafik kazası geçiren tarafların kişisel verilerini ele geçirerek onlara ulaşıp, danışmanlık hizmeti sunacağını ifade ederek menfaat sağlama peşindeki birtakım organizasyonlar çok yönde hukuku çiğniyorlar. Aynı zamanda kaza geçiren taraflardan birini ihya edeyim derken diğer tarafın da mağduriyetine yol açabiliyorlar. Vatandaşlar dikkatli olsunlar. Bu yapılan iş hukuka aykırıdır. Niçin hukuka aykırıdır? Hukuki danışmanlık ve hizmet vermek avukatlık kanununa göre sadece barolara kayıtlı avukatlara tanınmış bir haktır. Ayrıca avukatlar ilan veremez, aracı kullanamaz. Bunlar kaza geçiren tarafları öğrendikten sonra, bunu da hukuka aykırı şekilde yapıyorlar; o kazada kusurlu olan tarafa müracaat ederek, hakkında icra takibi yaparak bir para istiyorlar. Bunu yaparken de diğer taraftan aldıkları vekaletnameyi kullanıyorlar. Oysa bunlar avukat değil. Danışmanlık şirketi diyorlar ama bu noktada tüketiciler dikkatli olsun. Bu yönde bir danışmanlığa ihtiyaç yok. Zaten vatandaş bir mağduriyet yaşıyorsa tüketici olarak, tüketici hakem heyeti var, sigorta tahkim komisyonu var. bunlar yasalarla oluşturulmuş organlar. Herhangi bir komisyon, avantaj veya menfaat peşinde olmadan vatandaşların haksızlıklara karşı savunmalarını yapan kurumlar. Üstelik gerek sigorta tahkim komisyonu, gerekse hakem heyetinde bu konunun uzmanlarının verdikleri kararlar etkili kararlar oluyorlar. Bu danışmalık şirketlerinin yaptığı kazaya karışan taraftan, kusurlu olan tarafı sıkıştırarak, korkutup ürküterek; bu noktada hukuku da kullanıyorlar muhakkak. Onlardan para sızdırmak. Bu da hukuka aykırılıktır. Bu durumla karşılaşan tüketiciler şayet mağduriyeti varsa yani aracın değer kaybında bir eksik ödeme yapıldığını düşünüyorsa bunu uzman ekspertiz firmasına inceletip, oradan gelecek rapora göre sigortadan talep edebilir. Hakkını alamadığı takdirde sigorta tahkim komisyonu ya da tüketici hakem heyetine başvurabilirler"
VATANDAŞ KORKUTULUYOR
"Bu danışmanlık şirketlerinin içinde trafik kazalarına ulaşma yetkisine ve kaza taraflarının bilgilerine erişebilen bazı meslek mensupları varsa, eksper gibi resmi olarak; bunların bu bilgileri sızdırdıkları anlaşılırsa suçlu duruma düşerler." diyen Ağaoğlu, şöyle devam etti:
"Kişisel verileri koruma kanuna göre kimsenin özel bilgileri, cep numarası, adresi bir başkasına onun izni olmadan verilemez. Ancak bazı kişi ve kurumlar bu tür bilgilere ulaşabilirler. Örneğin; trafik kazası eksperleri, tramer üzerinden girip hangi araçta ne tür kaza olmuş, bunların sahipleri kimler? Bunları görebiliyor. Ancak bu bilgileri üçüncü kişilerle paylaşmaları suç oluşturur. Danışmanlık şirketleri genellikle hasar kaybı için ödenen bedelin düşük olduğunu düşündükleri zaman 10 bin lira alınacağına, 2 bin lira verilmişse, o 8 bin lira farkı alırken esas hak sahibine bin lira gibi bir ücret ödüyorlar. Diğer tarafa da dönüp 10 bin lira talep ediyorlar. Yani 1 koyup 10 kazanıyorlar. Yüksek oradan kar payı için yapılıyor bu iş. Yaptıkları hukuksuzluk. Buna kılıf uydurmaya çalışıyorlar danışmanlık şirketi diye. Ama burada 1 koy, 10 al zihniyeti ve pastanın büyüklüğünden ötürü bu hukuksuzluğu yapmaktan geri durmuyorlar. Yani danışmanlık şirketi kazazedeye ulaşıp 'sen haksızdın, bizim aracımızın değer kaybını ödemek zorundasın, biz senden bunu hukuki yolla alacağız' deyip icra takibine başlıyor. Bu şekilde korkuttuğu vatandaştan 10 bin lira alıyor, oysa diğer tarafa bin lira ödemiş oluyor bu vekaleti almak için"
"HER İKİ TARAFA DA, HEM TÜKETİCİYE, HEM DE SİGORTA ŞİRKETİNE BURADA SORUMLULUK DÜŞÜYOR"
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Sigorta Komisyonu Başkanı Taner Çağatay, tüketicinin hasar olduğu zaman değer kaybını almaya hakkı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Zaten bu trafik sigortalarının genel şartlarında mevcut. Bunun için de ilk aşamada hemen sigorta şirketine müracaat edilip, gerekli belgelerini tamamlayıp sigorta şirketine bunları bildirsinler. Sigorta şirketi de gerekli evrakları inceledikten sonra değer kaybını tespit eder. Değer kaybı neye göre tespit edilir; aracın markası, modeli, yılı, değişen parçalarına göre. Buna göre de mağdur olan bu hasarını ödemiş oluyor. Gerçekten güzel bir şeydi, 2015'den önce tüketici mağdur oluyor, aracının hazarı ödeniyor ama diğer taraftan da araç da değer kaybediyordu. Fakat bu noktada aracı kurumların çıkmasının en büyük nedenlerin bir tanesi de sigorta şirketleri bu değer kaybına pek sıcak bakmamaya başladı. Ya reddediliyor ya da değerinden az ödeniyordu. Burada esas olarak sigorta hasar departmanı hasara uğramış tüketiciyi arayıp neden dolayı reddettiğini veya niye bu kadar düşük miktarda ödediğini anlatırsa, tüketiciyi ikna eder onlarda boşuna bu aracı kurumlara yem olmaz. Her iki tarafa da, hem tüketiciye, hem de sigorta şirketine burada sorumluluk düşüyor. Sigorta şirketi ile direkt irtibata geçip, tüketici mahkemelerine bile kendileri müracaat edebilirler. Bunun için de bir avukatlık ücreti falan ödemelerine gerek yok. Tüketici mahkemelerine gidip oradan da hakkını kendileri arayabilir böylece de avukatlık masrafından da kurtulmuş olurlar. Söz konusu aracı kurumlar buradan avukatlık ücreti alıyorlar. Genellikle yüzde 20 civarında yani ödenen hasarın yüzde 20 kadarını kendilerine alıyorlar. Biz bile bazen tedirgin oluyor, kaza yapan kişi daha hastaneyken daha telefon geliyor. Aracı kurumların nasıl hızlı bir şekilde bilgi aldıklarına bizler de şaşırıyoruz"
MÜMİN İŞBİLİR: İLANSIZ İCRA TAKİBİ BAŞLATTILAR
Eşinin 2019'da yaptığı kaza nedeniyle aracına 12 bin lira icra gelen mekanik ustası Mümin İşbilir, şunları söyledi: "Eşim çocukları okuldan alırken maddi hasarlı kaza yapmıştı. Ondan sonraki süreçte tutanaklar tutuldu yaklaşık 1.5 ay sonra ilansız icra takibi geldi. Bununla ilgili de evrakta 'araç mahrumiyet bedeli' yazıyordu. Hemen kaza yaptığımız kişiye ulaştım, çocuklarımız aynı okulda beraber okuyorlar. Bana icra yolladıklarını söyledim, o da 'ben size icra yollamadım, seninle işim yok, araç değer kaybı için bir danışmanlık firması aradı beni. Onunla ilgili vekalet istediler, trafik sigortasından benim araç değer kaybımı alacaklar' dedi. 'Ben senden talep etmiyorum' deyince kapandı olay. 13 Ocak 2021 tarihinde eşimi hasar danışmanlık şirketinden aramışlar, '12 bin lira icranız oldu, bununla ilgili olarak da gelin anlaşalım, uzlaşalım, size kolaylık sağlarız' demişler. Sonra ben devreye girdim, firma ile konuştum. Çünkü ilansız icra takibi elime geçmemişt, E-Devlet'ten baktım. Benden 12 bin lirayı neye karşı istediklerini sordum. Firma kendine ait cep telefonundan bana mesaj attı. Firma ile daha sonra yaptığım görüşmede 'bunları zaten sigortadan almışsınız, evraklarını gönderdim, bunu benden mükerrer olarak istiyorsunuz, 2 sefer araç mahrumiyet bedeli istiyorsunuz. Bu usullere aykırıö dedim. Bununla ilgili de dava süreci başladı şu an. Bana ilansız icra takibinde bulunmalarına gerek yok. Onlar şunu diyorlar, '2020 yılında bir kanun çıkmış. Anayasa Mahkemesi'nde onu öne sürüyorlar. Ama ben de şunu dedim onlara; '2020 yılında kanun çıktı ama kaza 2019 yılında oldu. Anayasa Mahkemesi kararları geriye dönük işlemez, ileriye dönük yürür' dedim. Ondan sonra zaten bunlar paniklediler hemen karşı taraftaki kişi icradan vazgeçtiğine dair bana feragatname yolladı 'ben talep etmiyorum' diye"
NEVZAT GÜL: SIGORTA ÖDEDİĞİ HALDE BORÇ ÇIKARTMIŞLAR
Bir diğer mağdur Nevzat Gül de , "23 Ocak 2019'da benim çocuk markete giderken arabayı park ediyor. İşi bittikten sonra marketten çıkarken arkasına gelen bir arabaya çarpıyor. Tabii tutanak tutturuyoruz. Tutanakta bizi yüzde 100 suçlu göstermişler. Bizim sigorta o bedeli ödemiş. Ödemesine rağmen bize yine bir borç çıkartmışlar. Ben sigortayla görüştüğümde bana 'onların muhatabı sen değilsin. Bizimle muhatap olacaksın. Değeri bize belirtmemişler. Neden sana göndermişler?' dediler. Ben de gidip itiraz dilekçesini ilettim. Şu anda mağdur durumdayım. 7 bin lira borç çıkardılar bana. Sigorta bin 140 lira artı 370 lira ödemiş. Sigorta bu parayı ödemiş icra neden geldi ben de anlamadım. Benim sigorta ödediği halde bana borç göndermişler. Ben bunu kabul etmiyorum. Dava şu anda devam ediyor. Ben de mağdurum bunun düzeltilmesini istiyorum" şeklinde konuştu.