29.08.2023 - 15:25 | Son Güncellenme:
Nazım Özgün ERBULAN/İZMİT (Kocaeli) (DHA)-
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "İzmit Körfezi'nden 33 milyon metreküp kadar bir çamur çıkartacağız. Onu sıvılaştırmadan uzaklaştıracağız, kurulaştıracağız ve Marmara da bundan öncesi gibi asli haline yeniden dönecek. Burada hayat yeniden canlanmış olacak. Ne koku kalacak ne de bizim tehdit olarak gördüğümüz müsilajlar bir daha buralarda inşallah gözükmeyecek diye düşünüyorum. Bu bizim bakanlık olarak yürüttüğümüz en büyük projelerin başında geliyor" dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bir dizi ziyaret ve program için Kocaeli'ye geldi. Bakan Özhaseki önce Vali Seddar Yavuz'u ardından da Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ı ziyaret etti. Valilik ve belediye ziyaretlerinin ardından Bakan Özhaseki AK Parti Kocaeli İl Başkanlığı'nda partililerle buluştu.
‘BİR TANE ÜLKEMİZ VAR, ASLA KİRLENMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’
Bakan Özhaseki daha sonra, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ortaklığında hayata geçirilen ‘İzmit Körfezi Doğu Baseni Dip Çamurunun Temizlenmesi, Susuzlaştırılması ve Bertaraf Hizmeti Projesi’ sahasına gitti. Çamur temizliğinin yapıldığı alanda gazetecilere açıklamalarda bulunan bakan Özhaseki, Marmara bölgesinin Türkiye’nin can damarı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu bölge Türkiye’nin can damarı diyebileceğimiz bir bölge. Ticaret, sanayi, finans olarak her türlü Türkiye’nin bağımlı olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Böyle bir bölgede yıllar öncesinden başlayan ihmallerin getirmiş olduğu birtakım kirlilikle geçtiğimiz yıllarda karşı karşıya kaldık. Geçmişte bundan 20-25 sene önce burada kokudan durulmuyordu. O sıkıntılara tedbir alınamadığı için geçtiğimiz yıllarda müsilaj diye bir bela ile karşı karşıya kaldık. Bunun en büyük sebebi bir taraftan tarımsal, bir taraftan evsel, bir taraftan da fabrika atıklarının denizde kontrolsüz bir şekilde arıtılmadan temizlenmeden verilmiş olması. Yıllar içinde dipte biriken bu çamurlar o ekosistemi bozuyor. Balıkların beslenme alanı olarak görebileceğimiz alanları çamur kaplayınca oksijen de kalmıyor. Hayat yavaş yavaş son buluyor. Siz buna tedbir almazsanız karşınıza kocaman bir balçık ve belki de bir batak alan gibi bir problem ile de karşı karşıya kalıyorsunuz. Burada çok acil olarak böyle bir faaliyetin yapılması gerekiyordu. Şu an ilgili firma çalışmalara devam ediyor. Bir gecikme yok ve planladığımız şekilde süren bir çalışma var burada şimdi. Birinci etap bitince ikinci etaba da devam edeceğiz. İzmit Körfezi'nden 33 milyon metreküp kadar bir çamur çıkartacağız. Onu sıvılaştırmadan uzaklaştıracağız, kurulaştıracağız ve Marmara’da bundan öncesi gibi asli haline yeniden dönecek. Burada hayat yeniden canlanmış olacak. Ne koku kalacak ne de bizim tehdit olarak gördüğümüz müsilajlar bir daha buralarda inşallah gözükmeyecek diye düşünüyorum. Bu bizim bakanlık olarak yürüttüğümüz en büyük projelerin başında geliyor. Bu faaliyetleri biz sürdüreceğiz. Bir tane ülkemiz var, asla kirlenmesine izin vermeyeceğiz. Bu tür yanlış işlerin yapılmasına da izin vermeyeceğiz. Bunu da temizlemek için o tehditleri giderebilmek için bu faaliyetlere devam edeceğiz.”
'HER TÜRLÜ YAPIM AŞAMASINDA SIFIR TOLERANS UYGULANACAK'
Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Bakan Özhaseki, 1999 yönetmeliğinden sonra yapılan binalarda eğer herhangi bir suistimal yapılmamışsa, binanın depreme dayanıklı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin tamamı deprem bölgesi bunu bilelim. 1’inci ve 2’nci derecede deprem bölgesi olarak sınıflayabileceğimiz alan, topraklarımızın yüzde 66’sı. Nüfusumuzun yüzde 71’i bu bölgelerde yaşıyor. Ama hiç kimse 3’üncü ve 4’üncü derece olarak belirtilen yerde deprem olmaz diye düşünmesin. Her an her yerde olabilir. Bizim deprem bölgesi olduğumuzu bilerek hareket etmemiz gerekiyor. İnşaatlarımızı yaparken, evlerimizi kurarken, büyük bir dikkat ve titizlikle bu işi sürdürmemiz gerekiyor. Bunu yapmazsak, çok dizimize vurur, çok ağlarız, çok pişman oluruz. 99 depreminden sonra yönetmelikler değişti. 99 depreminden sonra çıkan yönetmeliğe uygun olarak yapılmış binalar herhangi bir şekilde suiistimale uğramamışsa emin olun hiçbir şey olmaz onlara. Ama siz yönetmelikleri yazar, her şeyi tarif edersiniz, zemin etütleri statik hesapları ve her türlü mimarlık mühendislik hesaplarını ortaya koyduğunuz halde birileri buna uymazsa ona da yapacak bir şeyiniz kalmaz. Şimdi biz bakanlık olarak uzunca bir süredir, deprem bölgelerindeki imar yetkilerini kendimizde topladık. 4 tane kırmızı çizgimiz var. 1’incisi fay hatlarının olduğu yerde, asla ve asla inşaat yapılmayacak. Üstüne çelikten bile tek katlı bina inşa etseniz aşağıdan gelen enerji onu kaldırıp atıyor. O zaman sizin buna çok riayet etmeniz gerekiyor. 2’ncisi dere yataklarının olduğu yerlerde bir yasak getirilip, bir daha yapının yapılmaması gerekiyor. 3’üncüsü zemin sıvılaşması olan yerler var. Oralarda yapacağınız yapıda her türlü kurala riayet etseniz bile yıkılıyor. Son olarak da bundan sonra mühendislik hesaplarından başlayarak her türlü yapım aşamasında sıfır tolerans uygulanacak. Zamanında yapılan toleransların ve ihmallerin nelere mal olduğunu gördük ve çok dizimize vurduk. Bundan sonra asla bunlara tahammülümüz yok. Bundan sonra inşallah daha dikkatli olacağız. Kurallara riayet ettiğimizde 8-9 şiddetinde de deprem olsa evimizde güvenli bir şekilde oturacağız diye ümit ediyoruz.”
'İNSANOĞLUNUN BAL ARISI GİBİ OLMASI LAZIM'
Bakan Özhaseki, Kocaeli programı kapsamında, Darıca Belediyesi ile iş insanı Rüstem Metin Yurtsever işbirliğinde yapılan Darıca Belediyesi Rüstem Metin Yurttaş Kültür Merkezi ve Aile Sağlığı Merkezi Açılış Töreni’ne katıldı. Bakan Özhaseki burada yaptığı konuşmada, “Kur'an-ı Kerim'de Cenabıhak bizlere ‘hayır da yarışın’ diyor. Evet, bizim hayırlarla yarışmamız lazım ve gözümüzün nuru efendimiz de ‘cennet cömertlerin yurdudur’ buyuruyor. Ne güzel müjdeler. İslam alimleri cömert insanları, bu hayır işlerini yapan insanları bal arılarına benzetiyorlar. Diyorlar ki ‘o bal arıları tabiatta gezeler, çiçeklerden, polenler toplarlar. Sonra da gelirler, büyük bir emek vererek, gayret ederek dünyanın en kıymetli yiyeceğini yaparlar, fakat kendileri yemezler. O balı başkalarına ikram ederler. Onun için kıymetlidir. Bir başka hayvanat aleminden karınca örnek verilir. Karınca da çok çalışır. Gayret eder. Çer çöp toplar, ama kimseye faydası olmaz. Bir de ayak altında gezer. O yüzden insanoğlunun bal arısı gibi olması lazım ve karınca gibi de olmaması lazım diye düşünüyorum” dedi.
'İSTANBUL'UMUZU DA, KOCAELİ'MİZİ DE DEPREME HAZIRLAMAK İSTİYORUZ'
Beklenen İstanbul depremi hakkında da konuşan Bakan Özhaseki, “Yakında olabilecek olan İstanbul çevresindeki deprem için de gece gündüz demeden bakanlık olarak gayret ediyoruz. Bütün ekiplerimiz sabahlara kadar çalışıyorlar. İstanbul'daki yerel dinamikleri iyi bildiğimiz için bütün belediyelerimizi, sivil toplum örgütlerini davet ederek onların fikirlerini de alıyoruz. Önümüzdeki günlerde meclise inşallah bir yasa getireceğiz. Daha kolay, daha hızlı, daha güvenli evler yapabilmek için de özel yasalarla biz, İstanbul'umuzu da, Kocaeli'mizi de depreme hazırlamak istiyoruz ki bundan sonra deprem olduğunda dizlerimize vurmayalım. Deprem olduğunda oturup evladımızı kaybettik diye ağlamayalım diye. Bunu yapacak bizde bilgi var, birikim var, irade var. Allah'ın izniyle de bunları yapabilecek güçteyiz” ifadelerini kullandı.
'SAĞLIKTA GÜZEL İŞLERİN YAPILDIĞI BİR DÖNEMDEYİZ'
Biz Almanya gibi, İngiltere gibi, İtalya gibi, Fransa gibi, İspanya gibi Avrupa'da söz sahibi, gelişmiş ülke diye anılan ülkelerin kovidli hastalara nasıl davrandıklarını çok iyi gördük. Ambulanslarda sıra beklerken ölen insanlar gördük. Topluca kovidli hastaları gömdükleri ortamları gördük. Ama Allah'a hamdolsun bugün geldiğimiz nokta itibariyle de sağlıkta güzel işlerin yapıldığı bir dönemdeyiz. Evet, biz bu ülkeyi seviyoruz. Bu ülkenin çocuklarıyız. Zaten bin yıldır neredeyse bu ülkede yaşıyoruz. İnşallah ilanihaye kıyamete kadar bu ülkede bayrağımızla dalgalanacak, ezanımızla okuyacak ve beraberce yaşayacağız. Önemli olan burada bizim hep birlikte el birliğiyle bu ülkeye hizmet etmemiz insanlarımızı daha müreffeh bir şekilde yaşatmamız, bin bir türlü zorluğa karşı da göğüs gererek o işlerin altından kalkıp, önümüze bakıp yolumuza devam etmemiz. Bakanlık olarak da herhalde bizim Kocaeli'de 20-25 yerde işimiz var. Onları da birebir takip ediyoruz ve bütün bu devletin hizmetlerinin yanı sıra hayırsever kardeşimin de Cenabıhakk'ın rızasını kazanabilmek adına yapmış olduğu bu eserden dolayı kendilerine çok teşekkür ediyorum. Allah keselerine bereket versin.”