28.09.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN - Pandemi sürecinde turizmde Türkiye’nin elini güçlendiren ‘Güvenli Turizm Sertifikası’ tartışma konusu oldu. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Oteller ve Konaklama Yerleri Meslek Komitesi, uygulamadaki zorunluluğun kaldırılması için tavsiye kararı aldı.
Aşı sertifikası ve PCR testi belgeleriyle turist ağırlanmasının yeterli olacağını savunan kararda, sertifikanın Türkiye’nin pek çok bölgesindeki konaklama tesisi için fazla maliyet halini aldığı belirtiliyor. Bu karar ATSO tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB), oradan da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletilecek.
Türkiye, bu süreçte uluslararası turizm stratejisini Güvenli Turizm Sertifikasyonu üzerine kurdu; sertifika özellikle pandemi sürecinin en sancılı dönemlerinde hükümetler arası görüşmelerde Türkiye’nin elini güçlendirdi. Bakanlığın bu sertifikayı kalıcı gördüğü konuşuluyor.
Zincirleme tedbir
Başta küçük oteller olmak üzere ise sertifikanın zorunluluktan çıkarılması, isteğe bağlı hale getirilmesi isteniyor. Bu isteğin temelinde ise, her bölgenin yabancı turist almadığı için ortaya çıkan maliyet ile artık aşı sertifikası ve PCR testinin yeterli olacağı görüşü var.
Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı, ulaşımdan konaklamaya, tesis çalışanlarından yolcuların kendi sağlık durumuna uzanan geniş bir yelpazede alınması önerilen bir dizi tedbirleri tanımlıyor.
1 Ocak 2021’den itibaren oda sayısı 30 ve üzeri olan konaklama tesisleri için zorunlu olan sertifikayı almak isteyen tesis işletmeleri yetkili uluslararası akreditasyon kuruluşlarına başvuruda bulunuyor. Otelin büyüklüğüne göre 500 liradan birkaç bin lirayı aşan fiyatlara sertifika alınabiliyor.
‘Zorunlu olmasın ama isteyenler alsın’
Sertifikanın sektöre olumlu etkisinin sınırlı kaldığını ve Türkiye’deki otellerin dünyada hijyen ile hizmet kalitesi ile tanındığını anlatan Konaklama Yerleri Meslek Komitesi Üyesi ve ATSO Meclis Üyesi Alp Özel, bu ‘ek maliyet’in zorunlu olmaktan çıkarılması gerektiğini belirtti. Özel, “Sertifikanın turistler açısından dönüşünün düşük olduğunu görüyoruz. Mesela Erzincan’da, Sinop’ta bir otel; yabancı turist ağırlamıyor, yerli turist sertifika sormuyor ama bunu almak zorundasınız. Bunu daha çok resort oteller istiyor. Sertifikayı ön plana çıkarmak isteyen çıkarsın ama zorunluluk olmasın. Artık aşı sertifikası ve PCR testi yeterli hale gelmeli” dedi.
‘Sadece 3 - 4 kişi gelip sertifika soruyor’
Türkiye Küçük Oteller Derneği (TÜRKODER) Başkanı Ertan Ustaoğlu, sertifikanın zorunluluktan çıkarılması beklentisini desteklediklerini vurgularken, “Mesela bizler için 1250 lira gibi bir fazla ödeme oluşuyor. Bunun pandemi sonrası kalıcı olacağı da konuşuluyor, bu yüzden endişemiz artıyor. Bu fazladan maliyeti ödemek pek çok otelimiz için zor. Üstelik otele gelmek isteyen örneğin 100 kişi içinden bize sertifikayı soran sadece 3-4 kişi oluyor. Dünyada başladığı gibi, biz de stratejimizi aşı ve PCR testine çevirebiliriz” diye konuştu.
‘Türkiye için güven verici bir uygulama’
Türkiye’ye pek çok ülkeden turist getiren tur operatörlerinden Meeting Point Turkey CCO’su Kamil Özil, sertifikanın tüketici açısından karşılığının sınırlı olduğunu ancak ülkeler arası görüşmelerde güven verici olduğunu söyledi.
Özil, “Tur operatörleri sertifikayı satış stratejisinde kullanıyorsa bir etkisini görmüş olabilirler. Diğer taraftan oteller için ek külfet olabilir. Ancak her şeye rağmen sürdürülebilirliği önemli. Bir denetim mekanizmasının bu şekilde uygulanıyor olması, güveni artırır” dedi.