29.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
Dünyanın içinden geçtiği konjonktür, başta enerji olmak üzere tüm alanlarda arz güvenliğinin, kaynak çeşitliliğiyle ne kadar ilintili olduğunu kanıtladı. Enerji özelinde ise yenilenebilir kaynaklar, hem doğanın korunması hem de dışa bağımlı olmadan üretimi mümkün kılması açısından öne çıkıyor. Son dönemde tamamen sürdürülebilir kaynaklara yatırım yapmasıyla dikkat çeken Cengiz Enerji, rüzgar, güneş ve hidroelektrikte hibrit santrallarının toplam kurulu gücünü 2023’te 3000 MW’a ulaştırmayı planlıyor. Cengiz Holding Enerji Grup Başkanı Ahmet Cengiz, sorularımızı yanıtladı.
*Grubunuz enerji sektörü açısından 2022’de nasıl bir yıl geçirdi? Yatırım, üretim, satış tutarları ne oldu? Hedefler tuttu mu?
Grup olarak uzun yıllardır enerji, katma değerli sanayi ve maden teknoloji alanlarına odaklanıyoruz. Ülkemizde ve yakın coğrafyada bu alanlara öncülük yapan grupların başında olmayı sürdürüyoruz. 43 bin kişilik dev bir aile olarak son 5 yıldır tüm yatırımlarımızın ve tesislerimizin odağında ileri teknoloji, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik bulunuyor.
2022 yılı Cengiz Holding ve tüm iştirakleri için başarılı bir yıl oldu. Pandeminin üzerine başlayan Ukrayna savaşı, özellikle bizim de içinde bulunduğumuz bölgede önemli sonuçlar doğurdu. Biz bu süreçte çevik yapımız sayesinde yeni koşullara çabuk uyum sağlarken fırsatlar konusunda da hızlı hareket kabiliyetimizi kullandık. Böylece 2022’yi hasarsız ve başarılı bir şekilde geçirdiğimizi söyleyebilirim. Bunun için tüm çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Enerji iş kolu, son dönemde olduğu gibi 2022’de de Cengiz Holding’in en hızlı büyüyen alanlarından biri oldu. Hem enerji arz güvenliği hem de yenilebilir enerji seferberliği konusunda, Türkiye ekonomisine çok ciddi bir değer yaratan enerji iş kolumuzda elektrik üretimi, dağıtımı ve satışı ile doğal gaz dağıtımı konularında faaliyet gösteriyoruz.
*Rusya-Ukrayna savaşının enerji sektöründe başta doğal gaz olmak üzere belirsizliği artırması karşısında hangi aksiyonları aldınız? Yine Rusya-Ukrayna savaşının ardından enerji güvenliğini garantiye almanın bir yolu olarak daha sık telafuz edilmeye başlanan hidrojen ve nükleer enerji konularına bakışınız nasıl? Bu alanlarda Ar-Ge, yatırım gibi planlarınız var mı?
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, gözlerin yeniden enerji kaynaklarına çevrilmesine neden oldu. Her ne kadar biz Rusya’ya ambargo uygulamayan ülkeler arasında yer alsak da enerji güvenliği konusu tekrar gündeme geldi. Tabii bir sanayi şirketi olarak artan fiyatlardan da olumsuz etkilendik. Grup şirketlerimizden Cengiz Enerji, son dönemde tamamen sürdürülebilir kaynaklara yatırım yapıyor. Aslında savaştan önce aldığımız bir kararla sanayi tesislerimizdeki elektrik tüketimlerini de yenilenebilir kaynaklardan karşılamaya başlamıştık. Örneğin Eti Alüminyum tüm elektriğini hidroelektrik santral ve güneş enerji santrallerinden karşılıyor. Kısa vadede Eti Bakır’la ilgili de bu yönde yatırımlara başlayacağız. Dolayısıyla bizim savaştan önce sanayideki stratejik dönüşümümüz, savaşta ortaya çıkan belirsizlik ve dalgalanmalara karşı ne kadar doğru bir karar almış olduğumuzu da gösterdi.
Türkiye pek çok kaynaktan enerji üreten bir ülke, nükleer de bunlardan biri olacak. Kaynak çeşitliliğinin, sadece enerji alanında değil her sektörde arz güvenliğine büyük katkısı var. Bu noktada nükleer teknolojiye sahip olmayı daha çok önemsiyorum. Biz ise orta vadede yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanmayı sürdüreceğiz.
*Yenilenebilir enerjiye son 5 yılda ne kadarlık yatırım yaptınız? Bu alanda yıllık üretiminiz nedir? Bu üretim, enerji üretiminizin ne kadarını oluşturuyor?
Hidroelektrik santral ve güneş enerji santralinden oluşan Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın en büyük hibrit enerji santralini Bingöl’de hayata geçirdik. Aşağı Kaleköy Barajı ve Hibrit Enerji Santrali, Yukarı Kaleköy Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile Elazığ’daki Beyhan-1 Barajı ve Hidroelektrik Santrali’yle hidroelektrikte toplam 2.311 MW’lık kurulu güçle bu alanda özel sektörde Türkiye’nin en büyük oyuncusuyuz. Rüzgar enerji santralleri yatırımına 2021 yılında başlamıştık. Çankırı ve Sinop’taki 3 rüzgar enerji santraline ait 21 türbini devreye aldık. Kocaeli’de inşası devam eden Karamürsel RES’in de devreye girmesiyle birlikte, 122 MW kurulu güce sahip olacağız. Bunu önümüzdeki yılın ilk yarısında 164 MW’a çıkarmayı hedefliyoruz. Yine RES’lerin altına inşa edeceğimiz güneş panelleriyle hibrit enerji santrali yatırımlarımıza devam edeceğiz. İlk panelleri Sinop’ta kurmaya başladık. Bu proje kapsamında Hamsi RES’e kurulu gücü 35 MW olacak 65 bin güneş paneli eklenecek. Tüm bu yatırımlarla Cengiz Holding’in hidroelektrik, rüzgar ve güneşten oluşan yenilenebilir enerji yatırımlarının kurulu gücü önümüzdeki yıl 3.000 MW’ın üzerine çıkacak.
*2023 yılına ilişkin hedefleriniz, planlarınız konusunda bilgi verir misiniz?
2023’te RES ve GES yatırımlarımız devam edecek. Yurt dışındaki yatırımlarımızı da artırmayı planlıyoruz. Özbekistan’da iki doğal gaz kombine çevrim santrali projemiz bulunuyor. Taşkent’te bulunan 240 MW kurulu güce sahip doğal gaz kombine çevrim santralimizde haziran ayında, yine 240 MW kurulu güce sahip Sirdaryo’daki santralimiz ise aralık ayı başında ticari satışlara başladı. Özbekistan’daki yatırım fırsatlarını değerlendiriyoruz. Önümüzdeki yıl yine burada yeni bir yatırıma başlayabiliriz.
*2023 yılının küresel bazda ve ülke genelinde enerji sektörü açısından nasıl bir yıl olmasını bekliyorsunuz? Belirsizlikler aşılacak mı?
Tüm dünyada 2022’de, pandemi öncesi döneme dönüleceği beklentisi vardı. Ama Ukrayna savaşı nedeniyle özellikle enerji sektöründe dalgalı ve belirsiz bir dönem yaşadık. 2023’te artık enerji fiyatlarının stabil hale geleceğini düşünüyoruz. Hem dünyada hem de Türkiye’de doğal gaz fiyatlarında düşüş olacağını tahmin ediyoruz. Bu da aynı şekilde elektrik fiyatlarına yansıyacak.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, enerji pazarında da önemli atılımlar yaşanacak. Depolamalı yenilenebilir elektrik üretim tesislerinde bir milat olacak. Bir yıl içinde bu tesislerin yatırıma dönüşmesi çok zor ama şu anda yoğun bir başvuru var. Bunların lisanslama süreçlerinin 2023’te tamamlanacağını düşünüyorum. Yine 2023, elektrik fiyatlarının yüksek olması nedeniyle sanayi tesislerinin kendi elektriğini üretmek üzere yoğun yatırımlar yapacağı bir yıl olacak. Biz bu çalışmalara 2019’da başladık ve önemli bir yol aldık. 2023’ün bu konuda diğer tesisler açısından önemli bir yıl olacağını öngörüyorum.
‘Her alanda insana ve topluma dokunmaya çalışıyoruz’
*Faaliyet gösterdiğiniz yörelerde yürüttüğünüz sosyal sorumluluk projeleri hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye’nin farklı bölgelerinde ve yurt dışında üretimlerini sürdüren global bir grup olarak, bulunduğumuz her alanda insana ve topluma dokunmaya çalışıyoruz. Şirketlerimizin kendi projeleri olduğu gibi Şaban Cengiz Vakfı (ŞCV) çatısı altında çevre, eğitim, spor, sağlık, kültür ve tarih gibi alanlarda, toplumsal değerleri ve ihtiyaçları gözeten sosyal sorumluluk projeleri üzerinde çalışıyoruz. Son 4 yılda 2.040 öğrenciye burs verdik. Bu sayı yeni gelenlerle birlikte artmaya devam edecek. ŞCV ile birlikte yürüttüğümüz “Kardeş Okullar” projemiz var. Bu projeyle Türkiye’nin tüm köylerindeki çocuklara ulaşmaya çalışıyoruz. Hem onların hem de okullarının ihtiyaçlarını elimizden geldiğince karşılamaya çalışıyoruz.
Eti Bakır, madencilik sektöründe faaliyet gösteriyor ve kültüre verdiği destekle yerin altındaki tüm cevherleri çıkarmayı hedefliyor. Bunun ilk ayağında Samsun’daki İkiztepe arkeolojik kazılarına sponsor olduk. Bu sponsorlukları önümüzdeki dönemde artırmayı düşünüyoruz. Yine sporun gençler için öneminden yola çıkarak Eti Bakır’ın faaliyetlerini sürdürdüğü Kastamonu’da masa tenisi sporcusu gençlerimizin yetişmesi, başarılarının ülkemizde ve dünyada duyulması adına önemli bir sponsorluğa imza attık. Süper Lig’de mücadele veren ve global turnuvalarda ülkemizi temsil eden Kastamonu Masa Tenisi Spor Kulübü’nün başarısına destek veriyoruz. Tüm üretim süreçlerimizde olduğu gibi kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizin de sürdürülebilir olmasını önemsiyoruz.