Ekonomi'Dur kalk bankası değil, sürekliliğin bankasıyız'

'Dur kalk bankası değil, sürekliliğin bankasıyız'

26.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

İş Bankası’nın, Türkiye’nin iktisadi bağımsızlığının sembolü olduğunu belirten Genel Müdür Adnan Bali, “Pusulamızdan şaşmadan aynı ruhla yürüyoruz. İş Bankası dur kalk bankası değil, sürekliliğin adıdır” dedi.

Dur kalk bankası değil, sürekliliğin bankasıyız

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “1924 yılında çizilen yol haritamız doğrultusunda pusulamızdan şaşmadan aynı ruhla yürüyoruz. İş Bankası dur kalk bankası değil, sürekliliğin adıdır” dedi. Bali, bankanın 96. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Milli Mücadele’nin ardından 26 Ağustos 1924 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından, siyasi bağımsızlığın iktisadi bağımsızlık ile perçinlenmediği sürece payidar olamayacağı vizyonu ile kurulan İş Bankası’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi bağımsızlığının sembolü olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Ankara’da bankanın tarihi binasında geçen yıl açtıkları müzeye, bu öneme istinaden “İktisadi Bağımsızlık Müzesi” adını verdiklerini belirten Bali, milli bir ekonominin inşa edilmesinde çok kritik rol üstlenen İş Bankası’nın, sadece bankacılık değil cam, tekstil, dokuma, şeker fabrikaları, kömür işletmeleri gibi genç Cumhuriyetin ihtiyaç duyduğu her alanda ihtiyaçları karşılayacak şekilde iştirakleriyle ekonomiye katkı sağladığını vurguladı.

Adnan Bali, “İş Bankası’nın stratejisi, kısa vadeli birtakım iniş çıkışlara bakmadan her zaman uzun vadeli bir perspektifle faaliyetlerini sürdürmek ve hep ülke yararına tavır göstermektir” diye konuştu.

44 milyarlık öteleme

İçinden geçilen pandemi dâhil zor ve kritik dönemlerde bankanın bu yaklaşımının daha da önemli hale geldiğini anlatan Bali, aktif büyüklüğü 546 milyar TL’yi, özkaynak büyüklüğü 63 milyar TL’yi aşan bankanın, 335 milyar TL’nin üzerinde nakdi, 110 milyar TL’nin üzerinde gayrinakdi krediler yoluyla sanayicisinden esnafına, çiftçisinden tüccarına, KOBİ’lerden ihracatçısına kadar ekonominin tüm aktörlerine destek vermeye devam ettiğini vurguladı. Bali pandemi döneminde sağladıkları destekleri dile getirirken de, “Bugüne kadar müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda 44 milyar TL’nin üzerinde kredinin vadesi gelen ödemelerini öteledik” dedi.

Haberin Devamı

15 bin kişilik evden çalışma altyapısı kurdu

İş Bankası’nın 24 bin çalışanı ve 1200’ün üzerinde şubesi olduğunu belirten Bali, çalışanlara yönelik de evden dönüşümlü çalışma dâhil birçok tedbir aldıklarını, çok kısa sürede 4 bin civarında dizüstü bilgisayar temin ettiklerini ve 15 bin kişinin evden çalışabileceği bir teknik altyapıyı oluşturduklarını anlattı. Bali ayrıca, ilave risk aldıkları için fiili olarak iş yerlerinde bulunan üst yönetim hariç bütün çalışanlara, normal ücretlerinin üzerine 3 bin 500 TL ek ödeme uygulaması başlattıklarını vurguladı.

8.5 milyon dijital müşteri

Pandemi sürecinde müşteri profilinin değiştiğinin altını çizen Bali, 8.1 milyon olan dijital aktif müşteri sayılarının 8.5 milyona çıktığını söyledi. Dijitale daha fazla yönelmeye dair bu tablonun kalıcı olacağını öngördüklerine işaret eden Bali, özellikle kendisini teknolojiye uzak hisseden ileri yaş müşteri grubunun dijital dünyaya girdiğini anlattı.

Haberin Devamı

445 milyar liralık kaynak

Bankanın ilk yarı finansal sonuçlarına değinen Bali, Haziran 2020 itibarıyla ekonomiye nakdi, gayri nakdi olarak toplamda 445 milyar TL’nin üzerinde kaynak sağladıklarını, 337 milyar TL düzeyinde bir mevduat hacmine ulaştıklarını hatırlattı. Bali, ilk yarıyı hedeflerinde ciddi bir sapma olmadan tamamladıklarının altını çizdi.

Birkaç ayda 10 yıllık dönüşüm

Pandemi sonrası dünya ekonomisine ilişkin öngörülerini de açıklayan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali şunları söyledi: “Pandeminin ardından üretimde yerelleşme eğilimi güçlenecek ve ticarette coğrafi yakınlığın önemi artacak. Bu iki unsur, Türkiye’nin coğrafi konumunun kıymetini daha da artıracak. Artık üretimi daha çok yerinde, ticareti daha çok yakın yerlerde yapmaya dönük, küçük stokların ihtiyaçlarla uyumlu bir şekilde eritildiği bir üretim modeli önemli hale gelecek. Türkiye, bunu bir fırsat olarak kullanabilir. Pandemi döneminde ezberler çok ciddi şekilde bozuldu. Tarihte çok önemli bir süreç olarak kayda geçecektir. Hatta bir süre sonra hep pandemiden önce, pandemiden sonra diye konuşacağız. Bu dönemde belki 5-10 yılda gerçekleşebilecek bir dönüşüm aylara sığdı. Kurumlar, firmalar normal şartlarda denemeye, sınamaya korktukları bazı işleri çok büyük ölçeklerle yapmak durumunda kaldı.”