02.03.2023 - 07:40 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr/ Depremin ardından bölgeden göç eden depremzedeler yüksek kira fiyatlarıyla ikinci şoku yaşadı. Depremzedelerin göç ettikleri şehirlerde yüksek kiralarla karşılaştığı yönündeki şikayetler üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Peki fahiş artış yapanlar ne tür ceza alacak? İşte detaylar...
NE CEZA ALACAKLAR?
Konuyla ilgili milliyet.com.tr'ye açıklamalarda bulunan Gayrimenkul Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı şu ifadeleri kullandı: "Özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yaptığı açıklama çerçevesinde depremden zarar gören bina sayısı 202 bin iken, bağımsız bölüm sayısı 582 bini aştı. Bu açıdan baktığımızda gerçekten çevre iller başta olmak üzere birçok ilimize depremzedelerin tahliye edildiğini görüyoruz
‘BÜYÜKŞEHİRLERE YOĞUN GÖÇ VAR’
Diyarbakır, Elazığ, Mersin, Konya gibi çevre iller dışında büyükşehirlere de yoğun bir iç göç var. Bu depremzede vatandaşların göçünün yanı sıra daha güvenilir bir yapıda oturmak isteyen kent içi hareketlilik de hat safhaya ulaştı.
Eski binada oturanlar daha yeni binalara ya da müstakil yapılara yoğun bir ilgi gösteriyorlar. Deprem şoku atlatıldıktan sonra bu hafta bu hareketliliğin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle haksız fiyat uygulaması üzerinden Ticaret Bakanlığı’na fahiş fiyat artışı yapanlar zaten şikayet edilebiliyor.
Özellikle başsavcılık tarafından yapılan incelemeler gelen şikayetler üzerinden Ticaret İl Müdürlükleri tarafından yapılacak incelemeler çerçevesinde bir cezaya dönüşebilecektir.
‘EMLAK İŞLETMELERİ ÜZERİNDEN YOĞUN DENETİM VAR’
Bununla beraber ilan portallarından Gelir İdaresi Başkanlığı Risk Analiz Genel Müdürlüğü bu incelemeleri veri çekerek yapabiliyor. Emlak işletmeleri kendileri girdikleri ilanları aylık olarak zaten Bakanlığa da göndermekle yükümlüler. Bu çerçevede yetki belgeli emlak işletmeleri üzerinde yoğun bir denetim var.
Ama tabi fahiş artış en çok mal sahibi olarak kendini değerlendirip internete ilan giren kişiler üzerinden daha yoğun bir şekilde yapılıyor. Ama ülkemizde bir mal sahibi kontrol sistemi yok. Kişi kendi adını soy adını doğru girmeyerek bile herhangi bir ilan verebiliyor.
Bu Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile entegre olmadığı için ilan girenlerle ilgili tespitlerin çok kolay olmayacağını söylemek lazım.
FAHİŞ ARTIŞA KARŞI 4 ÖNERİ!
Acil olarak ilan portallarına bir düzenleme getirilmesi mal sahibi olarak ilan verenlerin mutlaka Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nden taşınmaz entegrasyonu sağlaması, kira kontratlarının ve e-Devlet sistemi üzerinden geçmiş kiraları gösterir bir şekilde takiplerin yapılması ve bu noktada ülkemizde gerek satılık gerekse kiralıklar için de bir değer haritası üretilmesine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyoruz.
Kira artışları talebin artması ile beraber artmaya da devam edecek gibi gözüküyor. Bu noktada arzı artıracak ve devletin birçok bölgede aslında yapabileceği konutlar çok daha önem arz ediyor. Malum anayasamızın 56 ve 57’nci maddeleri devletin konut ihtiyacını karşılayacak tedbirler alması ve herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğuna ilişkindir. Özellikle dar gelirli ve dezavantajlı gruplara yönelik sosyal konutlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.
‘8 BİN LİRADAN BAŞLAYIP 300 BİN LİRAYA KADAR ÇIKABİLİYOR’
Yaptırımların çoğu para cezası şeklinde sonuçlanabilen örneklerdir. Ticaret İl Müdürlüklerinin yaptığı denetimlerde emlak işletmelerine cezalar yaklaşık 8 bin liradan başlayıp 300 bin liraya kadar çıkabiliyor. Aslında normal vatandaşlar kısmında ilan problemimiz daha fazladır.
NE KADAR ZAM YAPILDI?
Bu şehirlere göre değişkenlik gösteriyor. Doğrudan yüzde vermek illere göre çok mümkün olmasa da şunu söyleyebiliriz. En yoğun artışlar çevre illerde yaşandı diyebiliriz.
Yüzde 20 ile yüzde 30 arasında bir fiyat artışı var. Özellikle eşyalı kiralıklarda bu oranın çok daha fazla olduğunu söylemek mümkün. İçeriye konulan eşya ve nitelikleri çok daha farklı özelliklerde olabiliyor. Fiyat farkına neden olan bir unsur olarak da değerlendirilebiliyor.
İstanbul’da 1.5 milyon konut 2 rezerv alana taşınacak. Bahsedilen alan İstanbul’un hangi ilçelerini kapsıyor olabilir?
İstanbul ve Avrupa yakasında birer alan olacağını varsayıyoruz. Çünkü Türkiye’nin deprem riski haritası olduğu gibi İstanbul’un da bir haritası var. Aslında bu noktada deprem bölgeleri çerçevesinde baktığımızda İstanbul’un kuzey hatları deprem riskinden biraz daha sıyrılmış vaziyettedir.
‘BAŞAKŞEHİR ÖN PLANA ÇIKIYOR’
Burada biraz daha kamu alanlarının imkanları çerçevesinde baktığımızda Başakşehir ilçesi ön plana çıkıyor diyebilirim. Çünkü burası gerek Kuzey Anadolu Fay Hattı’na olan uzaklığı gerekse de sağlam altyapısı nedeniyle, kamuya ait alanların olması sebebiyle çok daha ön plana çıkıyor.
‘ANADOLU YAKASINDA TUZLA’
İstanbul’un Anadolu yakasında ise bu biraz daha Tuzla ve Tuzla’nın kuzeyi şeklinde değerlendirilebilir. Bu noktada çok rahat alanlarımız yok. Çekmeköy’de yoğun yeşil alanlar var. Bu noktada Anadolu yakasının kuzeyinde Tuzla, Çekmeköy, Sancaktepe gibi bölgelerin en azından bu alan çerçevesinde değerlendirileceğini tahmin ediyorum.
2023 yılı gerek kentsel dönüşüm için gerekse de gayrimenkul hareketliliği bakımından en hareketli yıllardan biri olacak diyebiliriz.”