22.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Terör örgütü DAEŞ’in lideri Ebubekir el Bağdadi’nin geçen Ekim ayında ABD’nin düzenlediği operasyonda öldürülmesinden sonra, örgütün başına kimin geçtiği konusundaki belirsizlik sürüyor. Nitekim İngiliz “The Guardian” gazetesi, örgütün yeni liderinin, şimdiye kadar tahmin edilenin aksine el Kureyşi değil, Iraklı Emir Muhammed Abdul Rahman el Mevla el Selbi olduğunu öne sürdü.
Gazete, haberini, adını açıklamadığı istihbarat birimlerinden elde ettiği bilgilere dayandırdı. DAEŞ’in üst düzey üyelerinden biri olan el Selbi, Irak’taki Ezidi azınlığın köleleştirilmesi dahil örgütün çok sayıda eylemini organize ettiği ifade edildi. Haberdeki bilgilere göre, Irak’ın kuzeybatısındaki Telafer kentinde doğan el Selbi, Türkmen kökenli bir aileden geliyor ve DAEŞ’in üst yönetiminde az sayıda bulunan Arap kökenli olmayan üyelerinden biri.
Haberde Musul Üniversitesi’nde İslam hukuku eğitimi aldığı El Selbi’nin 2004 yılında Irak’ta ABD’nin askeri Bucca tutuklu kampında tutulduğu, bu kampta da Bağdadi ile tanıştığı aktarılıyor. İngiliz istihbarat kaynaklarının Guardian’a verdiği bilgilere göre de, El Selbi DAEŞ’in kurucularından.
Kureyşi denmişti
Ebubekir el Bağdadi’nin geçen Ekim ayında ABD’nin düzenlediği operasyonda öldürülmesinden kısa bir süre sonra örgütün yeni liderinin Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi olduğu öne sürülmüştü.
Ancak DAEŞ’i izleyen uzmanlar, el Kureyşi’nin örgütün yeni lideri olduğuna kuşkuyla bakıyordu. Guardian’ın haberinde, el Kureyşi’nin sadece takma bir isim olduğu, dolayısıyla el Selbi’nin, Bağdadi’nin öldürülmesinden sadece birkaç saat sonra örgütün yeni lideri olarak belirlendiği savunuldu.
‘Amacımız Libya’da kalıcı ateşkes’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin amacının, Libya’da kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve daha sonrasında da siyasi sürece hız verilmesi olduğunu bildirdi. Dünya Ekonomik Forumu dolayısıyla bulunduğu İsviçre’nin Davos kentinde NTV’ye açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, Almanya’da düzenlenen Libya konulu Berlin Konferansı’nın, birçok lider ve tarafı bir araya getirmesi bakımından önemli olduğuna işaret etti, Türkiye’nin en başından beri Berlin sürecini desteklediğini anımsattı. Çavuşoğlu, “Amacımız, Libya’da kalıcı bir ateşkesi tesis etmek ve daha sonrasında da siyasi sürece hız vermek” ifadesini kullandı.
Konferans kapsamında, Libya’ya ilişkin Türkiye’nin Rusya ile tesis ettiği ateşkesin sürmesi konusunda ortak kararın çıktığını hatırlatan Çavuşoğlu, “Bir an önce siyasi sürecin de hızlandırılması bakımından toplantıda önemli kararlar çıktı ve tüm taraflardan destekler geldi” değerlendirmesinde bulundu. Çavuşoğlu, tüm çabalara rağmen Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in Moskova’da ateşkes anlaşmasını imzalamamasının herkesin kafasında soru işareti oluşturduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: “Hafter’in Moskova’da ateşkes anlaşmasını imzalamaması ve yine Berlin’de de hemen bu ortak açıklamaya (Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayiz) Serrac tarafının destek vermesine rağmen Hafter tarafından herhangi bir destek ya da açıklama gelmemesi herkesin kafasındaki soru işaretini devam ettirdi. Hafter siyasi sürece, yola inanıyor mu inanmıyor mu? Çözüm istiyor mu istemiyor mu? Siyasi çözüm mü istiyor yoksa askeri çözüm mü? Bugüne kadarki tüm tutumları askeri çözüm istediğine işaret ediyor. Bir an önce Hafter’in de bu çizgiye gelmesi lazım. Uluslararası toplumun bu çağrılarına somut ve olumlu cevap vermesi gerekiyor ki sahadaki sükunet devam etsin ve Libya’nın birliği korunsun.”
NATO: Türkiye olmasaydı başaramazdık
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nde milletvekillerin Türkiye’ye ilişkin sorularını yanıtladı. Stoltenberg, “Türkiye önemli bir müttefik. Türkiye aynı zamanda en fazla terör saldırısına maruz kalan müttefik. DAEŞ’e karşı mücadelede önemli rol oynuyorlar. Irak ve Suriye’yle sınır paylaşan Türkiye’nin sağladığı altyapı olmasaydı, DAEŞ’e karşı elde ettiğimiz başarıyı sağlamak mümkün olmazdı” dedi.