16.09.2008 - 16:55 | Son Güncellenme:
Deterjan markası OMO’nun Dünya Başkanı Aline Santos, OMO’nun Türkiye’de 2004 yılında başlattığı "Kirlenmek güzeldir" kampanyasının ardından herkesin bu ülkenin başarı hikayesini öğrenmek istediğini belirtti.
Santos, OMO’nun sürdürülebilir büyüme stratejisi ve projeksiyonlarına ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, OMO’nun bazı ülkelerde farklı isimler taşıdığını, her ülkedeki sloganın "Kirlenmek güzeldir" olduğunu, bu kampanya ile büyük başarı elde ettiklerini, öncelikli olarak gördükleri Brezilya ve Türkiye’de büyük başarı kazandıklarını vurguladı.
Türkiye’de deterjan alanında büyük bir rekabet bulunduğunu ifade eden Santos, "Türkiye bizim için çok önemli bir hale geldi. Burada başarılı olmamız kilit bir rol oynadı. Türkiye’deki çalışmalarımız bize diğer ülkeler için ilham kaynağı oldu. Bu başarı ve ilhamla sık sık Türkiye’ye gelmeye başladık" diye konuştu.
OMO’nun "Her çocuğun çocuk olmaya hakkı vardır" kampanyası ile de büyük başarı elde ettiğini belirten Santos, yaptıkları işleri daha da ileriye götürmek istediklerini, küresel ısınma ve çevresel problemlerin evrensel olduğunu ve çözümlerinin seferberlik gerektirdiğini, bu problemleri çözmek için herkesin yapacağı işler bulunduğunu anlattı.
Santos, "Gelecekteki kampanyamızla ilgili de bilgi vermek istiyorum; her çocuğun temiz bir dünyada yaşamaya hakkı vardır" diye konuştu.
"Kirlenmek güzeldir" kampanyasının ardından herkesin, Türkiye’nin başarı hikayesini öğrenmek istediğini ifade eden Santos, "Dünyanın değişik ülkelerinde OMO’da çalışan 200 yetkiliyi İstanbul’a çağırdım, bunu görsünler diye... Önümüzdeki 3 gün içerisinde Türkiye ile ilgili uzun bir hikaye dinleyeceğiz. Bu toplantılarda OMO’nun geleceği konuşulacak" dedi.
TÜRKİYE DETERJAN PAZARININ BÜYÜKLÜĞÜ 740 MİLYON YTL
Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Yalım Uzun da, Türkiye deterjan pazarı büyüklüğünün 740 milyon YTL ve 340 bin ton olduğunu belirterek, OMO’nun, yüzde 26 pay ile Türkiye deterjan pazarının "lideri" olduğunu ifade etti.
Uzun, Türkiye’de çamaşır yıkama alışkanlıklarına değinirken de, tüketicilerin çamaşır makinesinde renklileri ortalama 40 derecede, beyazları ise 60 derecede yıkadığını, yüzde 44’ünün ön yıkama yaptığını ifade ederek, ortalama çamaşır makinelerinin 6 kilo çamaşır alırken Türk tüketicisinin makinede 3,4 kilo çamaşır yıkadığını anlattı.
Yıkama ısısına dikkat edilmesi, gereksiz ön yıkamadan kaçınılması ve çamaşır makinesinin tam doldurularak çalıştırılması gerektiğini anlatan Uzun, "Bir kişi bir yıl boyunca çamaşırlarını 60 derece yerine, kumaşın cinsine ve lekenin yoğunluğuna göre daha düşük yıkama ısısında yıkarsa 21 günlük elektrik parasından tasarruf edebilir" dedi.
Türkiye’nin "dünyanın ön yıkama şampiyonu" olduğunu kaydeden Uzun, bir yıl boyunca ön yıkama yapanların bu alışkanlıklarından vazgeçmeleri halinde 18 milyon YTL tutarında ve 4 Ömerli Barajı kadar su tasarrufu sağlanabileceğini ifade etti.
Uzun, "Tüm Türkiye’nin, çamaşır makinelerini yarım doldurmak yerine tam dolu olarak çalıştırması halinde, bir yılda tüm Türkiye’nin 5 yıllık içme suyu ihtiyacını karşılayacak kadar su tasarrufu elde edilir" görüşünü dile getirdi.
YUMUŞATICI PAZARININ TÜM ÜRÜNLERİNİN EXTRA OLMASI HALİNDE
Zeynep Yalım Uzun, Unilever markası olan Yumoş Extra örneğine değinerek, 2007 yılındaki yumuşatıcı pazarının tüm ürünlerinin Extra olması halinde üretim sürecinde elde edilecek tasarruf değerleri ile ilgili şu bilgileri verdi:
"77 milyon ton daha az su kullanımı ile 17 Yeşilırmak havzası büyüklüğündeki su kadar tasarruf sağlanırdı. Bin 577 ton daha az plastik kullanımı ile 21,9 milyon kilovat/enerji tasarruf ederek 44 milyon buzdolabının bir günde harcayacağı enerji tasarrufu sağlanırdı. Bin 469 ton daha az kağıt tüketimi ile bir kişinin bir ofiste 5 bin 750 yılda tüketeceği kadar kağıt tasarrufu sağlanırdı. Her ürüne bu gözle bakıyoruz."
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Uzun, Türkiye’deki bütün çamaşır makinesi üreticileriyle temasları bulunduğunu, su tasarrufunun, çamaşır makinesi üreticilerinin de gündeminde olduğunu söyledi.
Unilever Deterjan Kategorisi Sürdürülebilirlik Stratejisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Simon Thong ise, yoksul ve zengin tüm insanların iklim değişikliğinden dolayı endişeli olduğunu ifade ederek, sürdürülebilir gelişmenin; sera gazlarının etkisinin azaltılması, su ve ambalajlama konusunda dikkatli davranma ile sürdürülebilir kaynakların kullanımının artırılmaya çalışılması olmak üzere 4 ayağı bulunduğunu, bu konularda Unilever’in çalışmalar yaptığını anlattı.
Thong, daha az su tüketiminin önemini vurgularken, çamaşır yıkarken her zaman ön yıkama yapmaya gerek olmadığını, tüketici davranışlarını değiştirmek gerektiğini belirterek, "Gelecekte Hindistan’ın kurak alanları gibi dünyada birçok kurak alan olacak" dedi.
Bu arada, hazırlanan Unilever Türkiye Sürdürülebilir Gelişme Raporu’nun da kamuoyunun bilgisine sunulduğu bildirildi.