08.04.2010 - 15:48 | Son Güncellenme:
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, geçen ay ABD Dış İlişkiler Komitesinin “üzerine vazife olmayan bir konu ile ilgili yaptığı” çalışmanın, ABD ve Türkiye arasında aslında dünyaya örnek olacak ve yeni başlayacak bir model ortaklığa biraz gölge düşürdüğünü söyledi.
Çağlayan, bu konuda ABD’nin 24 Nisan tarihinde üstleneceği tutumla beraber, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hafta sonu ABD’ye yapacağı ziyaretle iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden normale gireceğini ümit ettiğini de bildirdi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Uğur Ercan Toplantı Salonunda Amerika ve Afrika kıtası ticaret müşavirleri ve ticaret ataşeleri ile bir araya gelen Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, dış ticaretin “uç beyleri, uç bayanları” diye nitelendirdiği dış ticaret temsilcileriyle zaman zaman bölgesel toplantılar yaptıklarını, bugün de ABD ve Sahra altı bölgelerde bulunan ticaret temsilcileriyle toplandıklarını söyledi.
Önümüzdeki hafta Türkmenistan ve Kazakistan’a ziyaretleri olacağını hatırlatan Çağlayan, bu ülkelerde de Kafkasya bölgesinde bulunan ticaret temsilcileriyle toplanacaklarını bildirdi.
Söz konusu toplantılarda ticaret temsilcilerinin görev yaptıkları bölgelerde ihracat potansiyeli belirlenerek bir ihracat hedefi ortaya konulduğunu anlatan Çağlayan, bu toplantılara Türkiye İhracatçılar Meclisi, TOBB, MÜSİAD ve diğer kuruluşların da temsilcileri katılarak ihracatla ilgili sorunlarının aktarılacağını kaydetti.
Ticaret müşavirlerine yönelik bundan sonra yıllık performans uygulanacağını da belirten Çağlayan, “Temsilcilerimizin görev yaptıkları bölgede ticareti hangi noktadan hangi noktaya getirdiğine hep beraber bakacağız. Fakat niyetimiz onları sınavdan geçirmek değil, ihracatımızı artırmak” dedi.
Ticaret müşavirlerinin 3 yıl olan görev süresinin 5 yıla ve üstü olması için de bir düzenleme yaptıklarını kaydeden Devlet Bakanı, “Sizlerin çalışma şartlarını, koşullarını çok daha önemli hale getireceğiz. Sizlerin hizmetlerinden daha fazla yararlanmaya. Sizlerden gurur duyuyorum. sizlerin özellikle personel kalitesi, aldığınız eğitim benim için son derece keyifli hale getiriyor çalışmayı” diye konuştu.
TİCARET MÜŞAVİRLERİNİN SAYISI ARTACAK
Türkiye’nin geçen yıl 11,6 trilyon dolara düşen dünya mal ihracatından
102,2 milyar dolarlık pay aldığını belirten Çağlayan, 2023 yılında dünya mal ihracatının 33-34 trilyon dolar seviyesine yükseleceğinin hesaplandığını, Türkiye’nin ise 2023 yılı ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğunu söyledi.
Bu hedefe ulaşmak için ticaret müşavirlerine önemli görev düştüğünü kaydeden Çağlayan, bunun için müşavir sayısının da artırılması gerektiğini kaydetti.
Halen 77 ülkede 115 ticaret müşaviri olduğuna işaret eden Çağlayan, bu sayının yeterli olmadığını ve ilk aşamada 175’e, 2012 yılına kadar da 250’ye çıkaracaklarını bildirdi.
Dış ticaret temsilciliklerinin da artırılması gerektiğini ifade eden Çağlayan, “Dış temsilcilik konusunda özelleştirmeye de gidiyoruz. Kanun çerçevesinde ihracatçılarımızın yapmış olduğu ihracatlardan kanuni kesintilerle oluşturulan müşterek bir hesabımız var. Bu müşterek hesap ile bugüne kadar dünyada 4 ticaret merkezi açtık. Bunların sayılarını artıracağız” dedi.
FRANSA SEYAHATİ
Konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Fransa’ya yapılan ziyarete de değinen Zafer Çağlayan, Türkiye ihracatında ikinci, dünya ekonomisinde ise ilk 5’te yer alan Fransa’da kendilerine büyük bir ilgi ve itibar gösterildiğini söyledi.
Çağlayan, “Fransa’da sayın Başbakanımız ve bizlere gösterilen ilgi ve itibarı gerçekten görmezi isterdim, bu bizim göğsümüzü kabarttı. Bir bakan ve Türkiye’nin ferdi olarak bundan onur duydum. Her ülkede bunun benzerlerini ve fazlasını görüyoruz. İşte bu Türkiye’nin gelmiş olduğu seviyenin göstergesidir” diye konuştu.
Bakan Çağlayan, söz konusu seyahat sırasında Fransa’nın dünyaca büyük şirketlerinin temsilcilerinin de katıldığı, yatırımcıların Türkiye ile ilgili yatırım planlarının yeniden şekilleneceği ve gündeme geleceği çok önemli bir toplantı gerçekleştirdiklerini de vurguladı.
ABD’YE YAPILACAK ZİYARET
Bu ay sonuna kadar yoğun bir çalışma yaparak ABD ile Türkiye arasındaki ticarete yeni bir düzen getirileceğini de belirten Çağlayan, şunları söyledi:
“Özellikle geçen ay ABD Dış İlişkiler Komitesinin hepimizin ilgi, hayret ve ibretle izledimiş olduğu, üzerlerine vazife olmayan bir konu ile ilgili yapmış olduğu çalışmalar aslında dünyaya örnek olacak ve yeni başlayacak model ortaklığa maalesef biraz gölge dürüşmüştür.
Her fırsatta ifade ettiğimiz gibi bu işin tarihçilere ait olduğu, meclislere, milletvekillerine ait olmadığının tespit edilmesiyle beraber, ABD’nin de bu konuda 24 Nisan tarihinde üstleneceği tutumla beraber sayın Başbakanımızın bu hafta sonu yapacağı ziyaretle ümit ediyorum ki ilişkilerimiz yeniden normale girecek ve model ortaklık çerçevesinde ABD ile olan ticaretimiz ciddi manada artıracağımız bir çalışma yapacağız.”
“OTURDUĞUMUZ YERDEN MAL SATMA LÜKSÜNE SAHİP DEĞİLİZ”
“Oturduğumuz yerden mal satma lüksüne sahip değiliz” diyen Çağlayan, ihracatın artırılması için mutlaka müşterinin ayağına gidilmesi gerektiğini söyledi.
Çağlayan, kendisinin ihracatçılarla birlikte bugüne kadar 34 ülkeye 45 sefer yaptığını ve bu ay sonu itibariyle bu sayının 50’ye çıkacağını belirtirken, “260 bin kilometre yol yaptık. Bu bir azimdir, sizlerle beraber yaptığımız takım çalışmasının ortaya çıkarttığı bir sorumluluk anlayışının sonucudur” dedi.
Cumhurbaşkanı ve Başbakanının da heyetlerin önüne düşerek iş adamlarıyla beraber yurt dışına yaptığı seyahatlerin büyük önem arz ettiğini anlatan Çağlayan, şöyle konuştu:
“Bunları devam edeceğiz. Önümüzdeki hafta Kazakistan, Türkmenistan ve arkasından Başbakanımızla İtalya seyahatlerim var. Bunun arkasından da 27-28 Nisan’da kuzey Irak’ta Erbil’e bir ziyaretimiz olacak. 500 milyar dolarlık ihracatı yakalamak için ve dünyada giderek küçülen ekonomi pastasından daha fazla pay elde etmek için müşterinin ayağına gitmemiz gerekiyor. Oturduğu yerden mal satma lüksüne sahip değil Türkiye. Dünyanın hiçbir yerinde oturduğu yerden mal satan bir ticaret kurumu da söz konusu değil.”
İHRACAT STRATEJİSİ
Yeni ihracat stratejisi hakkında da bilgi veren Çağlayan, Türkiye’nin 200’den fazla ülkeye ihracatının devam ettiğini, ancak ihracatın ve ihracatçıların performansının daha da artırılması gerektiğini söyledi.
2009 yılı itibariyle Türkiye’de 48 bin 552 ihracatçı bulunduğunu, bunun yaklaşık yüzde 47-48’nin 100 bin dolar altında, bir bu kadarının da 100 bin dolar ile 1 milyon dolar arasında ihracat yaptığını ifade eden Çağlayan, sadece 104 firmanın 1 milyon doların üzerinde ihracat yaptığını bildirdi.
100 bin dolara kadar ihracat yapan her 4 ihracatçıdan 3’ünün ertesi yıl piyasadan çıktığının tespit edildiğini kaydeden Çağlayan, bir firmanın sürdürülebilir bir ihracat yapabilmesi için 1 milyon doların üzerinde ve en az 5 ülkeye ihracat yapılması gerektiğine işaret etti.
Girdi tedarik stratejisinin oluşturarak, Türkiye’nin ara malı ithalatını mümkün olduğunca minimum seviyeye çekilecek bir çalışma dizisi gerçekleştireceklerini belirten Çağlayan, bunun cari açık ve ödemeler dengesi açısından da son derece önemli gelişme olacağını ifade etti.
“GİDİLMEDİK KÖY, ŞEHİR BIRAKMAYACAĞIZ”
Ülke masalarıyla ilgili çalışmalara değinen Çağlayan, bu çerçevede o ülkenin vatandaşı olan, Türkçeyi ve o ülkenin lisanını çok iyi konuşan elemanlarla saha çalışmaları yapacaklarını söyledi. Çağlayan, “O insanlarla gidilmedik ülke, şehir, köy, ticaret bölgesi bırakmayacağız” dedi.
Çin’in 1 trilyon dolarlık ithalat yaptığını anımsatan Çağlayan, şunları söyledi:
“Çin ithalatı hangi ülkelerden yapıyor, Türkiye’nin bunda payı nedir? Neden Türkiye o ithalattan yeterince pay almıyor? Dünya ithalatından yüzde 1 pay alan Türkiye, yüzde 1’lik ihracat yaparak performansını sürdürüyor. Dünyanın en büyük ithalatçısı olan ve 1,6 trilyon dolar ithalat yapan ABD’den Türkiye neden 3,2 milyar dolar pay alıyor. Neden 1 trilyon dolarlık ithalat yapan Çin’den 1,5 milyar dolarlık bir payla binler seviyesinde pay alıyor. Bu konuda farkındalığı oluşturmamız gerekiyor. İyi tanıyacağız ve iyi tanıtacağız. Yapacağımız çalışmalarla hangi ürün ve sektörlerde başarılı olacağımızı ortaya çıkaracağız.”
Bu çerçevede Amerika kıtasının Türkiye açısından önemli olduğunu belirten Çağlayan, Şili ile Serbest Ticaret Anlaşmasının gerçekleştirdiğini anımsattı.
Türkiye’nin 1996 yılında Gümrük Birliği Anlaşmasını yaparken AB’nin üçüncü ülkelerle yapacağı gümrük alanındaki ikili anlaşmalara taraf olmadığını, bunun da Türkiye’yi STA konusunda sorun yaşamasına neden olduğunu anlatan Çağlayan, “Bu o gün gümrük birliği anlaşmasını yapanların hatasından kaynaklanıyor. Bu nedenle Türkiye Meksika 10 yıldır serbest ticaret anlaşmasını bile başlatamadı. Bu konularda çalışmalar yapacağız. Çok yoğun bir çalışma sistemi içerisine girmemiz gerekiyor. Böyle bir ortamda gerçek performansımızı ortaya koymamız lazım” diye konuştu.
Türkiye’yi 300 beygirlik motor gücüne sahip ve 300 kilometre hızla gidebilecek bir otomobile benzettiğini belirten Çağlayan, ancak Türkiye’nin bugün bu gücünün ne kadarını kullanabildiğinin, ne kadar sürat yapabildiğinin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Çevre ve komşu ülkelerle “sıfır sorun, sınırsız ticaret” hedefi çerçevesinde çalışmaları yoğunlaştırdıklarını söyleyen Çağlayan, “Yeter ki nereye ne satacağımızı bilelim, nereye neyi satamadığımızı iyi tespit yedelim. Bütün çalışmalarımız bunun üzerine odaklanmıştır. Türkiye’nin performansı son derece yüksektir. Türkiye sözü geçen ülke olmuştur” dedi.
MÜTEAHHİTLİK SEKTÖRÜ
Çağlayan, yurtdışı müteahhitlik sektörünün çalışmalarının son derece başarılı bir şekilde devam ettiğini, sektörün her şeye rağmen yıllık ortalama 20 milyar dolarlık bir taahhüt aldığını ve bunu 2012’ye kadar 30 milyar dolar rakamına çıkartacaklarını söyledi. Çağlayan, yılda en az 50 milyar dolar altyapı ve üst yapı işi üstlenilecek bir yapının oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Hizmetler sektöründe ihracata önemli katkı veren müteahhitliğin “göz bebeği sektör” olduğunu ifade eden Çağlayan, bu sektörü ilgilendiren alanlarda Suudi Arabistan, Irak, Hindistan ve Avrupa’nın birçok bölgesinde çok ciddi yatırımlar yapılacağını kaydetti.
İhracat rakamlarının yüzde 22-23’lük bir artış seyrine girdiğini, bazı sektörlerdeki artışın dikkat çekici olduğunu belirten Çağlayan, “Birkaç sektörümüz varki...’Otomobil uçar, gider’ diye bir şarkı var ya gerçekten sektör uçmaya başlamıştır” dedi.
Orta vadeli programda ihracat hedefinin 107,5 milyar dolar olduğunu anımsatan Çağlayan, “115 milyar dolar hedef koyduk, TİM’den onun sözünü aldık. ’Bunu biraz daha geçmemiz gerekir mi?’ diye yoğun bir gayret içerisindeyiz” diye konuştu.
Çağlayan, şu anda ortaya çıkan rakamların da bu hedefe ulaşılacağını net bir şekilde gösterdiğini kaydetti.
ABD denildiği zaman akla sadece New York, Washington, Los Angeles’ın, Çin denildiğinde Pekin ve Şanghay’ın, Almanya denildiğinde de Berlin ve Münih’in gelmemesi gerektiğini belirten Çağlayan, Şanghay’ın Türkiye’nin yaptığı ithalatın iki katını tek başına yapan bir eyalet olduğunu söyledi.
Çin’in 120 milyar dolarlık elektronik çip ithalatında Türkiye’nin payının yok denecek kadar az olduğuna dikkati çeken Çağlayan, “Bütün eyaletlerde ticaret merkezlerimizi oluşturarak, oralarda odaklanarak bundan sonra çeşitlendireceğiz” dedi.