Burası holding katı, terkedin...6 Aralık 2000, Saat:10.30. Cıngıllı Holding ortağı Cıngıllıoğlu’nun odasında BDDK’nın atadığı Genel Müdür Engin Akçakoca ile devir teslim törenindeyim. Artık ne olduğunu biliyorum...SERPİL YILMAZSabah ilk telefonu açıyorum, bankacı bir arkadaşım "Reuters’ı gördün mü, Demirbank’a el kondu" diyerek, beklenen ancak kondurulamayan bir gelişmeye son noktayı koyuyor.
Bankanın içindeki parayı babasının malı gibi görüp, boşaltanlar iyice bellendi de, Hazine kâğıtlarına, devletin malı diye güvenenlerin sonunun da ‘diğerleri’ gibi olduğuna ilk kez tanık oluyoruz.
Demirbank’ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devrinin Cıngıllıoğlu Ailesi için ne anlama geldiğini saat 10.00 sularında Cıngıllı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sema Cıngıllıoğlu’ndan gelen telefonla tanık oluyorum.
"Bize büyük haksızlık."
"Arzu ederseniz, bankaya geleyim" diyorum, "Hemen" diyor. Bundan iki ay önce Doğa Savaşçıları Derneği tarafından etrafı gökdelenlerle çevrili Levent’de "İstanbul panaromasına en yakışan bina" ödülü verilen binaya gidiyorum.
Devir teslim tanışmasıBankanın etrafında kalabalık yok.
Binanın giriş katında mali polis duruyor. Bankanın danışmasında duran elemanlara kimliğimi verip, Sema Cıngıllıoğlu’nun 11. kattaki odasına çıkıyorum. Sekreterlerin yüzü allak - bullak. Sema Hanım’ın yanında BDDK Başkanı Zekeriya Temizel’in gece 01.30’da atadığı yeni Demirbank Genel Müdürü Engin Akçakoca bulunuyor. Kızgınlığını içine gömmeye gayret eden Sema Hanım’la, Akçakoca’nın devir - teslim tanışmasının orta yerindeyim. Akçakoca beni görünce şaşkınlığını gizlemiyor:
"Sizinle tanışıyoruz değil mi?"
Koçbank Genel Müdürü olduğu dönemden tanıştığımızı hatırlatıyorum... En son nerede olduğunu soruyorum: "Bank Kapital" diyor. Hani şu varlığı tartışılır banka; Ceylanlar’ındı, Fon’a devredildi.
Akçakoca, bankasına el konulan ailenin bir ferdine nezaketini koruyarak durumu anlatmaya çalışıyor.
Zor... 1950’lerde Demirbank merkezi ile okulu Avusturya Lisesi arasında bir sokak vardı ve babasının elinde bankaya gider gelirdi. Ağustos ayında babasını toprağa verdi, aralık ayında bankasını devlete.
Akçakoca, çıkışa doğru yönelirken, Sema Hanım kendisine yöneliyor: "Bana söylediğinizi Serpil Hanım’a da söyleyin."
Akçakoca "Hakkınızı aramak sizin de hakkınız" yanıtını veriyor, Sema Hanım atik davranıp, görüşmeyi kesiyor: "Burası holding katı!..."
Bu söz eminim benim kadar Akçakoca’yı da zıplatmıştır. Zira tercümesi açık: "11. Kat Cıngıllı Holding’e ait ve bankanın değil. Lütfen çıkın."
Akçakoca, banka çalışanlarına gönderdiği e-mail’inden "Demirbank kalitesi, devlet güvenci ile çalışacağız. Hepinize sevgi ve saygılarımla" mesajını iletiyor.
Sema Hanım’ın odasına geçiyoruz, duygusal bir atmosfer. Sema Hanım’ın odasının her köşesinde babası Nuri Cıngıllıoğlu’nun resimleri bulunuyor. Yüzüne yansıyan hüzün ve kızgınlığı, tezcanlılığı ile örtmeye çalışıyor.
"Bu bankayı bize birileri sunmadı. Babamın emekleri ile kuruldu. Türkiye’de sermaye yapısı değişmeden
yarım asır yaşayan tek bankayız. Fon’a devredilmeyi hak eden banka biz miydik?"
Randevu alamadılarBir gece önce Ankara’da dört bankanın patronu biraraya geldi. İş Bankası, Akbank, Yapı Kredi, Garanti. Burada kriz öncesi ligin ilk 6’sındaki iki isim eksik. Pamukbank ve Demirbank. Pamukbank, Yapı Kredi’nin patronunun bankası, temsil edilmiş oluyor. Aralarında Demirbank’ın patronu yok.
İlk işaret, akşam saatlerinde bu dört büyüğün biraraya gelinmesiyle verilmiş oluyor. Demek ki, Demirbank sistemdeki bankalar içinde görülmüyor. Fon’a devredilecek.
Oysa Demirbank’ın patronu da bir haftadır, Ankara’dan randevu bekliyor.
Kâr edeceklerBinanın 10’uncu katı, daha hareketli. Burada Demirbank Yönetim Kurulu Başkanı Halit Cıngıllıoğlu oturuyor. Onlar devir teslimi sabahın 07.30’unda yapmışlar. Mesai başlarken. Halit Bey, gece en geç 10.30’da yatan, sabah da 07.00 sularında bankasına gelen bir patron. Karşısında Engin Akçakoca ve ekibini bulması için yalnızca yarım saat geçmesi yetiyor. Bankanın 6 saat önceki genel müdürü Hasan Akçakalıoğlu da her zaman olduğu gibi 07.00 sularında bankada. Patronu ile birlikte karşılıyor, mali polisi ve yeni yönetim kurulunu...
Halit Cıngıllıoğlu saat 11.00 - 12.00 arasında basın açıklamasını hazırlıyor. Sema Hanım ise "Üç kardeş çıkalım, televizyonlara bize yapılan haksızlığı anlatalım" diye düşünüyor. Artık strateji belirlenecek, ben artık 10’uncu kattaki özel toplantısı odasına kapatılıyorum, kahve mi beni içiyor, ben mi kahveyi anlamıyorum...
İçeride Halit Cıngıllıoğlu, yöneticileri ile durum değerlendirmesi yapıyor. Sema Hanım’ın son sözü vurucu:
"Piyasalar normale dönecek, Demirbank’ın elindeki Hazine kâğıtları kârlı hale gelecek. Ellerindeki 10 bankayı buradan finanse ederler."
Sonra neler gelişir?
Bilinen Sema Hanım’ın yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü Demir Sigorta ve Halit Cıngıllıoğlu’nun bankası Ulusalbank, Fon’a devredilmedi.
"Finans dışında işimiz yok. Biz gruplarını fonlayan bankalardan değiliz" diyen Cıngıllıoğlu Ailesi halka açılmada da öncülerden. Hisselerinin
yüzde 27’si halka açık olan Demirbank’ın hisseleri Frankfurt Borsası’nda işlem görüyordu. Banka 275 trilyon lira ile sermaye büyüklüğü sıralamasında üçüncü, aktif büyüklükte 6’ıncı sırada yer alıyor.
Kriz günlerinde ise sabahı 400 milyon doların üzerinde borçla karşılıyordu. Cıngıllıoğlu’nun açıklamasına göre Demirbank’ın Türkiye’deki yabancı ortağı da dünyanın önde gelen bankalarından HSBC olacaktı.
BDDK talip oldu!..Halit Cıngıllıoğlu’nun tesbiti çok net:
"Geçen sene sonunda yüzde 110’larda olan faizlerin bu sene içinde yüzde 30’lar seviyesine inmesinde en büyük katkıyı sağlayan özel bankadır. Hazine bu katkıyla faiz giderlerinden 20 milyar
dolar tasarruf sağladı. Demirbank’ın etkilenmesinin asıl sebebi uygulanan ekonomik istikrar programına destek vererek yüzde 35-40 faiz getirileri ile portföyüne aldığı Hazine bonolarıdır. Hiçbir iktisat bilimine göre faizlerin yüzde 30’lardan, yüzde 1000’ler hatta 1.6 milyarlar seviyesine ulaşmasını öngörmek mümkün değildir."
Halit Cıngıllıoğlu’nun açıklamasında bir soru da yer alıyor:
"Herşeyin programa uygun ve düzgün gittiği bir ortamda ne olmuştur da, faizler birden çıldırmış ve Cumhuriyet tarihinde hiç görülmeyen seviyelere yükselmiştir?"
Sektörde rekabetin düşük enflasyon bankacılığı alanına çekildiği bir dönemde "Birden fazla bankaya talip olabiliriz" diyen bir bankanın tek talibi çıktı: BDDK...
Erciyes Üniversitesi’ne yaptığı 10 milyon dolar tutarındaki bağışdan dolayı verilen ödülü almaya giden Halit Cıngıllıoğlu’na, özel uçakta hemşerisi Sakıp Sabancı’nın "Babanın sağlığı iyi olsaydı da, bugüne görseydi" dediğini anımsıyorum.
Bugün Baba Nuri Cıngıllıoğlu da yok, Demirbank da...
EKONOMİ