31.08.2023 - 11:26 | Son Güncellenme:
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç canlı yayında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:Kira davaları ile ilgili bir artış söz konusu oldu. Kiralarda fahiş artışlar söz konusu oldu. Enflasyonun da üzerinde artış söz konusu olunca TBMM borçlar kanununa ek madde eklendi. Kirada üst sınır yüzde 25’i geçemez şeklinde bir hüküm getirilmişti, bu tekrar uzatıldı, 1 yıl daha yüzde 25 üst sınır uygulanacak.
Arabuluculuk müessesesi 10 yıldır sistemimizde uygulanıyor. 14 Kasım 2023’te Adalet Komisyonu’nda görevliydim, orada tartışmıştık, hukukumuza girmişti.
Özellikle ilk başlangıçta ihtiyari arabuluculuk olarak ortaya çıktı sonrasında 2018’den itibaren iş davalarında zorunlu dava şartı olarak uygulanmaya başladı. İşçi ve işveren dava açmadan önce arabulucuya başvuracak, anlaşamazlarsa davaya intikal edecek bu önemli başarı sağladı.
‘YARINDAN İTİBAREN KİRA DAVALARI DA KATILIYOR’
Yarından itibaren arabuluculuk müessesesine kira davaları da katılıyor. Kat mülkiyeti davaları zorunlu arabuluculuk kapsamında olacak.
Kira davaları kiracı ile kiralayan, aynı apartmanda oturabiliyorlar, bu iki kişinin davalı olması uzun süreli yargılamalarda hasım olarak birbirlerine bakmaları toplumsal barış açısından da doğru bir şey değil.
‘MAHKEMEYE İNTİKAL ETMEDEN ÇÖZÜLMÜŞ OLACAK’
Kat mülkiyetinden doğan davalarda da öyle, barışçıl bir yöntem belirliyoruz. Kiracı ya da kiralayan tahliye davası açmak istiyor ya da kirayı artırmak istiyorsa bu anlamda dava açmadan önce arabulucuya müracaat edecek. Arabulucu 1 ay içerisinde iki tarafı uzlaştırabilirse konu mahkemeye intikal etmeden çözülmüş olacak.
DÜZENLEME FAYDA SAĞLAYACAK MI?
Ben fayda sağlayacağına inanıyorum.
ARABULUCULUK SİSTEMİNE BAŞVURULAR NASIL OLACAK?
Kiracı ile kiralayan arasında bir arabuluculuk bu sorunu karşılıklı konuşarak bir çözüme varacaklarına inanıyorum. Toplantılarda arabuluculuk sistemi dava açmak isteyen, uyuşmazlığı çözmek isteyen taraf arabuluculuk merkezine gidecek. Adliyeye gidecek, adliyede arabuluculuk merkezi var sisteme kaydedilecek, arabulucular sicilindeki arabulucu atanacak, onları toplantıya davet edecek. Bu konuda bir uzlaşmaya varılabileceğini düşünüyorum.
Gerek kira miktarında gerek diğer hususlarda anlaşma sağlanabilirse konu yargıya intikal etmeden çözülmüş olacak.
‘DAVA YÜKÜNÜN YARISINI ALABİLECEK’
Ticari davalarda, tüketici davalarında da başarıyla uygulanıyor. Tabi yüzde 100 değil bu, ihtiyari arabuluculukta yüzde 99, zorunlu arabuluculukta yüzde 49 olduğuna göre dava yükünün yarısını alabilecek bir durum söz konusu.
10 yılda 4 milyon 620 bin dosya arabuluculuk önüne gelmiş, 3 milyon küsürü anlaşmayla sonuçlanmış. Burada 10 yılda 3 milyon dosya yılda 300 bin dosya demek.
SÜRESİZ NAFAKA HAKKINDA
Nafaka medeni kanunumuzda 80’li yıllardan itibaren süresiz olarak uygulanıyor. Boşanmada kusuru daha hafif olan taraf kadın ile erkek fark etmez, kusuru daha ağır olandan süresiz olarak nafaka isteyebilir, karşı tarafın maddi durumu iyiyse. Sınırlı verenler olduğu söyleniyor ama Yargıtay’ın yerleşik uygulaması süresiz.
Kadın eğer çalışmıyorsa boşanmadan dolayı kusuru daha hafifse, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecekse burada biz kadının durumunu da düşünmemiz lazım.
‘AİLE HUKUKUNU SİL BAŞTAN ELE ALACAĞIZ’
Kısa süren evliliklerle ilgili mağduriyet söz konusuysa bunu da dikkate almak gerekir. Sempozyum önemli, orada görüşler ifade edilecek, bu konu tartışılıyor. Aile hukukunu sil baştan ele alacağız."