EkonomiBakan Ergün: Ayağında pranga olanlar pantolonunu bile geğiştiremez

Bakan Ergün: Ayağında pranga olanlar pantolonunu bile geğiştiremez

06.12.2009 - 20:29 | Son Güncellenme:

.

Bakan Ergün: Ayağında pranga olanlar pantolonunu bile geğiştiremez

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, AK Parti programının özünün demokratikleşme ve zenginleşme olduğunu belirterek, "Demokratikleşme, değişimin, yenilenmenin, zenginleşmenin ön koşulu şartı ve zeminidir. Ayağındaki prangalardan kurtulmaktır demokratikleşme. Ayağında pranga olanlar, hiç bir değişimi gerçekleştiremezler, hatta pantolonunu bile değiştiremezler" dedi.
Arınç, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanlığı 6. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda "Genç girişimcilik" konusunda bir konuşma yaptı.
Girişimciliğin özünde yeniliği, cesareti, riski ve bilgiyi de barındıran bir kavram olduğunu anlatan Ergün, girişimciliğin sadece ekonomiye, sanayiye, ticarete ilişkin bir durum olmadığını insan hayatına dair her unsuru içinde taşıdığını belirtti.
Siyasette kendini tekrarlayan, yeni bir proje ortaya koyamayan partilerin, başarılı olma şanslarının olmadığını ifade eden Ergün, ancak gelişmelere cevap verenlerin, değişime ayak uyduranların hizmet üretmeyi başarabileceğini kaydetti.
AK Parti hükümetlerinin (mevcut durumla idare edelim) anlayışı içinde olmadığını, ezberleri bozmayı denediğini ifade eden Ergün, aksi durumda Türkiye’nin bugün yakaladığı seviyelere ulaşamayacağını söyledi. Ergün, işte bu nedenle AK Parti’nin de siyasete girişimcilik aşısı yaptığını, durgun siyaset çevresine girişimcilik ruhu taşıdığını belirtti.
Girişimcilikte bilginin önemine işaret eden Ergün, girişimci olmanın en temel şartı olarak kendi durumunu ve toplumu yakından tanımanın öne çıktığını, bunun yolunun da bilgiden geçtiğini vurguladı.
Ergün, AK Parti hükümetlerinin güven ve istikrarın tesisi, yatırım ve iş yapma imkanlarının iyileşmesi için önemli adımlar attığını, ancak yakaladıkları başarının lokomotifinin özel sektör olduğunu ifade etti.
AK Parti programının özünün demokratikleşme ve zenginleşme olduğunu anlatan Ergün, "Demokratikleşme değişimin yenilenmenin, zenginleşmenin ön koşulu gerek şartı ve zeminidir. Ayağındaki prangalardan kurtulmaktır demokratikleşme. Ayağında pranga olanlar, hiç bir değişimi gerçekleştiremezler, hatta pantolonunu bile değiştiremezler. Onun için demokratikleşme ve zenginleşme bizim programımızın özüdür" dedi.
Türkiye’nin zenginliğinin daha çok çalışmaya, üretmeye, müteşebbis güce bağlı olduğunu ifade eden Ergün, "Biz gaz ve petrol satarak zengin olamayız. Türkiye’nin kalkınması, piyasa ekonomisi koşullarında ve özel sektör eliyle gerçekleşecektir" diye konuştu.
Türkiye’de girişimci performansının artırılması ve ortaklık kültürünün geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Ergün, ancak ülkede ortaklık kültürünün zayıf olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

ADAM KORUMACILIĞI
Ergün, 40-50 yıl önce Türkiye ile aynı durumda olan ülkelerin bugün Türkiye’nin önüne geçtiğini, bunun en bariz örneğinin ise Güney Kore olduğunu söyledi.
Bu ülkenin 40 yıl önce Samsung ve Hyundai’yi, Türkiye’nin de aynı yıl TÜMOSAN ve adını unuttuğu bir elektro mekanik işletmesini kurduğunu anlatan Ergün, şöyle konuştu:
"Bu iki işletmeyi de biz nasıl ettik söndürmeyi başardık. Ama onlar Hyundai ve Samsung’u dünya markası haline getirmeyi başardılar. Çünkü biz içeride başka bir ekonomik model uyguladık, korumacılık uyguladık ama korumacılık sektör korumacılığı olmadı, adam korumacılığı oldu. Onlar sektörü korudular ve geliştirdiler, biz adamları koruduk ve geliştirdik ama sektörleri öldürdük. Çok şükür bugün o anlayışta değiliz."
Girişimcilerde olan özellikleri sıralayan Ergün, iyi iletişim kurmak için beden dilinin iyi kullanılması gerektiği şeklinde görüşler olduğunu, ancak doğal ve samimi olarak iletişim kurabilmenin daha önemli olduğunu kaydetti.
Ergün, girişimcilikte paranın önemli ancak her şey olmadığını da vurguladı.
"Okul başarısı girişimcilik için bir gösterge midir?" diye soran Ergün, bunun tek başına yeterli olmadığını, girişimcilerin önemli bir bölümünün aralarında Bill Gates gibi okuldan kaçanlardan oluştuğunu hatırlattı.

Haberin Devamı

"HERKES BİZE DÜŞMAN"
Türkiye’nin dış politikada komşularla sıfır problem politikasını uyguladığına işaret eden Ergün, bunu maksimum işbirliği, ticareti ve yatırımları gerçekleştirmek için yaptıklarını söyledi.
Ergün, şöyle devam etti:
"Biz kendi ayağımıza pranga takmışız. Üç tarafımız denizlerle çevrili, dört tarafımız düşmanlarla çevrili...Lafa bak. Herkes bize düşman. Herkes sana düşmansa sen kimle ilişki kuracaksın. kimle ticaret yapacaksın. Biz tarihin önümüze koyduğu sorunları çözmesini bilmeliyiz...
O sorunlar geçmişte bize çok acılar yaşatmış olabilir ama onları çözüme kavuşturmak ve geleceğimizin engeli olmaktan çıkarmak mecburiyetindeyiz. Osorunları geleceğimiz için engel olarak mı koruyalım. O zaman Yunanistan ile selamı sabahı keselim, Ruslarla zaten görüşmeyelim, İngilizlerle, Fransızlarla, İtalyanlarla hiç merhaba yapmayalım...
Bu prangaların hepsini Türkiye’nin ayağından çıkaran AK Parti’dir. Ne oldu şimdi. Suriye ile vize kalktı, ticaret arttı. (Afrika mı? Aman onlarla ne işimiz var) deniliyordu. Şimdi iş adamlarımız dünyanın her yerindeler. Türkiye’nin girişimci ruhunda artık önemli bir artış var."
Türkiye’nin doğu ve güneydoğusu ile sınırların ötesinde büyük bir ekonomik potansiyel olduğunu bunun harekete geçirilmesi gerektiğini anlatan Ergün, bu potansiyelin, içerideki çatışmalara kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı.
İçeride bu problemlerin çözümünün demokrasi ve hukuk olduğunu ifade eden Ergün, "Çözülmesin isteyenler olacak. O çözümsüzlükten beslenenlere Türkiye’yi feda edemeyiz. Türkiye’nin hızlı ilerlemeye ve büyük değişimlere ihtiyacı var. Biz de AK Parti olarak bunları gerçekleştiriyoruz" dedi.

Haberin Devamı


"TÜRKİYE’DE STOK İŞSİZLİK VAR"
Türkiye’de yaşanan en önemli sorunlardan birinin işsizlik olduğunu belirten Ergün, bu işsizliğin bazı yapısal özelliklerinin olduğunu bunun da stok işsizlikten kaynaklandığını söyledi.
Stok işsizlik nedeniyle Türkiye’nin daha hızlı büyümesi gerektiğinin altını çizen Ergün, şunları kaydetti:
"Avrupa birliği ülkelerinde olmayan ama bizde olan bir sorun mesleksizlik...İş arayanların çoğunun mesleği yok. Tabi meslek liselerini 90’lı yıllardan bu yana bir inat uğruna böylesine bir budamaya tabi tutarsa bir takım kurumlar o zaman Türkiye’de mesleksizlik alır başını gider. Yazık günah değil mi.
Bugün bizim sanayimizin en önemli sorunlarından biri nitelikli eleman sorunudur. Çünkü meslek liselerinde hem öğrenci sayısı azalmıştır, hem de var olan öğrencilerin niteliği gittikçe azalmıştır, hem de öğretmenlerin niteliği azalmıştır. Bu Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bunu yapanlar utanmalılar. Türkiye’ye bu kötülüğü yaptıkları için... Bunu herkesin net bir şekilde görmesi lazım.
Türkiye’de lise eğitiminin en az yüzde 65’i meslek lisesi eğitimi olmalıdır. Ancak bu tersine döndürülmüştür yazıktır, günahtır. Türkiye’nin ilerlemesini, kalkınmasını, zenginleşmesini isteyenler bu gerçeği görmeliler."

Haberin Devamı

TEKNOGİRİŞİM SERMAYESİ DESTEĞİ
Gençlerin sadece iş arayan değil, iş kuran kişiler olmasını istediklerini ifade eden Ergün, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı olarak da bu yıl önemli bir proje başlattıklarını, "Teknogirişim Sermayesi Desteği" adı altında genç girişimcilere destek verdiklerini bildirdi.
Bu destekle genç girişimcilere kefilsiz karşılıksız, geri ödemesiz 100 bin liraya kadar hibe desteği sağladıklarını anlatan Ergün, fikri olan, projesi olan gençlerin finans noktasındaki sıkıntısını bu şekilde giderdiklerini söyledi.
Ergün, bu yılın Nisan ayında ilk başvuruları kabul etmeye başladıklarını, bugüne kadar 159 başvurudan 78’inin uygun bulunduğunu, yakın zamanda bu gençleri ve projelerini kamuoyu ile tanıştıracaklarını belirtti.
Dünyada yaşanan ekonomik krize de değinen Bakan Ergün, bazı kesimlerin Türkiye’nin bu krizden büyük zarar görmesini istediğini, böylece hükümetin devrilebileceğini düşündüklerini söyledi.
(Hükümet devrilsin de Türkiye batsın) şeklinde düşünenler olduğunu ifade eden Ergün, şöyle konuştu:
"İşte tartışmaları olanı biteni görüyorsunuz. Hükümet devirmek için hangi yollara tevessül edenlerin kamuoyunda tartışıldığını görüyoruz. Toplumu kötümserliğe sevk etmeye, Türkiye’de ekonomik bir yıkılışı özlemeye ne ihtiyaç var. Ekonomisi yıkılmış bir Türkiye’de sen iktidara geleceksin de ne olacak. Bırak Ekonomisi düzgün bir ülkede iktidara gel.
Bir müddet sonra her şeyi düzgün yapsak bile, değişim ihtiyacını karşılamak için bile toplum iktidarı değiştirebilir. Derler ki bunlar çok iyi yaptı her şey güzel dört dönem üst üste iktidarlardalar. e bir değişim yapmak lazım diyebilir toplum. Demokrasi böyle bir şey. Demokrasi hukuk her işin çaresidir."