16.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Devlet Bakanı Ali Babacan, Merkez Bankası Başkanlığı'na Erdem Başçı'nın atanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı'nı dün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sundu. Sezer, kararı değerlendirmek üzere kabul ederken, Babacan yakın çevresine, "Sayın Cumhurbaşkanı değerlendirecek" diyerek, bekleme sürecinde olduklarını belirtti. Çankaya Köşkü'nde saat 15.30'da başlayan görüşme 1 saat 15 dakika sürdü. Babacan, 2.5 yıldır başkan yardımcılığı yapan Başçı'nın, hem deneyimi hem de banka içinden bir isim olması nedeniyle düşünüldüğünü anlattı.Babacan'ın Sezer'i ziyaret saati, açıklamanın piyasalar kapandıktan sonra yapılacağı beklentisini doğurdu. Ancak Babacan'ın görüşmesi devam ederken bir açıklama yapılmayacağı ifade edildi. Açıklama yapılmadı Bakanlar Kurulu kararını Cumhurbaşkanı Sezer'e sunan Babacan görüşmeden sonra açıklama yapmadan Çankaya Köşkü'nden ayrıldı. Görüşmesini tamamladıktan sonra Başbakanlığa giden Babacan, ardından Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığındaki savunma sanayi toplantısına katıldı. Görüşme trafiği, Cumhurbaşkanı'nın atamaya çekincesi olabileceği veya açıklamanın Başbakan tarafından yapılacağı şeklinde yorumlandı. Ancak, bir açıklama yapılmadı.Bilindiği gibi, Babacan'ın, eşi türbanlı olan Başçı'nın, Sezer'den onay almaması olasılığına karşı alternatif bir isimle Köşk'e çıkacağı öne sürülmüş, Başbakan Erdoğan ise, önceki gün yaptığı açıklamada, "tek isimle çıkacak" demişti.Banka Meclisi'nin başkan yardımcıları içinde deneyimli olan Şükrü Binay'ın yerine Erdem Başçı'yı vekalete getirmesi ile Başçı'nın başkanlığa giden kapı aralanmıştı. Asaleten gelecek ismin hemen belirlenmemesi, başkan ve başkan yardımcılığına vekaleten atama yapıldığı için pratik anlamda sorun yaratmayacak. Buna karşın piyasalar atamanın bir an önce gerçekleşmesini bekliyor. Erdoğan'a gitti Eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Devlet Bakanı Ali Babacan'a, Hazine'deki makamında veda ziyaretinde bulundu. Türkiye'nin zor günlerinde, iktidarı devir aldıklarını belirten Babacan, siyasete güvenin kalmadığı bir ortamda, öncelikle güven ve istikrarı yeniden tesis ettiklerini belirtti. Babacan, şöyle dedi:"Var gücümüzle kronik sorunlarının üzerine gittik. Kurumlarımız oldukça azimli ve samimi çaba sarf ettiler. Bu mücadelede Merkez Bankamız da üzerine düşen görevi hakkıyla ve layıkıyla yerine getirdi. Sayın Serdengeçti de bu tarihi mücadeleye birikimi ile büyük destek verdi. Kendisi ile yoğun, tempolu, ancak aynı zamanda başarının verdiği moral ile oldukça keyifli bir çalışma döneminde birlikte olduk. Kendisinin bilgi, birikim ve tecrübesinden yararlanmış olmaktan son derece memnuniyet duydum. Kendisine teşekkür ediyorum." 'Serdengeçti ile çok keyifli çalıştık' Erdem Başçı da Bakan Babacan gibi esnaf çocuğu Merkez Bankası Başkan Vekilliği görevine getirilen Erdem Başçı'nın babası Ahmet Uğur Başçı da, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın babası gibi Ankara'da Çıkrıkçılar Yokuşu'nda esnaf. MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdür Yardımcılığı görevinden 1983'te emekli olan kimya yüksek mühendisi baba Başçı, kendisine ait Öz-Me Ticaret'te kırtasiye, temizlik ve ambalaj malzemeleri satıyor. Baba Başçı'nın ikisi kız, üç çocuğu var. Büyük kızı Özlem Önder, Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde doçent, küçük kızı Meryem Atıcı ise Ankara'da özel bir dershanede öğretmen.Oğlu Erdem'in 'işinden bahsetmeyen, ketum bir adam' olduğunu belirten Başçı, torunları Uğur ve Onur'un fotoğraflarını masasında bulunduruyor.Oğlunun 'akıllı, eğitim hayatı başarılarla dolu ve fazla yaramaz olmayan bir çocukluk yaşadığını' anlatan baba Başçı, dükkânında oğlu ile çalışma imkânı bulamadığını, sadece boş zamanlarında paketleme gibi işler için dükkâna geldiğini belirtti. Başçı, "Bu işlere benim aklım erer. O iktisatçı. Babam da tüccardı. Beni de babam çalıştırırdı. Benim ticaret işine aklım erer. Erdem'in tecrübesi yok o kadar" dedi.Oğlunun Bakan Babacan'ın arkadaşı olduğunu söyleyen Başçı, dükkânını da Babacan'ın babası Hilmi Babacan'dan sonra devraldığını ifade etti. Ketumdur, bahsetmez Ekonominin iyiye gittiğini, ancak esnafın bunu hissetmediğini belirten Başçı, dindar biri olduğunu dile getirdi. Parti tutmadığını kaydeden Başçı, şöyle konuştu:"CHP'den tutun da en sağdaki partilere kadar kanaatim ne ise oy verdim. Süleyman Demirel'i severim. İyi bir devlet adamı olarak görürüm. AKP başarılı. Yalnız ekonominin düzelmesinde Kemal Derviş'in payı var. Hakkını vermek lazım. Kemal Derviş'in tabanıdır bu politika. Krizden kim çıkardı Türkiye'yi? Çok severim. Erdem parti tutmaz. Ama ölçer biçer de verir reyini." İyileşmeyi hissetmiyoruz Başçı, Serdengeçti dönemine sahip çıktı Merkez Bankası Başkan Vekilliği'ne getirilen Erdem Başçı'nın ilk icraatı, vekaleten yeni bir başkan yardımcısı atamak oldu. Devlet Bakanı Babacan'a Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürü Rifat Günay'ı öneren Başçı, dün itibarıyla Günay'ın Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı'na vekaleten getirildiğini bildirdi. Başçı, başkanlık koltuğuna vekaleten oturmasının ardından, dün mesai başlangıcında basına açıklamalarda bulundu. 'Düşen enflasyon' sürecinin tasarımı ve yönetilmesinde çok önemli katkılarda bulunan Serdengeçti'ye katkılarından dolayı teşekkür eden Başçı, piyasalara mesajında mevcut para politikalarında sapma olmayacağını, dalgalı kur rejiminin süreceğini söyledi. Başçı, şu değerlendirmelerde bulundu:AYNEN DEVAM: Para politikamız, Aralık 2005'te ilan ettiğimiz 'Enflasyon Hedeflemesi Rejiminin Genel Çerçevesi ve 2006 Yılı Para ve Kur Politikası' metninde duyurulduğu şekilde devam edecektir. PPK Değerlendirmeleri Özeti'ni Ocak 2006'dan itibaren aylık olarak yayımlamaya devam ediyoruz. Para Politikası Kurulumuz, kararlarını oylama yoluyla almaya yine Ocak 2006'dan itibaren başlamış bulunmaktadır.DALGALI KUR: Merkez Bankası, hükümetle beraber, tarihimizde ilk kez 3 yıllık bir dönem için enflasyon hedefleri belirlemiştir. Bu hedeflere ulaşmaya odaklanmış bulunuyoruz. Belirsizlik aralığını ise, 2006 için hedef patika etrafında "artı eksi 2" yüzdelik puan olarak ilan ettik. Dalgalı kur rejimi, 'enflasyon hedeflemesi'nin olmazsa olmaz temel bir unsurudur. Dolayısıyla dalgalı kur rejimi devam ederken, 'risk farkındalığının' toplumumuzda giderek yerleşmesi ve 'risk yönetimi ilke ve araçlarının' hem kamu hem de özel kesimlerce daha çok kullanılır olması yönündeki çabalarımız sürecektir.