17.11.2014 - 07:57 | Son Güncellenme:
İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Altın Bankacılığı Müdürü Evren Yaşar, altın fiyatlarına ilişkin yaptığı açıklamada altının ons fiyatının aslında tek başına iç piyasa için belirleyici bir faktör olmadığını kaydetti.
İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Altın Bankacılığı Müdürü Evren Yaşar, "Gram, yatırım amaçlı fiziki olarak kabul edilen ürünler içinde yatırımcısına en fazla fayda sağlayan altındır. Bunun en önemli sebepleri, düşük işçilik maliyeti, 4 banka tarafından mevduatına kabul edilmesidir" dedi.
Altının Türk Lirası karşılığını, ons ve TL'nin dolar karşısındaki değerinin birlikte belirlediğini dile getiren Yaşar, "Altının onsu 1.000 dolar olabilir ama dolar aynı tarihte 3 lira olursa bu durumda gramı 96,5 lira seviyesine gelir. Altının TL karşılığındaki düşüşün tek sebebi ons düşüşü değil, aynı zamanda dolardaki esnekliktir" dedi.
Altın fiyatındaki azalışın genelde bir alım fırsatı olarak görüldüğünü ve fiziki talebin arttığını ifade eden Yaşar, şöyle devam etti:
"Genelde yatırım amaçlı ziynet eşyanın alımlarının yanı sıra takı ve süs amaçlı olarak alınan altınlarda da bir artış görülüyor. Altının fiyatındaki bu düşüş aslında uzun zamandır bekleniyordu, beklenti sadece ziynet değil tüm emtia fiyatlarında genel bir düşüş yönündeydi. Amerikan ekonomisindeki nispeten beliren iyileşme ve Fed'in parasal genişlemeden vazgeçmiş olması, küresel ekonomide var olan iyimser hava gibi nedenler bu beklentiyi doğurdu. Aslında önümüzde bu iyimser havayı bozabilecek, henüz çözüme kavuşmayan bazı sorunlar var. Bu tablo karşısında tedirgin olanlar tekrar güvenli liman olarak görüp, altın fiyatlarının yeniden yükselmesine neden olabilir. Günümüzde bu durum, piyasalar için bir tehdit olarak görülmese de 2015'te piyasaların bu riske olan bakış açısı ve algısı değişebilir."
BU YIL SONUNA KADAR ALTIN MEVDUATINDA ARTIŞ BEKLİYORUZ
Yaşar, altın fiyatındaki düşüş ile bu pozisyonunda kalan bazı yatırımcıların stop loss (zarar durdurma) kararı almasına sebep olabileceğini anlatarak, "Spekülatör' diye tabir edilen yatırımcılar ise özellikle orta vadede bu fiyatları, iyi bir alım fırsatı olarak görüyorlar. Kısaca stop loss ile altından çıkacak kesim kadar belki de daha fazla yatırımı için avantajlı, bu durumdan faydalanmak isteyen bir kesim var" dedi.
Bu varsayımlar sonucunda mevduatında bir artış beklediklerini aktaran Yaşar, şunları kaydetti:
"Ayrıca ziynet eşyaların fiyatından bağımsız yatırımı yapan önemli bir kesim var ki kendi yatırım sepetlerinde mutlaka tutuyor. Bu da ziynet otonom bir yatırımcı kitlesinin olduğunun göstergesi. Bu kesimin göz ardı edilmemesi gereken büyüklükte olduğunu düşünüyoruz. Kaydi altından daha güvenli olduğu düşüncesi veya banka üzerinden yatırımı yapmak istemedikleri için fiziki yatırımını tercih eden önemli bir yatırımcısı da mevcut. Bu tarz yatırımcılar alımı yaparken şu noktayı gözden kaçırmamalılar, bir yatırım aracı aslında yatırımcısına alırken kazandırır.
Her çeşit fiziki anlamda mutlaka bir işçilik söz konusu, bu işçilik maliyeti alınan ürüne göre farklılık gösterir. Eğer yatırımcı aldığı ürüne en az maliyetle sahip olmak istiyorsa burada tercih etmesi gereken en güvenilir ürün gram alTındır. Gram , yatırım amaçlı fiziki olarak kabul edilen ürünler içinde yatırımcısına en fazla fayda sağlayan altındır. Bunun en önemli sebepleri, düşük işçilik maliyeti, 4 banka tarafından mevduatına kabul edilmesidir."
Yaşar, geçen yılın aralık ayında toplam mevduatı TL cinsinden 20,9 milyar lira seviyesinde iken, bu yıl eylül ayında bu rakamın 16,9 milyar lira seviyesine gerilediğini ifade ederek, "Bu süreçte 4 milyar liralık bir çıkış var, ancak bu çıkışın temel sebeplerinden biri kur farkı ve yıl içinde çıkmak isteyen yatırımcı için uygun fiyatlarının oluşması ve yatırımcıların uygun fiyatlardan altından çıkmasıdır. 2012 Aralık'ta 18,6 milyar lira olan mevduat toplamı, Eylül 2013'de 20,6 milyar lira seviyesine çıkmıştır. Altın fiyatındaki bu uygun fiyatlar bu yıl sonunda kadar mevduatında bir artışın olacağı kanaatini bize veriyor" diye konuştu.
YASTIK ALTINDAN ALTIN ÇIKARMA DEVLET POLİTİKASI OLMALI
Bu sene ilk 10 ayda 13,2 ton altın topladıklarını, geçen yıl bu rakamın 9,3 ton civarında olduğuna işaret eden Yaşar, bunun en büyük nedeninin toplama faaliyetlerinin vatandaşlar tarafından artık kabul görmeye başlaması olduğunu kaydetti.
Yaşar, yastık olduğunu tahmin ettikleri 5 bin ton altının yanında bu toplanılan rakamın çok da önemli olmadığını ifade ederek, "Yastık altından altınların çıkarılması sadece bankalar ve bizim projemiz değil, aynı zamanda bir devlet politikası olmalı. Ekonomi politikası yapıcılarının bu projeye destek verdiğini biliyoruz ama halkı bilinçlendirme ve teşvik etme noktasında daha fazla rol alması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
Elmas ve Kıymetli Taş Piyasasına da değinen Yaşar, bu piyasada elmasın yanı sıra tüm tüm değerli taşların da borsada işlem görmesi halinde KDV istisnasından yararlanacağını anlatarak, sözlerine şöyle tamamladı:
"Kıymetli taşların vergilendirilmesi ile ilgili olarak yapılan düzenleme, ülkemizde mücevher işçiliğinin değerli hale gelmesi sektörde istihdam artışı açısından da önemli. Türkiye ekonomisinin ihracatta önemli bir paya sahip kuyumculuk ve mücevherat sektörünün daha organize, daha güçlü bir yapıya kavuşması için çok önemli bir adım olarak görüyoruz. Ayrıca borsanın sektörün global piyasalara entegre olması açısından da önemli bir faktör olacağı kanaatindeyiz."