08.04.2025 - 12:08 | Son Güncellenme:
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Trump'ın "kurtuluş günü" olarak nitelendirdiği 2 Nisan'da açıkladığı tarifeler küresel ticarette tansiyonu yükseltirken ABD ekonomisinin gidişatına ilişkin belirsizlikleri de artırdı.
Bu hafta yürürlüğe girmesi beklenen karşılıklılık esasına dayalı tarifeler, halihazırda Fed'in hedefinin üzerinde seyreden enflasyonun daha da yükselmesi ve ekonomik büyümenin yavaşlaması yönündeki endişeleri körükledi.
Tarifelerin enflasyonu artırma ve ekonomik büyümeye zarar verme riski, Fed'in para politikası açısından dengeyi korumasını daha da zorlaştırdı.
Fed bu yıl 2 faiz indirimi öngörmüştü
Fed Başkanı Jerome Powell, tarifelerin açıklanmasının ardından yaptığı açıklamalarda, tarifelerin enflasyonu yükseltebileceği ve ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceğine işaret etti.
Para politikası için uygun seyrin ne olacağını söylemek için henüz çok erken olduğunu belirten Powell, yükümlülüklerinin uzun vadeli enflasyon beklentilerini iyi çıpalamak ve fiyat seviyesindeki bir kerelik artışın süregelen bir enflasyon sorununa dönüşmemesini sağlamak olduğunu ifade etti.
Faiz indirimleri konusunda temkinli bir tutum benimseyen Fed, enflasyonda kaydedilen ilerlemeyle geçen yıl eylül ayında 4 yıl aradan sonra ilk kez faiz indirimine gitmiş ve politika faizini 50 baz puan düşürmüştü.
Geçen yılın kasım ve aralık aylarında da politika faizini 25'er baz puan indiren Fed, ocak ayında, geçen yıl art arda 3 toplantıda gittiği faiz indirimlerine ara vermişti. Fed, mart ayındaki son toplantısında da politika faizini değiştirmeyerek yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tutmuştu.
Banka, mart ayında açıkladığı projeksiyonlarında, federal fon oranına ilişkin tahminini bu yıl sonu için geçen yıl aralıkta öngördüğü yüzde 3,9'da sabit tutmuştu. Buna göre Fed, federal fon oranına ilişkin 2026 ve 2027 tahmini ile uzun dönem ortalama faiz beklentisini sırasıyla yüzde 3,4, yüzde 3,1 ve yüzde 3'te bırakmıştı. Söz konusu tahminler Fed'in 2025'te 2 faiz indirimi öngörmeye devam ettiğinin sinyalini vermişti.
Trump, faiz oranlarını düşürmek için "mükemmel" bir zaman olduğu görüşünde
Analistler, tarifeler nedeniyle enflasyonun yükselmesinin beklendiğini, Fed faiz indirimleri konusunda tekrar harekete geçmesi için ekonomide ciddi bir zayıflama yaşandığına dair kanıtların gerekeceğini belirtti.
Ekonomide olası bir yavaşlamayı önlemek amacıyla bankanın önden faiz indirimi yapmasının pek olası olmadığına işaret eden analistler, iş gücü piyasasında zayıflığın görülmesi gerekeceğini kaydetti.
ABD'de geçen hafta açıklanan istihdam raporu, tarım dışı istihdamın martta 228 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, işsizlik oranı yüzde 4,1'den yüzde 4,2'ye çıktığını ortaya koydu.
Aynı gün ABD Başkanı Trump da fiyat artışlarındaki düşüşe ve istihdamdaki artışa işaret ederek Fed Başkanı Powell'a "Faiz oranlarını düşür." çağrısı yaptı. Trump, faiz oranlarını düşürmek için "Mükemmel" bir zaman olduğunu vurgulayarak, "Faiz oranlarını düşür Jerome ve siyaset yapmayı bırak." ifadesini kullandı.
Piyasalar Fed'den yıl sonuna kadar 4 faiz indirimi bekliyor
Wall Street ekonomistlerinin, tarifelerin açıklanmasının ardından enflasyon tahminleriyle birlikte resesyon olasılığını da yukarı yönlü revize etmesi, Fed'in haziran hatta mayıs gibi erken bir tarihte faiz indirimine başlayabileceğine yönelik beklentileri artırdı.
CME Group verilerine göre, para piyasalarındaki fiyatlamalar, Fed'in 6-7 Mayıs'ta düzenlenecek bir sonraki toplantısında faiz indirimine gitme olasılığının yüzde 30'un üzerine çıktığını gösteriyor. Bu oran bir hafta önce yalnızca yüzde 14 seviyesinde bulunuyordu.
Fed'in yıl sonuna kadar politika faizini yüzde 3,25-3,50 aralığına çekme ihtimali de öne çıkarken, bu beklenti dört çeyrek puanlık faiz indirimi anlamına geliyor.
Piyasa enflasyon beklentisindeki düşüş makroekonomik bozulmaya işaret ediyor olabilir
ING'nin Amerika Araştırma Bölgesel Başkanı Padhraic Garvey, AA muhabirine, "kurtuluş günü"nün piyasalarda birçok ve çeşitli şekilde tepkilere neden olduğunu, bunlardan en dikkati çekenin ise hisse senedi değerlemelerindeki neredeyse "çöküş" düzeyindeki düşüş olduğunu söyledi.
Bu durumun anlaşılabilir olsa da "biraz garip" olarak nitelendiren Garvey, tarife duyurularının beklenenden çok da farklı olmadığını kaydetti. Garvey, "Peki bu çöküş neden yaşandı? Tek mantıklı gerekçe, yapısal etkileri olan, gelecekteki kazançlara dair gecikmiş bir küçülme fiyatlaması. Bu anlamda, bu kötü bir durum." değerlendirmesinde bulundu.
Garvey, tahvil piyasasında enflasyon beklentilerinin düştüğüne işaret ederek, "Tarifeler fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaratır, dolayısıyla piyasa bazlı enflasyon beklentilerinin yükselmesi gerekirdi ama öyle olmadı." dedi.
Bunun küçük gibi görünse de potansiyel olarak kaygı verici bir tabloya işaret ettiğini belirten Garvey, tarifelerin yol açtığı fiyat artışlarının enflasyon beklentilerinde düşüşe neden olabilmesi için arada yaşanacak makroekonomik sıkıntıların ikinci aşamada dezenflasyona yol açacağı varsayımı olması gerektiğini anlattı.
Garvey, piyasa enflasyon beklentilerindeki bu düşüşün hem iyi hem de kötü tarafları olduğuna işaret ederek, "İyi tarafı, makroekonomide zayıflama görülmesi durumunda Fed'in faizleri daha hızlı indirebilmesine olanak tanıyabilir. Kötü yanı ise makroekonomide bir bozulma tablosu çizmeye başlamasıdır." ifadelerini kullandı. Garvey, bunu söylemek için henüz çok erken olduğunu kaydetti.
Tarifelerin neden olduğu fiyat artışlarının kalıcı bir enflasyon eğilimine dönüşmesinden korkulduğunu ve Powell'ın faizleri istediği kadar düşüremeyebileceğini dile getiren Garvey, "Bu senaryoda Fed, politika faizini "nötr" seviyeye çekse de aslında onu daha da aşağı çekmek isterdi. Bu durumda 10 yıllık tahvil faizleri üzerinde aşağı yönlü baskı oluşur." dedi.