26.11.2018 - 21:05 | Son Güncellenme:
"CİDDİ BÜYÜME SAĞLAYACAK"
İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadri Samsunlu, "Türkiye'de son 15 yıldaki yolcu büyümesi yıllık yüzde 11. Bu büyüme, dünyanın 2-2,5 katı bir büyüme. Kargo büyümesi bütün kapasite sıkıntılarına rağmen yüzde 13 civarında. Yeni havalimanı ile birlikte daha büyük kapasiteleri arz edeceğiz ve bu da Türkiye'nin özellikle kargo ve yolcu sayılarında ciddi büyüme sağlayacak." dedi.
Samsunlu, 9. Boğaziçi Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen "Mega Projeler" oturumunda yaptığı konuşmada, dünyada havacılığın odağının 1970'lerde Atlas Okyanusu ortasındayken şimdi yavaş yavaş Türkiye'nin olduğu bölgeye doğru kaydığını söyledi.
Türkiye ve çevresindeki ülkelerde altyapı ve hava yolu yatırımlarının son 10 yılda hızlanmasının bundaki en önemli etkenlerden biri olduğunu vurgulayan Samsunlu, Doğu'nun zenginleşmesi, üretim kapasitesi ile yolcu ve kargo hareketlerinin doğu-batı arasında hızlanarak artmasının da bu odağı yavaş yavaş Türkiye'nin de içinde olduğu bölgeye doğru çektiğini kaydetti.
Zirvenin açılış panelinin ardından katılımcılar aile fotoğrafı çektirdi. Fotoğrafta, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov (sağda), Ürdün Senato Başkanı Faisal Al-Fayez (sağ 2), TİM Başkanı İsmail Gülle (sağ 3), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Ali Kopuz (sağ 4), DEİK Başkanı Nail Olpak (sağ 5), Çeçenistan Başbakanı Muslim Huçiev (sağ 6), Kuveyt Sanayi ve Ticaret Bakanı Khalid Nasser Al-Roudan (ortada), ICP Onur Kurulu Üyesi Rona Yırcalı (sol 6), Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış (sol 5), UİP Onursal Başkanı Dr. Talal Abu Ghazaleh (sol 4), Malezya Adalet Halk Partisi Başkanı Anwar Ibrahim (sol 3) ve UİP Türkiye Onur Kurulu Başkanı Erşat Hürmüzlü (sol 2) yer aldı.
Samsunlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İstanbul Yeni Havalimanı projesiyle bu odağı biraz daha kendimize yaklaştırmakta olduğumuza inanıyoruz. Özellikle Körfez ülkelerinde devam eden havacılık yatırımları ile odağın gitgide Türkiye ile Körfez ülkeleri arasındaki bir bölgeye, önümüzdeki 10-15 yıl içinde yerleşmesini öngörüyoruz. Önümüzdeki 20 yıl içinde dünyadaki yolcu sayısı 2 katına çıkacak. Bu talebi karşılamak için uçak üreticilerinin yeterli planları var ama uçakları yere indirmek zorundayız. Ondan dolayı altyapının da bunu destekler şekilde, büyük yatırımcı ülkeler tarafından geliştirilmesi gerekiyor. Biz Türkiye olarak bunun bilincinde olarak 2002 yılından bu yana ciddi yatırımlar yapıyoruz. Türkiye, ciddi anlamda havacılık sektörüne yatırım yapıyor."
"JENERASYONUM, HEP YAPISAL REFORM İHTİYACI HİSSEDİP IMF'DEN ÖĞÜTLER ALARAK BÜYÜDÜ"
Kadri Samsunlu, kamunun Türkiye'de yapısal reformlara öncelik verdiğini belirterek, kendi jenerasyonunun hep yapısal reform ihtiyacı hissedip IMF'den öğütler alarak büyüdüğünü, Türkiye'nin, havacılık sektöründe net şekilde yapısal reformu başarıyla tamamladığını söyledi.
Samsunlu, "Türkiye'de son 15 yıldaki yolcu büyümesi yıllık yüzde 11. Bu büyüme, dünyanın 2-2,5 katı bir büyüme. Kargo büyümesi bütün kapasite sıkıntılarına rağmen yüzde 13 civarında. Yeni havalimanı ile birlikte daha büyük kapasiteleri arz edeceğiz ve bu da Türkiye'nin özellikle kargo ve yolcu sayılarında ciddi büyümeleri sağlayacak." diye konuştu.
Türkiye'deki havalimanları hakkında katılımcılara bilgi veren Samsunlu, Türkiye'nin, havacılık alanında hayata geçirilen yapısal reformların sonucunu gördüğünü söyledi.
"KAMU BUGÜN YAPMASI GEREKENİ YAPIYOR"
İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Samsunlu, Türkiye'de yılda 200 milyon yolcu hareketi olduğunu, bu rakamın yüzde 80'inin özel sektörün yönettiği havalimanlarından geçtiğini bildirdi.
Türkiye'deki başarının arkasında kamu-özel sektörün çok uyumlu çalışmasının etkili olduğunu, kamunun bugün yapması gerekeni yaptığını belirten Samsunlu, İstanbul Havalimanı projesini oldukça kısa sürede tamamladıklarını bildirdi.
Zirvede UİP İcra Kurulu Eş Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin (solda) moderatörlüğünde “Mega Projeler” paneli düzenlendi. Panelde I·GA I·stanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu (sağda) konuşma yaptı.
"DEVLETİN VERDİĞİ YOLCU GARANTİSİ, MEVCUT YOLCULARLA KARŞILANABİLİR DURUMDA"
Kadri Samsunlu, "Türkiye'yi dünya havacılık sektöründe THY ile birlikte çok önemli bir yere taşıyacağımızı öngörüyorum. 4 fazlı projenin tamamını tamamladığımızda, ülkemizin ekonomisine GSMH'nin yüzde 5'i büyüklüğünde katma değer sağlayacağız." dedi.
Devletin kendilerine verdiği yolcu garantisinin, mevcut yolcularla karşılanabildiğini, devletin kasasından para çıkmayacağını belirten Samsunlu, Türkiye devletinin, halkına sadece bir havalimanı kazandırmadığını, aynı zamanda mevcut havalimanını da halka en büyük park yaparak geri verdiğini söyledi.
Türkiye'nin avantajlarına değinen Samsunlu, şunları kaydetti:
"Türkiye, çok derin yönetim tecrübesi olan bir ülke. Siyasi olarak bölgedeki ve Avrupa'daki en stabil ülkeyiz. 15 yıldır aynı yönetim tarafından yönetiliyoruz ve Cumhurbaşkanımız, dünyadaki en tecrübeli devlet adamlarından biri. Bu, bir kazanım. Hukuk sistemimiz net şekilde çalışıyor. Sözleşmelerle ilgili süreçlerde tutarlılığı proje boyunca yaşadım. Bankacılık sistemimiz, son 6 ayda yaşanan volatiliteye rağmen sağlıklı yapıda. Türkiye, çok büyük bir ülke. Bir köşede bırakılabilecek bir yapısı yok. Buradaki geçici volatiliteden dolayı yatırım kararları ertelenmemeli."
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov, zirvenin açılış panelinde bir konuşma yaptı.
"SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov, "Barış, güvenlik, huzurun olmadığı ve çatışmaların olduğu yerlerde, sürdürülebilir bir gelişme söz konusu olamaz." dedi.
Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye İhracatçılar Meclisi ev sahipliğinde düzenlenen 9. Boğaziçi Zirvesi, 80 ülkeden iş adamı, siyasetçi ve fikir önderini İstanbul'da bir araya getirdi.
Zirvede konuşan Hasanov, şunları kaydetti:
"Barış, güvenlik, huzurun olmadığı ve çatışmaların olduğu yerlerde, sürdürülebilir bir gelişme söz konusu olamaz. Sürdürülebilir kalkınma, ilerleme, refah ve istikrar ancak barış, huzur ve güvenliğin sağlandığı yerlerde var olabilir. Maalesef zamanımızın acı verici gerçeği, birçok ulusun ve devletin iş birliği, bilim, eğitim ve kültürde sürdürülebilir kalkınmayı ve ilerlemeyi sağlamayı tercih etmek yerine, başkalarının gelişimini bozmayı, başkalarını işgal etmeyi, kendilerini silahlandırmayı seçmiş olmalarıdır. Bu tür insani olmayan hareketler, bölgemizde var olan insani felaketlerin ana sebebidir.
Milyonlarca insan, hayatta kalmak ve savaşların kurbanı olmamak için, başka bölgelerde ve başka ülkelerde barınma arayışında. Bu yüzden insanlar topraklarını ve evlerini terk ediyor. Günümüzde bu gerginlik, Orta ve Kuzey Amerika sınırlarından Suriye ve Türkiye, Myanmar ve Bangladeş sınırlarına kadar tüm dünyanın jeopolitik eksenlerinden geçiyor."
"KÜRESEL İŞ BİRLİĞİNİN ÖNCÜLÜĞÜ YAVAŞ YAVAŞ BATI'DAN DOĞU'YA KAYIYOR"
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ise küresel iş birliğinin öncülüğünün yavaş yavaş Batı'dan Doğu'ya kaydığını belirterek, "Küresel ekonomide önemli paya sahip ülkelerin, başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinin terörle mücadele, serbest ticaret, küresel yönetişim konularında da gösterdikleri performansla ilgili birçok tartışma söz konusu." diye konuştu.
Türel, kentlerin hızlı gelişmesinin ve dijitalleşmeyle birlikte kompleks sosyal yapıların ortaya çıkmasının belediyeciliğin de önüne meydan okumalar çıkardığını söyledi.
Zirvenin açılış panelinin ardından, ICP Onur Kurulu Üyesi Rona Yırcalı (solda), Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov'a (ortada) hediye verdi.
"TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ ARASINDAKİ MÜZAKERELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"
Gümrük Birliği 2.0 başlıklı panelde konuşan Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye) Başkanı Dr. Markus C. Slevogt da Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki müzakereleri yakından takip ettiklerini belirtti. Gümrük Birliği'nin 1995'in sonunda gündeme girdiğini belirten Slevogt, "Gümrük Birliği'ni yenileyelim, güncelleyelim diyoruz. Ama yapmamız gereken ilk ödev Gümrük Birliği'nden farklı kısımların tekrar müzakere edilmesi ziraat, kamu satın almaları, hizmet, elektronik ticaret ya da diğer taraflarla yapılan ticaret anlaşmaları olsun. Bunlar karmaşık mevzular. Bunlarla ilgilenmek zaman gerektiriyor." dedi.
Türk Belçika-Lüksemburg Ticaret Derneği Başkanı Levent Apaydın ise "1993-2014 arasında Türkiye'nin AB'den ithalatı yüzde 400 artış gösterdi. 5 milyardan avrodan 40 milyar avroya yükseldi." açıklamasında bulundu. AB-Türkiye arasında Gümrük Birliği'nin oluşturulmasının iki partner arasındaki ticareti kolaylaştırdığını belirten Apaydın, "Şu anda Türkiye bu noktada AB'nin dış ticaretinin yüzde 4'üne karşılık gelerek 5. ticaret partneri olarak karşımıza çıkıyor." ifadelerini kullandı.
"TEKRAR BÜYÜME TRENDİNE GİRECEK"
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin, "Türkiye, Yeni Ekonomik Program (YEP) paralelinde tekrar bir büyüme trendine girecek. Gayrimenkul sektörü önceki yıllarda olduğu gibi lokomotif bir sektör olarak hem istihdam yönüyle katkı sunmaya devam edecek." dedi.
Panele GYODER Başkanı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin katıldı.
Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye İhracatçılar Meclisi ev sahipliğinde düzenlenen 9. Boğaziçi Zirvesi, 80 ülkeden iş adamı, siyasetçi ve fikir önderini İstanbul'da bir araya getirdi.
GYODER Başkanı Feyzullah Yetgin, gayrimenkul sektörü dinamiklerinin Türkiye'de çok kuvvetli olduğunu belirterek, "Türkiye, YEP paralelinde tekrar bir büyüme trendine girecek. Gayrimenkul sektörü önceki yıllarda olduğu gibi lokomotif bir sektör olarak istihdam yönüyle katkı sunmaya devam edecek. Bu dönemlerde şirket özelinde de bakarsak finansman açısından alternatif ürünleri denemek gerekiyordu." diye konuştu.
Yetgin, sukuk ürünleriyle İstanbul Finans Merkezi projesindeki gayrimenkullerin finansmanına büyük katkılar sağladıklarını aktararak, şunları kaydetti:
"Hatta Aralık 2017'de Türkiye'de ilk defa sukuk ihracı yaptık. Önümüzdeki yıl pazarın hareketlenmesini bekliyoruz. Sadece bu ürünler değil gayrimenkul sertifikasının da alternatif olarak düşünülmesi lazım. Bizler de İstanbul Finans Merkezi ile ilgili sertifika dahi düşünebiliriz. Koşullar altyapısı itibarıyla çok iyi anlaşılamamış olabilir ama çok önemli bir enstrüman.
Gayrimenkul yatırım fonları uluslararası açıdan da itibar görebilir ki birçok gayrimenkul fonu son yıllarda kuruldu. Yenileri için çalışmalar devam etmekte. Türkiye piyasası yurt dışı açısından çok uygun. Bu beklentiler çerçevesinde gayrimenkul piyasasının yabancılar açısından da cazip olduğunu söyleyebiliriz."
"YABANCIYA KONUT SATIŞLARINDA TAM BİR VİTES BÜYÜME VAR"
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) ve Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas da zirve kapsamında düzenlenen panelde Türkiye'deki konut satışları ve sektörün durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Panele Sur Yapı & KONUTDER Başkanı Altan Elmas katıldı.
Ekim itibarıyla açıklanan rakamlara bakıldığında, beklentilerin çok üstünde bir satış rakamının görüldüğüne işaret eden Elmas, şunları kaydetti:
"Hem birinci el satışların hem ikinci el satışların ciddi şekilde yükseldiğini, konut kredili satışların da yok denecek seviyeye, yüzde 5'lere kadar indiğini görüyoruz. 15 Temmuz 2016 sürecinden, darbe girişiminden itibaren özellikle özel bankaların konut kredisi noktasında hafif bir el freni var, onu net görebiliyoruz. Tamamen el fren çekme şeklinde değilse de azaltarak gelen bir süreç var.
Sonrasında kamu bankalarının son 2 yıldır bu süreci desteklediğini, yürüttüğünü hatta sübvanse ederek yürüttüğünü görüyoruz. 2017'nin Kasım ayından itibaren de kamu bankalarında yavaş yavaş 1,30-1,40 gibi aylık seviyelere yükseltmesinden itibaren konut kredisi yavaş yavaş satışların içinden çıkmaya başladı."
Süreç içinde bu duruma sektörün çok özel finansal çözümlerinin bulunmadığına dikkati çeken Elmas, geçmişten gelen bir takım hibrit uygulamaların sektörün gerçeği haline geldiğini anlattı.
Elmas, sektör şirketlerinin yaptığı kampanyalara değinerek, sektörün zorlanarak yürüttüğü bir finans modeliyle sistemi devam ettirmeye çalıştığını aktardı.
Son açıklanan rakamlarda bu kadar yüksek rakamlar çıkmasında, devletin getirdiği teşviklerin, enflasyondan sonra konuta zam yapılmamasının, firmaların yaptığı kampanyaların önemli etkisinin bulunduğunu dile getiren Elmas, "Böylelikle üst üste 2 ay boyunca ciddi anlamda tüm Türkiye'ye yayılan bir konut satışı rakamına eriştik. Kasım ayında biraz yavaşlayabilir ama teşvikler uzadı, bu yine bir miktar teşvik edici olacak. Satış ivmesinin devam edeceğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Konut fiyatlarının artmadığına dikkati çeken Elmas, yabancıya konut satışlarında tam bir vites büyütme olduğunu, bunun da devam ettiğini bildirdi.
"FAİZLERİN GERİLEMESİYLE BİRLİKTE GAYRİMENKULE İLGİ ARTACAK"
Ege Yapı Başkanı İnanç Kabadayı ise Türkiye'nin bölgesinde güvenli liman haline geldiğini belirterek, İstanbul olmak üzere diğer büyük şehirlerde de gayrimenkulde fiyatların artacağını ve uluslararası oyuncuların daha fazla Türkiye'ye geleceğini söyledi.
Ege Yapı Başkanı İnanç Kabadayı da katıldı.
Kabadayı, ortalama 2 bin dolara satılan bir ürünün bin 200 dolarlara gerilediğini aktararak, bu değerin yeniden 2 bin dolar ve üstüne çıkacağını vurguladı.
Gayrimenkulün her dönemde diğer tasarruf ürünlerine göre daha fazla getirisi olduğunun altını çizen Kabadayı, faizlerin gerilemesiyle birlikte orta ve uzun vadede gayrimenkule ilginin artacağını dile getirdi.
Kabadayı, şu anda gayrimenkul sektörü talebinde bir azalma olmadığını sadece taleplerin ertelendiğini ifade etti.