26.03.2022 - 09:20 | Son Güncellenme:
Bankadan 16 milyar TL’yi hesabına geçiren Gezek kardeşlerden Recep, Hürriyet’ten Musa Kesler'e konuştu: Bu haberler yüzünden özel hayatım kalmadı. Evden dışarı çıkamaz hale geldim. Daha hayatımın başındayım. Tosuncuk’un fotoğrafları bile yüzü kapalı olarak yayınlanmıştı. Benim adım da fotoğraflarım da apaçık yayınlanmış. Adım soyguncuya çıktı. Soyguncu değiliz. İfademde her şeyi anlattım.
Olaydan dört gün sonra gözaltına alınan iki kardeş “Kimseyi dolandırmadık, suçlu değiliz” diyerek kendilerini savundu. Her hafta karakola imza vermeleri şartıyla serbest bırakıldılar. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma ise İstanbul’a devredildi.
İSTANBUL EMNİYETİ DEVREDE
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın devam ettirdiği soruşturmada devreye İstanbul Emniyet Müdürlüğü girdi. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri dosyayı inceliyor. Recep Gezek ve Emre Gezek’in Samsun’dan İstanbul’a gönderilen telefonları da bu incelemenin kapsamında. Ayrıca BDDK’nın başlattığı soruşturma da devam ediyor.
'EVDEN DIŞARI ÇIKAMIYORUM'
Dün Recep Gezek’e ulaştık. Hakkında çıkan haberlere çok tepkili. Olayın detaylarına dair bir açıklamaya yapmayan Gezek, Hürriyet’e şunları söyledi: “Bu haberler yüzünden özel hayatım kalmadı. Herkes beni arıyor. Bilen bilmeyen herkes konuşuyor. Olayı soruyor. Telefonlarım susmuyor. Evden dışarı çıkamaz hale geldim. Daha hayatımın başındayım. Tosuncuk’un fotoğrafları bile yüzü kapalı olarak yayınlanmıştı. Benim adım da fotoğraflarım da apaçık yayınlanmış. Adım soyguncuya çıktı. Soyguncu değiliz. İfademde her şeyi anlattım. Avukatlarım yakında harekete geçecek, bütün hukuki haklarımı kullanacağım” dedi.
Gezek, Samsun’da gözaltında oldukları süreçte herhangi bir avukat talebinde de bulunmamış.
'SUÇ İSE NİYE ENGELLEMEDİLER?'
Recep Gezek, 2 Mart tarihinde Samsun’da, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifadesinde şunları söylüyor: “Olaylar 26 Şubat günü saat 11.00’de başlayıp Pazar günü 23.30’a kadar devam etti. Bu süre zarfında Banka beni arayıp sormadı. Sadece 4-5 kez işlem kısıtı koydu. Ben aradığımda da bu kısıtlamayı kaldırdılar. Bu işlem suç ise banka neden iki gün boyunca hesaba bloke koymadı da çekim işlemlerine onay verdi?”
NE YAPTIRIM UYGULANACAK?
Peki 16 milyar liralık vurgun için ne yaptırım uygulanacak? Konunun uzmanları milliyet.com.tr'ye değerlendirdi.
Yaşanan olayın bir dolandırıcılık suçu olduğunu belirten Avukat Selin Erkaymaz şu değerlendirmelerde bulundu: "Bankaya karşı uygulanması sebebiyle nitelikli dolandırıcılık şuçu oluşturuyor. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 157. maddesinde dolandırıcılık suçu tanımlanmıştır. Hileli hareketlerle başkasının zararına kendinin menfaatine işlem yapanlar dolandırıcılık suçu alır. Bu ceza kanununda dolandırıcılık fiilinin nitelikli hali düzenlenmiş, banka kurumlarında yapılan işlemlerin daha ağır sonuçları getirilmiştir.
NASIL BİR SORUŞTURMA GEÇİRECEKLER?
Artık her şey dijital ortamda gerçekleşmekte. Bunu tek başına banka personellerine yıkmak ağır bir sonuç doğurur. Ben burada bankanın çalışanlarının kusuru olduğunu düşünmüyorum.
Bankanın dijitalden kaynaklı bir boşluktan yararlanmışlar. Faillerin daha ağır müeyyide almasına sebep olacaktır.
Banka neticede profesyonel işlem yapmakta ve her türlü önlemi almaktadır bankanın sorumlu tutulacağını düşünmüyorum.
Bu soruşturma başlatıldıktan sonra bütün veriler banka kayıtlarında olduğu için suçun sabit olduğu ortadadır. Soruşturma çok kısa sürede tamamlanıp şüpheli hakkında iddianame düzenlenip, bir an evvel dava açılır ve yargılama uzun sürmez. Kovuşturma intikal eder ve sanıklar hakkında mutlaka ceza verilecektir.
TCK'nın 157. maddesinde dolandırıcılık suçu, 158. maddesinde bu dolandırıcılık suçunun nitelikli hali düzenlenmiştir. Maddeye göre hileli davranışlarla bir başkasını aldatıp kendisi yararına ancak karşı tarafın zararına olarak hareket eden kişi dolandırıcılıktan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar adli para cezası alır. Bu dolandırıcılık suçunun yaptırımıdır. Eğer nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemesi halinde ise 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar asli para cezası alır."
SUÇUN CEZASI NEDİR?
Avukat Fatih Ekinci ise şu ifadeleri kullandı: "Nitelikli dolandırıcılıktan 3 yıldan 10 yıla kadardır cezası. Asıl soru mahkeme bunu tek seferde mi cezalandıracak zincirleme suç şeklinde mi cezalandıracak. Cezada aktarım söz konusu olur. Bankanın hatası söz konusu olabilir bu bir açıktır. Bu açığın bulunması göz yumulması anlamına gelmez.
Avukat Kerem Olcayto ise milliyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Burada fark edildikten sonra olayın devam ediyor olması önemliydi. Bu her ne kadar bankanın kendi sistemsel açığından olsa da bunun fark edilip uyarılmaması sebepsiz zenginleşme hükümlerine girer herhangi bir sebepten ötürü haksız kazanç devreye giriyor. Banka bu durumu fark ettikten sonra uyarmış olsaydı herhangi bir ceza almama durumu söz konusu olabilirdi. Fakat sebepsiz zenginleşme gereği hem yargılanacaklar hem paranın faizle iadesi talep edilecek. Onlar da suçlarında ifade ediyorlar zaten.
‘5 YILA KADAR YARGILANABİLİR’
Hapis yatarlar toplamda alacakları ceza sebepsiz zenginleşmeden dolayı önce para iadesi oluşur bunun haricinde yaptıkları eylemler TCK kapsamına girdiğinden mahkemeler tarafından dolandırıcılık suçu olarak değerlendirilecektir. Burada dolandırıcılık suçundan da 5 yıla kadar yargılanabilir bu hakimin taktiridir.
BANKANIN BİR HATASI SÖZ KONUSU MU?
Burada bankanın sistemsel açığından kaynaklı olan bir durumdur. Zaten beyanda ilk başta olayın tamamen şans eseri gerçekleştirildiği söyleniyor. Ne kadar para istesen devamında çekildi deniliyor. Bankanın kendi sistemsel hatasından ortaya çıkıyor. Bankanın bu açığını hukuken suç haline getiriyorlar. Bu olay daha sonrasında suça dönüşüyor. Bankanın rızası dışında hakkı olmayan parayı alıyorlar. TCK gereği suça konu oluyor. Banka bunu kendi içerisinde çözer. İlgili kısımda çalışanların kendi içerisinde çözebileceği bir konudur. Taraflardan bir tanesinin kusuru diğer kısmı suç işlemeye ve hukuk dışı bir işleme teşvik edemez.