EğitimÖğretmenin koruyanı yok

Öğretmenin koruyanı yok

07.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Maaşları düşük, tatilleri çok az, ders saatleri fazla, mobbinge maruz kalıyorlar… Özel eğitim ve rehabilitasyon öğretmenlerinin sorunları, saymakla bitmiyor. Ankara’da bir öğretmenin kurum yetkilileri tarafından darp edilmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Öğretmenler, kamudaki meslektaşlarıyla her yönden denklik istiyorlar

Öğretmenin koruyanı yok

Atanamamak, sözleşmeli, ücretli adı altında iş garantisi olmadan çalışmak, düşük ücret almak gibi sorunları bulunan öğretmenler, son dönemlerde şiddetle de baş etmek zorunda kalıyorlar. Sayıları 30 bini aşan özel eğitim ve rehabilitasyon öğretmenleri, bu konuda çok dertli. Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı özel kurumlarda görev alan bu öğretmenler, görme, işitme, zihinsel, bedensel yetersizliği olan bireyler ile dil ve konuşma, özel öğrenme güçlüğü, otizm spektrum bozukluğu olan çocuklara destek eğitimi veriyorlar.

Okul öncesi, çocuk gelişimi ve eğitimi ya da sınıf öğretmenliği mezunu olan bu öğretmenler, MEB tarafından düzenlenen Özel Eğitim Alanında Destek Eğitimi Verecek Uzman Öğretici Yetiştirme Kurs Programı’nı tamamlamak zorundalar. Bu eğitimden sonra özel kurumlarda görev alabiliyorlar. Ancak MEB’e bağlı faaliyet gösterip öğrenci başına para desteği alan bu kurumların birçoğu öğretmenlere kötü çalışma şartları sunuyor. Kamudaki meslektaşlarıyla aynı şartlara sahip olmak isteyen öğretmenler, haftalık ders saatlerinin fazlalığı, tatillerinin olmayışı, maaşlarının düşüklüğü, yöneticiler tarafından uygulanan mobbing gibi pek çok sorunla uğraşıyorlar.

Mobbinge uğruyorlar

Özel eğitim ve rehabilitasyon öğretmenlerinin yaşadıkları sorunlar ise şöyle:

Ceyhun B.: 9 yılını özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışmaya adayan bir öğretmenim. Bu merkezlerde branşlara, sertifikalı-sertifikasız, tecrübeli-tecrübesiz gibi farklı kriterlere göre ciddi maaş farkıyla görev yapılmakta. Ayrıca fazla çalışma, yıllık izin kullanamama, sigortanın düşük yatırılması gibi sorunlarla karşılaşmaktayız. Rehabilitasyon merkezlerindeki bu sorunları en kısa sürede ortadan kaldırmak, öğretmen kimliğimize kavuşmak ve değer görmek istiyoruz.

Süheyla Ö.: Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde 6 yıldır çalışıyorum. Toplu taşımadan müzeye, ören yerlerinden öğretmenevine kadar birçok mekânda bizler öğretmen olarak görülmemekteyiz. Psikolojik olarak 1-0 yenik başladığımız sektörde, işletme sahipleri bizleri sadece araç olarak görmekte; bunu da yapılan mobbinglerle hissettirmekteler. Özlük haklarımız olmadan çalışma ortamımızda verim sağlayamaz, kaliteli bir eğitim sunamayız. Bir öğretmen olarak etüt merkezi, dershane, ücretli, sözleşmeli, taşeron diye sınıflandırılmadan öğretmenin ‘öğretmen’ olarak kabul edilmesini istiyorum.
Ayşegül A.: Kurumların bizim üzerimizde uyguladığı mobbing, o kadar yıpratıcı ki bunu eğitim verdiğimiz çocuklara yansıtmamak için kendimizden ödün veriyoruz. Derse gelemeyen çocukların o ders saati ödeneği devletten alınamayacağından maaşlarımızın kesilmesiyle hatta işten çıkarılmakla tehdit ediliyoruz. Diplomalarımızda eğitim fakültesi yazarken, sıfatımız öğretmen diye nitelendirilirken hak ettiğimiz muameleyi göremiyoruz. Bu kadar yıpratıcı bir sürecin içindeyken en azından tatil hakkımızı istiyoruz.

‘Eşit hak istiyoruz’

Yaşadıkları sorunlarla ilgili imza kampanyası başlatan öğretmenler, sosyal medya üzerinden de seslerini duyurmaya çalışıyor:

Rehabilitasyon öğretmeleri olarak haklarımızın patronların iki dudağının arasında olmasını istemiyoruz.

Rehabilitasyon öğretmenleri diğer meslektaşları gibi meslek kanunu kapsamına alınmalı, bütün öğretmenler aynı çatı altında, eşit haklara sahip olmalı!

Bizler geçici süreli işçi değiliz, eğitim fakültesi mezunu öğretmenleriz. 09.00’dan akşam 18.00’e kadar çalışma saati fazla oluyor. Hem asgari ücretle hem de fazla çalışıyoruz.

Öğretmenin hayat standardı açlık sınırında olmamalı. Kamudaki öğretmen haftalık 30 saat ders, 2 gün zorunlu tatil, yılda 4 ara tatille verimli oluyorsa özel rehabilitasyon öğretmenleri de aynı şartlarda çalışmalı.

Ücretler düştü

Öğretmenlerin yanı sıra özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarının yöneticileri de sorunlardan şikâyetçi. Öncelikle kurumların ilk açıldığı yıllarda asgari ücret tutarında ödeme yapılırken şimdi öğrenci başına verilen ücretin düşürülmesine tepkililer. Bu yıl özel eğitim okulları ile rehabilitasyon merkezlerinde engellilere verilen destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı, KDV hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 790 TL, grup eğitimi için aylık 221 TL olarak belirlendi.
Öğretmenlerin çalışma şartlarının düzeltilmesine yönelik taleplerini iletmelerine tepki gösteren yöneticiler de var. Hatta bu öğretmenleri kara listeye alma, onlara iş vermeme önerisi getirenler de bulunuyor.

Meslek kanunu çıkmadı

Birçok meslek grubunun kendine özgü hakları varken öğretmenler için bu durum söz konusu değil. Öğretmenler ve eğitim sendikaları bu konuyla ilgili talep ve beklentilerini yıllardır dile getiriyorlar. MEB, 2023 Eğitim Vizyonu’nda Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılmasına ilişkin çalışmaların başladığını açıklamıştı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, kanunun hazır olduğunu ve dosyanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulduğunu açıkladı. Ancak böylesi önemli bir kanunun içeriğiyle ilgili bir bilgi bulunmuyor.

Müdür, öğretmeni darp etti


Ankara’daki bir özel eğitim rehabilitasyon merkezinde A.K. isimli öğretmenin, kurumun yöneticileri tarafından darp edilmesi, öğretmene şiddet sorununu gündeme getirdi. Kurumun vaatlerini yerine getirilmediği için istifa etmek isteyen öğretmen, iki kurucu tarafından silahla darp edildiğini iddia etti. A.K., olayı yargıya taşıdığını kaydetti.

Haberin Devamı


Konuyu HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da Meclis’e taşıdı. Piroğlu, Bakan Selçuk’a şu soruları yöneltti: “Bakanlığınızın kurum hakkında başlatmış bulunduğu bir işlem var mıdır? Özel rehabilitasyon kurumlarında çalışan öğretmenlerin haklarının korunması için yürüttüğünüz bir çalışma söz konusu mudur? Özel rehabilitasyon öğretmenlerinin MEB kapsamına alınıp çalışma koşullarının güvence altına alınması, sosyal haklarının korunması ve ücretlerinin düzenlenmesi için bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?”