25.10.2020 - 00:04 | Son Güncellenme:
Bülent Buda
Salgın günlerinde evde zorunlu karantina... Her sabah yeniden zamanı tüketme kaygısı. Oturdukça gücü eksilen, yorgun düşen kaslar. Gazeteler, kitaplar okudukça yaş gereği gözlerdeki yanma, sulanma. Spor molası, ev içi yürüyüşler. Yetersiz, tek düze adımlar, yeni düşünceler üretmiyor. Güneşli günlerde gün aşırı yapılan üç, beş km’lik yürüyüşler. Can kurtaran simidi gibi. Eğer o olanağınız varsa ne güzel.
Futbol mevsimi açıldı. Tutkunları tribünlere gidemiyor. Ekranlarda kapıyoruz oluşan açığı birlikte. İzleyicisiz, taraftarsız oyunun ne denli tatsızlaştığını, coşku eksiğini tribünler boşalınca fark ettik. Ne kötü. Futbol akla gelince giderek kayıp veriyor bizim kuşak. Hal hatır sorup söyleşeceğimiz eski dostlar eksiliyor. Şu son günlerde Bombacı Halil Kiraz, ardından İngiliz Nevzat Güzelırmak içimiz yanıyor. Yıllar önce erken kayıplarımız olmuştu yüreklerimizi dağlayan. Koca Kaptan Gürsel Aksel, bana göre ülkenin gelmiş geçmiş en iyi kalecisi Ali Artuner, Taçsız Kral Metin Oktay. Profesyonelliğimin ilk adımlarında beni kucaklayan, koruyan güzel kaptanım büyük kaleci Seyfi Talay. Daha futbolunun baharında yitirdiğimiz güzel, sarışın çocuk Mustafa Türel, geçit yapıyorlar gözlerimin içinde. Yüreğimdeki sızı can sıkıyor. Uzun yaşamak iyi bir şey midir? Biriken zaman, daha çok yük bindirmez mi insan yüreğine? Derin konular. Düşündükçe yorgun düşüyor insan.
***
Hiç tanımayan ya da az tanıyanlar için, Seyit Mehmet Özkan... Salt İzmir değil, ülke futbolunun en değerli, girişimci, yaratıcı, gözü kara bireyidir. Kendileri futbolun daha gelişmiş olduğu ülkelerde daha çok derinliğine tanınır. Güzel Türkiye’min hatta biraz acıtacak ama imbatı bol İzmir’imin dışında tanınırlığı daha yüksek. Öyküsü uzun ve de oylumludur sevgili Özkan’ın. Gücüm ve de bilgim yeterli olsa, kitabını yazarım. Görsel ya da yazılı kitle iletişim araçlarında sık görülmeyi sevmez. İşini yapar, gözlemler, acıtmamaya özen göstererek de yorumlar. Gazetede okuyorum bir söyleşisini. Sanki “Benden bu kadar” der gibi bir bıkkınlık, yorgunluk, yakınma içeriyor. O anda aklıma geliverdi. Nazım’ın yazıya döktüğü, Cem Karaca’nın da harika seslendirdiği o muhteşem dizeler, “Çok yorgunum çok. Beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın…” der ve uzar gider. Şimdi soralım o zaman. Seyir defterini başkası mı yazsın Sevgili Özkan!
Sevgili Ayşe Özgener’in “Sonra Konuşuruz” isimli değerli yapıtının 192. sayfasından şöyle bir alıntı yapmışım defterime 14 Kasım 2019’da, “Bazen küçük dokunuşlar büyük farklar yaratır, niceliğin niteliği bozduğu şu günlerde hala nitelikli işler yapmaya çalışmanın gururunu yaşayanlara selam olsun!” Yaşa be Ayşe!
Esen kalın iyi pazarlar.
Aforizmalar
“Karşılaştığınız sorunlar onları yarattığımız sırada sahip olduğumuz düşünce düzeyiyle çözülemez.” Einstein
“İnsan eğitimle insan oldu.” J. Locke
“Ben müziğin içine girince kökenimi unuturum. Notada besteci ne yazmışsa onu çalarım.” İdil Biret
“Mücadele edenler her zaman kazanmayabilir. Ama kazananlar hep mücadele edenlerdir.” Şükrü Durmuş
“İnanın, yapmacıksız, içten, sevgiyle iş yapanlar hiç eksilmediği için ayakta bu ülke.” Işık Kansu
“Her şey her türlü tutsaklığa son vermekle başlar.” Şükran Kurdakul
Bakış açısı
Gazeteci sorar, “BMW almak için ne kadar çalışmanız gerekir?”
Doktor: “6-8 ay çalışmam gerekiyor”
Mühendis: “1-2 sene”
Muhasebeci: “3-4 sene”
Sıra Amazon’un sahibi ve dünyanın en zengin adamı Jeff Bezos’a gelmiş.
Bezos: “Benim düşünceme göre BMW almam için 5 sene çalışmam şart”
Gazeteci sorar: “Neden bu kadar uzun süre Bay Bezos?”
Bezos yanıtlar: “Kolay değil, BMW büyük bir şirket.” (Unutmayın bakış açısı her zaman fark yaratır.)
Mahur beste
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir siyah teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık son bahara…