13.09.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Her şeyin akıl olduğunu bilen kimse… Bir kaynak gibi görünen ne varsa onu kullanır
Milarepa
Seslenişteki inceliğe, içtenliğe bakar mısınız! Size denilse ki; ya Bodrum’da bir yazlık ya da M. Kemal Atatürk’ün yanı başında soluk alışlarını duyumsadığınız konumda 12 yıl? Yanıtınız ne olurdu?
Dede Muharremoğlu Hacı Tevfik. Kuşatılmışlıktan kurtuluşa denize açılan Samsun’a yönelen Bandırma’nın 1. Kamarotu. Baba Nuri Ulusu. Tam 12 yıl Mustafa Kemal Atatürk’ün soluğunu duyumsayabileceği uzaklıkta.
“Kütüphane memuru olarak işe başla” denildiğinde “Atatürk’ün kütüphanecisi olarak çağrılmak isterim. Uygun mudur acaba?” Uygun görülüyor.
Oğul Mustafa Kemal Ulusu. Yıllarca özenle, sevgiyle, tutkuyla biriktirilmiş anıları tuğla kalınlığında paha biçilmez bir yaratıya dönüştüren değerli insan.
Savaşı, kurtuluşu bitirmiş o benzersiz ‘Gusto’suyla sivillerini kuşanarak ülkesini uygarlığa kanatlandıran büyük Ata’mızın göreceli uzun, özünde çok kısa son 12 yılının abartısız, alçak gönüllü ama büyük, muhteşem öyküsü.
‘Atatürk’ün yanı başında’
Bu kitabı alın okuyun. Büyük olasılıkla siz de kendinizi Atatürk’ün yanı başındaymış gibi hissedeceksiniz. Teşekkürler sevgili, güzel, değerli insan Mustafa Kemal Ulusu Beyefendi.
Entelektüel, karanlığı gören değil karalıkta görendir. (Özdemir İnce)
Benim oyunum
Eğer 15 yaşımda okusaydım bu kitabı büyük bir olasılıkla bugün farklı bir hikaye yazardım kendim için. Uzun yıllar önce yazılı kaynaklar olmaksızın salt başımızdaki büyüklerin yön göstericiliğinde dik durabilme uğraşı verdik. Ve de elbette çok şey eksik kaldı. Yıllar geçtikçe de ‘keşke’ lerimiz birikti. “Bir gün geriye dönüp baktığınızda mücadele günlerinizin en güzel günleriniz olduğunu göreceksiniz” der Sigmund Freud. ‘Benim oyunum’ büyük usta Johan Cruyff’un bir tür öz yaşam öyküsü. Hayatta dik kalma savaşı. Okudukça bir yerlere savruluyor insan. Hele bir de o sözü edilen dünyanın (futbol) bir figürü iseniz yıllar önce. “İnsanın yaşadığı değildir hayat. Aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır” der Gabriel Garcia Marquez. Johan Cruyff okuyanı sarsacak, sallayacak boyutta hatırlıyor, anlatıyor. Bayağı da iyi anlatıyor. Son sayfalara geldiğinizde birkaç damla akacak yazılı sayfalara. Engelleyemeyeceksiniz.
Kartal ile karga
Bir kartalı gagalamaya cesaret eden tek kuş kargadır. Kartalın üstüne oturur ve boynunu ısırır. Ancak kartal yanıt vermez. Karga ile savaşmaz. Kargaya zaman veya enerji harcamaz. Sadece kanatlarını açar ve göklerde yükselmeye başlar. Uçuş ne kadar yüksekse karganın nefes alması o kadar zorlaşır. Ve karga oksijen eksikliğinden düşer. Kargalarla vakit kaybetmeyi bırakın. Sadece onları yükseklere götürün ve yolunuza devam edin.
(Kaynak: Doktor Süleyman Minareci)
Yalnızca olan şeyleri bilir insanlar.
Geleceği tüm ışıkların sahipleri bilir
o yalnız ve mutlak olan tanrılar.
Bilgeler de sezerler olacakları.
Tehlike işareti verirler bazen
derin bir düşünce anında kulak zarları.
Yaklaşan olayların gizli uğultusu ulaşır onlara.
Saygı ile dikkat kesilirler o zaman.
Oysa dışarıda halklar hiçbir şey duymaz sokakta.
Konstantinos Kavafis (1863-1933)
Atıştırmalık
Birisi sorar Diogenes’e,
Akıllı insanı nasıl anlarsınız?
Konuşmasından!
Peki hiç konuşmazsa!
O kadar akıllı olanına rastlamadım.