EgeYasemin’in Sutchu Çiftliği şifa deposu

Yasemin’in Sutchu Çiftliği şifa deposu

27.07.2024 - 00:30 | Son Güncellenme:

Girişimci Yasemin Sezgin ürettiği kemik iliği suyu, ilik karışımlı meyve suları ve odun ateşinde pişirilmiş leziz soslarını “Sutschu” markası çatısı altında topladı.

Yasemin’in Sutchu Çiftliği şifa deposu

Nihan YARKENT İNCE - Kurumsal bir firmada beyaz yakalı olarak çalışırken anne olacağını öğrenen Yasemin Sezgin, pandeminin yaşamı değiştiren koşulları nedeniyle işi bıraktı. 4 yıl önce de İzmir depreminde bir çok insanın hayatını kaybettiği Doğanlar Apartmanı’ndaki evi yıkıldı. Tüm hatıralarını geride bırakan Sezgin, eşinin ailesinin yaşadığı Tire’de yeni bir hayat kurdu. Yılın 12 ayında tarımsal üretimin olduğu Tire’de oğlu için doğal gıdalara ulaşmanın ne kadar kolay olduğunu fark etti. “Sutchu” markasıyla 36 saatte pişen kemik iliği suyu, kemik iliği karışımlı meyve suları, odun ateşinde köz patlıcandan domates soslarına kadar bir çok ürünü üretmeye başladı. Dijital kanallardan satışa başlayan Yasemin Sezgin’in ürünlerini ilk keşfedenler ise ünlü isimler oldu. Gülben Ergen, Deniz Seki, Başak Dizer Tatlıtuğ, Fulya Zenginer, Selin Ciğerci, çiftliğin müdavimi oldu. Bugün istihdam sağlayan, kendi üretim tesisini kuran, Türkiye genelinde her geçen yıl, bir öncekine göre satışını ikiye katlayan Yasemin Sezgin, “Elimizdekilerin kıymetini bilmemiz gerekiyor. Doğanın bize sunduklarına hepimiz yine en doğal haliyle ulaşabilir olmalıyız” diyor.

Haberin Devamı

■ Bu yolculuk nasıl başladı?

Aslında bu yolculuk, Tire’ye taşınmam ile başladı. Burada yılın 12 ayı üretim var. Türkiye’nin en büyük ve tabi en güzel ürünlerinin de bulunduğu pazar, biliyorsunuz Tire’de. Bu bile üretim gücünü gösteriyor. Tire’de doğal gıdaya ulaşmanın kolaylığı bence hepimiz için çok büyük bir değer, kıymet..

Yasemin’in Sutchu Çiftliği şifa deposu

■ Bir saniye insan durup dururken taşınmaz, ne oldu da Tire’ye taşındınız?

Evet haklısınız, aslında öncesi var. Kurumsal bir firmada, işimi de çok severek çalışıyordum. 2019 yılının sonlarına doğru anne olacağımı öğrenince dünyalar benim oldu. Ama biliyorsunuz pandemi patladı ve her şey değişti. 2020’de ise hepimizi derinden yaralayan deprem meydana geldi. Doğanlar Apartmanı’nda annemlerin evi vardı ve yıkıldı. Biz orada değildik ama komşularımızı, sevdiklerimizi kaybettik. Eşimin ailesi Tire’de oturuyordu. “Haydi gel, Tire’ye gidelim” dedi. Bu yolculuk işte böyle başladı.

Haberin Devamı

■ Peki girişimcilik nasıl başladı?

O dönemde biliyorsunuz evden çalışıyorduk. Hamileliğim nedeniyle izinliydim. Boş durmayı da sevmiyorum. Kayınpederimin inek çiftliği vardı. Hayvanlarla ilgilenmeye başladım. Önce tüm hayvan verilerini bilgisayara geçirdim, hangisi doğum yapacak, hangisi kaç yaşında ne kadar süt veriyor, hangisi kesime gidecek gibi tüm verileri dijitale geçirdim. Oğlum Tahir Saran Sezgin dünyaya gelince İzmir’e geri döndük ama Tire’deki o yaşam, hayatın güzelliği bize bir kere etkilemişti. Doğal gıdaya ulaşmak benim için o kadar kolay ve konforlu gelmeye başlamıştı ki Tire’deki hayatıma hep böyle özlüyordum. Depremde olunca yeniden Tire’ye döndük. Dedim mi “Ben doğal gıdalara ne kadar zor ulaşıyordum, oysa burada yani Tire’de bu hiç zor değil. Hepsi elimin altında. Neden bunu iş edinmeyeyim?” İşte bu soru beni harekete geçirdi.