15.09.2022 - 07:05 | Son Güncellenme:
Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na aday oldu. ESİAD’daki görevini Başkan Yardımcısı Sibel Zorlu’ya devreden Karabağlı, edindiği tecrübelerin adaylık sürecine yansıyacağını söyledi. Karabağlı, “Rekabet gücü yüksek bir Türk sanayisi için odalarımızın önemli rol oynadıklarını düşünüyor, uzun yıllardır bir çok firmanın temsilcisi olarak yer aldığım EBSO’da, 2018 yılından beri meclis üyesi ve elektrik bileşenleri ve ölçme cihazları sanayi komitesi başkanı olarak katkı vermeye çalışıyorum. İş hayatımda geldiğim aşamada; deneyimlerim, vizyonum, enerjim, uzlaşmacı ve çözüm odaklı kimliğim, proje üretme özelliğim, ülkeme hizmet etme sevdamla, EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini meclis üyelerinin gösterecekleri iradeyle en iyi şekilde yerine getireceğime inanıyorum” dedi.
- Mustafa Karabağlı’nın hayat hikayesi, iş yaşamındaki aşamalar, kariyerinde girişimcilik nasıl bir rol oynadı?
Hikayem, 1966 yılında Tire’de başladı. İlk ve orta öğrenimimi Tire’de tamamladıktan sonra Kuleli Askeri Lisesi’ni kazandım. Ailemden uzak, disiplinli ve kurallı bir öğrenim hayatım oldu. Ne yazık ki 15 yaşında babamı kaybettim. Askeri öğrenciliğe veda ederek dereceyle kazandığım ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden 1989 yılında mezun oldum. İş hayatıma, özel bir elektronik sanayi kuruluşunun araştırma geliştirme laboratuvarında başladım. Aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. İki yıllık iş tecrübesinden sonra kendi sanayi tesisimi kurma hayalimi gerçekleştirmek üzere ilk adımı attım ve 1991 yılında Star Elektronik firmasını ve 1992 yılında kurucu ortak olarak AR Elektronik Ltd.Şti. firmasını kurdum. 2000’li yılların başında akıllı elektrik sayaçlarının tasarımı ve üretimi işine girdim. 2008 yılına geldiğimizde, akıllı elektronik sayaçları kendi markamız LUNA ile üretmeye başladık. LUNA A.Ş, yeni tasarımlar ve geliştirdiğimiz yeni teknolojilerle Ortadoğu ve Balkanların en büyük akıllı sayaç firması haline geldi. 2022 yılının başında entegre enerji yönetimi konusunda dünyanın önde gelen şirketlerinden İsviçreli Landis+Gyr şirketiyle güçlerimizi birleştirdik. Sosyal hayatta, çeşitli dernek ve kurumlarda aktif olarak görev alıyorum. İş hayatımda katettiğim aşamalarda girişimci yönüm çok büyük rol oynadı. Girişimcilik, tutku ve enerji gerektirir. Bunlara üretim sevdam da eklenince, adım adım, akıllı sayaç konusunda ülkemizde yüzden 80’den fazla pazar payına sahip olan LUNA markasına ve küresel düzeyde sektörün liderlerinden olan İsviçre firmasıyla birleşmeye kadar geldik.
- EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığı’na aday olmanızda hangi düşünceler bulunuyor?
Sadece İzmir ve Ege Bölgesi’nin değil, ülkemiz sanayisinin güçlenmesinde önemli rol oynadığını düşündüğüm EBSO’ya Şubat 2013’ten bu yana üyeyim. 2018 yılında EBSO meclisine girdim ve elektrik bileşenleri ve ölçme cihazları sanayi komitesi başkanlığına seçildim. Gelişmiş ülkelerin gücünün sanayiden geldiğine, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının sanayiden geçtiğine inanıyorum. Rekabet gücü yüksek bir Türk sanayisi için odalarımız önemli rol oynuyor. İşte bu noktada, iş hayatımda geldiğim aşamayla, deneyimlerim, vizyonum, enerjim, uzlaşmacı ve çözüm odaklı kimliğim, proje üretme özelliğim, ülkeme hizmet etme sevdamla, EBSO’yu daha da ileri götürebileceğimize inandığım için başkanlığa aday olmaya karar verdim.
Dinamik, yenilikçi
- Nasıl bir EBSO hedefliyorsunuz?
Tüm dünya çok hızlı bir değişim ve dönüşümden geçiyor. Odalarımızın da bu yeni konjonktüre ayak uydurmaları ve biz sanayicilerin önünü aydınlatmaları gerekiyor. İşte biz bu yeni dünya koşullarında, her şeyden önce dinamik, kapsayıcı ve yenilikçi bir EBSO hedefliyoruz. Küresel gelişmeleri dikkate alan, ülkemizin sorunlarına özel olarak eğildiğimiz çözüm önerilerimiz, akılcı ve somut projelerimizle, etkinliği artmış dinamik bir EBSO oluşturacağız. EBSO’yu tüm sanayici üyelerimizin görüşlerini alarak, bilgisinden, tecrübesinden, vizyonundan yararlanarak, ortak akılla yöneteceğiz. Uzlaşıya dayalı yönetim, temel ilkemiz olacak. Hızlı bir değişim içinde olan dünyaya uyum sağlayan, karşı karşıya olduğumuz sınamaları yeni fırsatlara dönüştürebilmek için çalışan, yeni fikirlere açık olan, yapıcı eleştirileri değerlendirebilen, teknolojik gelişmeleri, dijitalleşmeyi her alana, her sektöre, iş yapma yöntemlerine taşıyabilen bir oda hedefliyoruz. Ekonominin tüm bileşenleriyle EBSO arasında yakın ve sıkı işbirliği sağlanması için çalışacağız. Bu işbirliğini sağlayacak ilişkilerin tek kişi üzerinden değil, her bir konuda en iyi, en doğru iletişimi kuracak üyemizin yönetimle birlikte hareket etmesini sağlayacak şekilde gerekli mekanizmayı kuracağız. Tek kişi olarak değil, ekip olarak hareket etme anlayışını ve kültürünü yerleştireceğiz.
- Ege Bölgesi’nde yaşanan sanayi sorunlarının nasıl aşılabileceğini düşünüyorsunuz?
Sanayicilerimizin yaşadığı sorunlara, sadece Ege Bölgesi veya ülkemiz özelinde bakmak doğru değildir. Türk sanayisindeki sorunlar, küresel gelişmelerle etkileşim halindedir. Bu noktada, ülkemiz sanayisinin sorunları ile küresel gelişmelerin sanayimiz üzerinde yarattığı beklenmeyen ve/veya öngörülmesi gereken etkilerini ayrıştırmak ve buna göre tedbir almak gerekir. Örneğin, küresel rekabet gücümüzün artırılması bakımından sanayi üretiminde yeşil ve dijital dönüşüme ayak uydurulması, yenilenebilir enerjinin artarak kullanılması, katma değeri yüksek üretime geçilmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla, yol haritalarımızı bu gerçeklere göre çizmemiz, yatırım planlarımızı buna göre yapmamız gerekmektedir. Öte yandan, sanayimizin bilimsel ve teknolojik gelişmelerle beslenebilmesi için sanayi dünyası ile üniversiteler, teknoparklar, araştırma merkezleri arasında güçlü bir işbirliği yapması önemli. Bu noktada İzmir, sanayi-teknoloji ekosisteminde Türkiye genelinde ilk sıralarda yer almaktadır.
‘Çip üretimine odaklanabiliriz’
- Mustafa Karabağlı bakış açısıyla sanayide katma değer nasıl yaratılır?
Sanayimizin geleceği ve küresel değer zincirleriyle bütünleşmesinde anahtar unsur katma değeri yüksek üretimdir. İzmir sanayisinin üzerinde yükseleceği sacayağını bir üçgen şeklinde çizersek; yan kenarlar, emisyon yoğunluğu azaltılmış ve enerji yoğunluğu düşük üretim, taban kenar ise katma değeri yüksek üretimdir. Yani temellerin, yüksek teknolojiyi ve katma değeri önceleyen ve ithal girdiyi düşürecek üretim üzerine atılması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle ekonomik bağımsızlığın yolu artık teknolojik bağımsızlıkla mümkündür. Örneğin çip konusu, küresel düzeyde sanayicilerin en önemli sorunlarından biri haline geldi. Son dönemde birçok fabrikanın çip krizine bağlı olarak kapasitelerinin altında çalışmak zorunda kaldığı, üretimde termin sürelerinin uzadığı bir gerçektir. Türkiye çip üretimine odaklanarak önemli bir hamle yapabilir. Stratejik bir planlamayla, güçlerimizi birleştirerek daha fazla gecikmeden başlangıç yapabiliriz.