Ege‘Sporcu fabrikası İzmir desteklenmeli’

‘Sporcu fabrikası İzmir desteklenmeli’

21.11.2019 - 02:14 | Son Güncellenme:

TÜRYAK tarafından ‘Örnek Kıdemli Vatandaş’ seçilen, önceki dönemlerde Kültürpark Tenis Kulübü’nde Divan Başkanlığı da yapan iş insanı Kemal Çolakoğlu, Milliyet Ege’ye İzmir sporuna dair samimi açıklamalarda bulundu

‘Sporcu fabrikası İzmir desteklenmeli’

İş dünyasında taraflı tarafsız her kesimin beğenisini kazanan Kemal Çolakoğlu, Milliyet Ege Spor’a konuştu. Spor Müdürümüz Mehmet Demirtaş’ın sorularını yanıtlayan Çolakoğlu, “Her branşta başarıya ulaşmak için desteklemek ve desteklenmek şart. El ele vererek bu şehrin sporda daha fazla gelişmesine katkı sunabiliriz” dedi. Son yıllarda İzmirli sporcuların sadece ülkemizde değil Avrupa ve dünyadaki başarılarını da yakından takip ettiğini belirten Çolakoğlu, “Hepimiz hayranlıkla ve büyük gururla takip ediyoruz. İşte erkekler artistik cimnastikte Avrupa Şampiyonası’nda ilk madalyayı 2008 yılında barfikste bronz alan Ümit Şamiloğlu. Dünya Şampiyonası’nda altın madalya alarak ülkemiz adına tarihin en büyük başarısını kazanan İbrahim Çolak. Polonya’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda paralel aletinde bronz madalyaya ulaşan Ferhat Arıcan. Aynı zamanda 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda göğsümüzü kabartacak olan İbrahim Çolak, Ferhat Arıcan, Ahmet Önder, Nazlı Savranbaşı bu gençlerimiz gibi birçok sporcumuz hem kentimizin hem de ülkemizin büyük gururu. Onlara sahip çıkmak en önemli görevimiz” dedi.

İzmir futbolunu nasıl buluyorsunuz?

Ben aslında Karşıyakalıyım. Her zaman her yerde söylüyorum, ben bir Karşıyaka taraftarıyım. Gençken de fanatik bir Karşıyaka taraftarıydım. Şimdi ise Altay’ın eski başkanı rahmetli Esin Özgener, damadım Altay’ın eski başkanı Mahmut Özgener ve şu an Altay’ın U16 takımının kaptanı torunum Cem Özgener olduğu için, aynı zamanda Altay’ı tutuyorum. Ama, Süper Lig’de bir takımımız olduğu için Göztepe’yi heyecanla destekliyorum. Seyit Mehmet Özkan sayesinde de Altınordu’yu seviyorum. Maalesef sporda tam olarak istediğimiz noktaya gelemedik. Örneğin, Karşıyaka her branşta var. Karşıyaka dışında Türkiye’de her branşta olan bir tek Fenerbahçe kulübü var. Özellikle futbolda çok daha başarılı olmalıyız.

‘Sporcu fabrikası İzmir desteklenmeli’



İzmir kulüplerini ve içinde bulundukları durumu nasıl değerlendirirsiniz?

Özellikle Pınar Karşıyaka’yı mükemmel buluyorum. Ufuk Sarıca’nın takımın başına tekrar getirilmesi çok akıllıca bir hamleydi. Karşıyaka, artık istese de basketi bırakamaz. Futbola gelecek olursak, Karşıyaka içinde bulunduğu duruma göre altyapı patentli oyuncuları ile ligde büyük işler başarıyor. Altay’ın yönetimini beğendiğimi söyleyebilirim. Doğru ve akılcı politikalar izliyorlar. Torunum işin içine girdiği zaman gördüm ki, Altay denilince yalnızca A takım ile iş bitmiyor. Bunun içerisinde U21, U19, U16, U15, U14 takımları gibi birçok takım bulunuyor. Türkiye’de futbol yasasının değişmesi gerekiyor. UEFA’daki kriterlere benzer bir yapıyı alt takımlara getirmeliyiz. Örneğin, kulüpler bütçesinin yüzde 25’ini altyapısına ayırmalı. Eğer altyapıya bu şekilde yatırım olmazsa federasyon kulüplere transfer yasağı uygulamalıdır. Altyapıdaki gençlerin oynadıkları sahalar, soyunma odaları, kaldıkları oteller çok kötü durumda. Bu gençler ülkemizin geleceği olduğu için onları en iyi şekilde eğitip en iyi imkânları sunmalıyız. A takım ne gibi imkânlara sahipse gençlere de onları sunmak gerekiyor. Bu bahsettiğim imkânları sağlayamazsanız sahaya 11 yabancı ile çıkmak zorunda kalırsınız. Altyapının masraflarını, seyahat, yemek ücretlerini karşılamak epey zor iş. Yeni bir düzenleme ile bu işler halledilmelidir.

Sizce İzmir futbolu nasıl gelişir?

Futbolda çok iyi takımlarımız var. Bir zamanlar Göztepe, Altay, Karşıyaka, Altınordu gibi takımlarımızla İstanbul takımlarına kök söktürüyorduk. O zamanlar henüz Menemenspor, Bucaspor ve İzmirspor yoktu. Futbol sektörü bir finans sektörü haline geldiği zaman İzmir sporu ve futbolu gerilemeye başladı. Çünkü, İzmir’de finans sektörünü destekleyecek sermaye bulunmuyor. İzmir, hayali ihracat yapmayan, işadamlarının vergisini zamanında ödediği bir kent. Böyle kentlerde sermaye kolay kolay futbola ayrılamıyor. Durum böyle olunca futbolda diğer şehirlerden geride kaldık. Protez şehir olmamızdan dolayı da statlarımız bir türlü yapılamadı. Örneğin, Barcelona denilince akla futbol geliyor. Kimse, Barcelona’nın bir Expo şehri ya da bir sahil şehri olduğunu düşünmüyor. Belediyelerin devreye girerek bu takımları organize etmesi gerekiyor. Örnek, Karşıyaka Belediyesi Karşıyaka Spor Kulübü’ne destek vermelidir. Para yardımı yapmasa da organize etmesi kulüpler adına çok önemli. Belediyeler kulüplerle görüşerek görev dağılımını üstlenmelidir. Onları kırmak mümkün değil. Olayların bu şekilde gelişmesi gerektiği kanaatindeyim.

İzmir’deki statlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Alsancak Stadı’nın önünden geçtim. Ortaya bir yapı çıkmaya başlamış. Az kalan bu inşaatın muhakkak bitirilmesi lazım. Göztepe ve Altay’ın statlarının bitmesini İzmir’e büyük katkı sağlayacak. Keşke Karşıyaka Stadı’na da bir an evvel başlansa. Statlar bizlerin kırmızı çizgisi. Yıllardır İzmir’de milli maç heyecanı yaşayamıyoruz.

Haberin Devamı

‘Sepil ve Özkan’a sahip çıkmalıyız’

Ülkemizde Türk futboluna değer katan birçok isim var. Gerek kulüp başkanlığı, gerek teknik direktörlük gerekse futbolculuklarıyla ülkemize değer kattılar. İzmir’de öyle iki önemli isim var ki Türk futboluna büyük katkı sağlıyorlar. Bunlardan biri Göztepe Kulübü Başkanı Mehmet Sepil, diğeri ise Altınordu Kulübü Başkanı Seyit Mehmet Özkan. Bu iki isim de İzmir’de başlattıkları futbol devrimi ile ortaya ulusal anlamda bir fark koydular. Başkan Sepil’in ve Başkan Özkan’ın tesisleşme, altyapı hamleleri ile İzmir’de futbol boyut atladı. Özellikle Mehmet Sepil’in Kulüpler Birliği Başkanlığı’na seçilmesine çok sevindim. İki isme de İzmir’e katkıları için teşekkürü bir borç bilirim.

‘Tenisi herkese sevdirmeliyiz’

Tenisle nasıl tanıştınız?

10 yaşındayken Karşıyaka’ya tenisi öğreten Şerif Hoca vardı. Bize kapalı salonda tenis öğretiyordu. Tenise bu şekilde ısındım. Karşıyaka’da her genç tenisçiydi, bu büyük bir potansiyel. 1915 yılında İzmir Bornova’da çim kort turnuvası ve şampiyonası düzenlenmiş. İzmir’in kurucu büyükleri Behçet Uz, Ali Salim Bayar, İzmir’de tenis kulübü kurmuş. Oraya giderek kulübün bir üyesi oldum. O tenis kulübünü sevdim ve başkanlık yaptım. Şampiyon bir tenisçi olamadım, fakat bir tenis kulübü ile aramda çok güzel bağ oluştu. Tenis bambaşka bir spor dalı. Herkese tavsiye edebilirim. Sporun her dalında olduğu gibi teniste de marka kent İzmir. Tenisi ve sporu yaygınlaştırarak başarılı nesiller yetiştirmeliyiz.

‘Torunum, futbolda yeteneğiyle var oluyor’

‘Sporcu fabrikası İzmir desteklenmeli’



Altay’ın altyapısında futbol oynayan torunu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çolakoğlu, “Cem, yürümeye başladığı andan itibaren spora merakı olan bir çocuktu. Bu sevgisi, ilgisi ve merakı şu anda da devam ediyor. Haftanın 4 günü idmana gidiyor, 1 gününü de maça ayırıyor. Okuldan 5’te çıkıp 7’de idmana gidiyor. 9’da evde oluyor ve 9’dan sonra da dersleriyle ilgileniyor. Yani çok ciddi bir fedakârlık örneği sergiliyor. Futbol zekâsının olduğunu düşünüyorum. Bu zekâyı da kullanabiliyor. Gösterdiği performansla Milli Takım’a çağrıldı. 2 kez İsviçre’de milli formamız için mücadele etti. Rusya, Sırbistan, Özbekistan maçlarında oynadı. Özbekistan mücadelesinde golünü de attı. Futbol bir takım oyunudur. Eğer biz Cem’i ön plana çıkarırsak takımdaki diğer oyunculara haksızlık etmiş oluruz. O yüzden Cem’in öne çıkmasını istemiyoruz. 4 yıldır takımının kaptanlığını da üstleniyor. Yaptığı işi bu kadar seven ve zevk alan bir gence, ailesi olarak her zaman destek olacağız. Sonuna kadar arkasındayız. Gittiği her deplasman maçına onunla birlikte biz de gidiyoruz. İzmir’de oynadığı tüm maçlarda da maçını izliyoruz. Cem çok dikkatli ve mütevazı bir çocuk. Takımıyla birlikte aynı otobüse biner, aynı yerde kalır. Saha kenarından tezahürat yapmamızı dahi istemiyor.

‘Türk futbolu altyapıları yalnız bırakıyor’

Haberin Devamı


Sizce alt yaş kategorilerinineksikleri nelerdir?

Haberin Devamı

Cem sayesinde Türk futbolunun ve alt kategorilerin eksiklerini görebiliyorum. Fakat bu noktada Altay’ın ya da diğer kulüplerin bir suçu yok. Türk futbolu bu çocukları sahipsiz bırakıyor. Oynadıkları statlar 4. kalitede olan statlar. Alanyaspor gibi, Antalyaspor gibi kulüplerin altyapılarını da görüyorum. Oralarda da durum bu şekilde. Bence Antalyaspor’un maçından önce Antalyaspor Stadı’nda alt gruplar maç yapmalı. Seyirciler de bu mücadeleyi izlemeli ve çocuklar seyircinin önünde nasıl oynanır, bunu öğrenmeli. Ayrıca izlediğim tüm maçlarda şunu gördüm ki, çocuklar ve hocalar işlerini çok ciddi bir şekilde yapıyorlar. Faul yaptıktan sonra gidiyor, rakip oyunculardan özür diliyorlar. Her takımın alt takımlarında durum böyle. Lig takımlarından daha değerli ve keyifli maç sunuyorlar. Bence bu çocukları izlemek için bizlere daha çok fırsat tanınmalıdır.