Egeİki öykü

İki öykü

21.03.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:

.

İki öykü

Önemli olan kazanmak ya da kaybetmek değildir diyen biri, büyük olasılıkla kaybetmiştir.

Haberin Devamı

 Martina Navrátilová

İkisi de alıntı, gerçek hikaye. Mümin Sekman’ın, ‘Rağmenciler’ isimli son kitabından tırtıklandı. Futbol yorumlarını, maçları izleyerek yazıyorum. Kendimce, aklım yettiğince. Futbolun uzağına düştüğümde yalpalıyor, metcezirler yaşıyorum haliyle. Çok köşe okuyorum. Çoğunluğu bilgi, birikim üflüyor kulaklarıma. Bugün çocukluğumu büyüten Kemeraltı’na, Konak’tan girip Mantocular içinden çıkmaya niyetlendim. Vazgeçtim, erteledim. Bir başka bahara, eğer zaman izin verirse. Geçtiğimiz hafta 80’lerin ilk günüydü. Bekledim birkaç eski tanıdıktan. ‘İyi yolculuklar’ diyerek o içten dileklerini ulaştırmalarını. Tık yok. Sanki, ‘Ne uğurlaması? Yeter artık’ gibiydi suskunluk. En zor günlerimde şaka yapmayı becerdim. Kimse kimsenin halini anlayacak zamanda değil. Lütfen umudunuzu yitirmeyin. Güzel günler göreceğiz.

Haberin Devamı

Öykü 1

En büyük ders, dezavantajını en büyük avantaja nasıl çevirebilir insan?
İri yarı bir adam, sumo güreşçisi olmak istiyordu. Talihsiz bir kaza sonucunda bir kolunu kaybetti. Bir gün çok iyi bir sumo hocasıyla (Sensei) tanıştı. Hocaya, “Kolum olsaydı ben de sumocu olurdum” dedi. Sensei, bir rağmenciydi. “Kolun olmamasına rağmen yapabilirsin” diye cevapladı. Sensei ona meydan okudu. “Eğer bunu gerçekten istiyorsan sana tek bir hareket öğreteceğim. Ve sen de onu 1000 kez tekrarlayacaksın. Bununla şampiyon olacaksın. Hepsi bu”
Bizimki gözünü karartıp işe girişti. Çok sıkılsa da bazen anlamsız bulsa da gösterilen hareketi 1000 kez tekrarladı. Sonunda maç günü gelip çattı. Çıkıp tek ve en iyi bildiği hareketi yaptı. İlk rakibini yendi. Sonra ikinciyi devirdi. Sonra üçüncüyü... Şampiyon madalyası boynuna asılırken şaşkındı. Her şey bittikten sonra hocasına sordu, “Ben bunu nasıl başardım?” Çekirgenin en büyük dezavantajını en büyük avantajına çeviren bir hareket tasarlayan Sensei cevap verdi, “Sana gösterdiğim hareketle başa çıkmaları için senin diğer kolunu tutmaları gerekiyordu. Ve senin o kolun yok!”

Öykü 2

Yoksul ve eğitimsiz bir genç, Madagaskar’da zangoç arandığını duymuş. Kilisede çan çalmanın eğitimsiz bir köylü için çok da zor olmadığını düşünmüş. Köyünden çıkıp bin bir engel aşıp işe başvurmuş. Lise mezunu aradıklarını söyleyip onu almamışlar.
Hayal kırıklığı içinde sahilde gördüğü ilk gemiye atlayıp Amerika’ya gitmiş. Orada yıllar içinde azimli ve akıllı bir şekilde çalışarak başarılı bir iş insanı olmuş. Okuma yazması olmadığı için yanındakilerden yazıları okumasını istiyormuş. Bir gün yanında çalışan avukat şöyle demiş, “Beyefendi. Başarınıza hayranım. Düşünüyorum da bir de okul bitirseydiniz kim bilir nerelerde olurdunuz?” Adam gülümseyerek, “Bu sorunun cevabını biliyorum” demiş. “Okulu bitirseydim şu anda Madagaskar’da zangoç olurdum”.
Esen kalın. İyi pazarlar.

Haberin Devamı

Bir kenara yazın bulunsun

- Hayranlık duyulana lider, korkulana ise patron denir.       (Vicente del Bosque)

-Kağıt üstünde iyi bir takımız ama ne yazık ki maçlar çimlerde oynanıyor. (Brian Clough)

- Uyan. Antrenmana git. Oyna. Duş al. Eve git. Tekrarla.   (Paul Scholes)

Haberin Devamı

- Çocuklara hep derim ki; iki gözüm, bir ağzım var. İkisini açık, birini kapalı tut. Konuşan sensen hiçbir şey öğrenemezsin. (Gordie Howe)

Yumdum gözlerimi

Yumdum gözlerimi

Karanlıkta sen varsın

Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun

Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin

Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim

Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar

Şimdi orda her şey seninle başlıyor

Şimdi orda hiçbir şey yok senden

Önceme ait ve sana ait olmayan

(Nazım Hikmet)