EgeGöz Göz şifreyi çözdü

Göz Göz şifreyi çözdü

21.12.2022 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Göz Göz şifreyi çözdü

Rizespor’u deplasmanda dize getiren Göztepe, büyük mutluluk yaşadı. Camiasına umut aşılayan sarı kırmızılıları değerlendiren usta kalemlerimiz, “Tam anlamıyla kusursuz bir dış saha maçı oynadılar. Kazananlara özgü liderlik tavrını sergiliyorlar. İyi değil, çok iyi bir iş başardılar” dedi.

Haberin Devamı

Bülent Buda: Eğer yanılmıyorsam geçtiğimiz yıl Süper Lig’de Gürsel Aksel’deki Rize yenilgisi, çöküşü başlatan kara gün olmuştu. Bu kez tersi oldu. Böyle bir skor, üst sıralara dizili takımları rahatsız eder mi sizce? Başlangıçta 12 dakika Rizespor’un görünür bir baskısı var. O süreçte üç direk önünde Ekrem ile önündeki savunmacıların sıfır hatayla yarıştıklarını vurgulamalıyız. İsmail’in sahalarda ender izlediğimiz füzesiyle ağları dalgalandırdığı an. Ve de ardından kaptanın Palmer’a ‘Al da at’ servisi. Palmer’ın zarif, ustaca gollük dokunuşu. Daha da anlamlısı hakemin bitiş düdüğüne değin orta alan ile savunmanın ve de Ekrem’in hatasız oyunuyla kusursuz direnişleri. Uçlarda farkın daha da açılmasını olası kılacak fırsatlar ile gole dönüştürülemeyen bitirici vuruşlar. Sözün kısası, tam anlamıyla kusursuz bir dış saha maçı oynadılar. Gol pozisyonu vermeden iki attılar. Bu evrede ıskalamadan değerli bir görünümü vurgulamalıyız. Atınç, İsmail, Yasin, Arslanagic ve de Tijanic liderlikle, kazananların sergilediği tavrı sunuyorlar.

Haberin Devamı

 Fatih Tanfer: Göztepe, 11 haftadır yenilmeyen Rizespor’u 2-0 yenerek hem taraftarını sevindirdi hem de Play Off için umutlandı. Kazanmasının nedenleri, hücumda çok iyi pres yaptı (Kvasina rakip stoperlerin yapısını bozdu). Topsuz oyunda takım halinde etkiliydiler. Arkadaşlarına boş alan yaratan sol bek İsmail Köybaşı inanılmaz faydalı oynadı. Tijanic doğru paslar yaptı. Orta alanda oyunun pozitif oynanmasında katkısı vardı. Takımın en önemlisi kaleci Ekrem ve Arslanagic, Atınç, Emir üçlüsü iyi oynuyor. Sezgi ve pozisyon bilgileri çok yerindeydi. Hava toplarında hata yapmadılar. Öne geçtikten sonra da daha kontrollü ve akılcı bir görüntüleri vardı. Teknik heyet de doğru zamanda doğru değişiklikler yaparak takıma katkı sağladı. Göztepe iddiasız olamaz. Devre arasında yapılacak nokta transferler ile ilk 7’ye girmelidir.

 Mehmet Demirtaş: Göztepe kafilesi uçak kalkarken, Rize’ye karşı istatistikleri İzmir’de bıraktı. İlk yarıda oynadıkları kusursuz futbolun tek eksiği sevinç kareleriyken ikinci yarıda İsmail’in Roberto Carlos-Marcelo karışımı muhteşem füzesiyle açtılar hesabı. Yasin’in neden hala üst seviye futbol oynadığını belgeleyen asistinde Palmer’in bitirici vuruşu, Rizespor’un gardını düşürdü. Totalde 90 dakikayı doğru dürüst pozisyon vermeden tamamlarlarken imha ettikleri Rize akınlarını karşı kaleye püskürtmede kılçıksız bir iş çıkardılar. Ekrem’in güven enjekte eden hamleleri, defans merkezinin birlikte oynama alışkanlıklarına kattığı sevimli görüntü, İsmail’in yıllandıkça kıvam almasının oluşturduğu mutluluk, Yasin’in liderliği, Kvasina’nın, Yalçın’ın, Palmer’in çalışkanlığıyla ‘11 maçta bileği bükülmeyen takım yoktur, Göztepe ile karşılaşmamış takım vardır’ klişesine güzel bir örnek sergilediler. Kazandıkları, ilk yarı bitmeden cebe motivasyon sıkıştırmak için bir sigortaydı. Zihinsel gelişim ve dönüşümün en güzel deklarasyonu fiziksel görünümdür. Göztepe bu hafta iyi değil, harika bir iş başardı.

Haberin Devamı

Bilinmeze yolculuk!

Bülent Buda: Kır zincirlerini, uzaklaş kalenden. Bastır, çoğal uçlarda. Kaybedecek neyin kaldı ki? Oyuna hamleler yapmak için geriye düşmek mi gerekiyor? Ya da ataklarda çoğalmak için ille gol mü yemeli, geriye mi düşmeli? Oysa ne güzel bir golle öne geçerken. Emircan o kaosun içinde ne yapıp edip topu kurtarıyor. Kaptanına nefis bir servis yapıyor. Kaptan 40 metre mi, 50 metre mi topla öyle bir kanatlanıyor ki, izleyen ‘Acaba kaleye şutlar mı?’ derken o sol ayağıyla Şeref’e yaş günü pastası gibi bir ikram gönderiyor. Ve Şeref uzanmak ile uçmak arasında kafayı çakıyor. Gol ne güzel anlatılıyor değil mi? Çünkü keyfiniz yerinize geliyor, izlerken kanatlanıveriyorsunuz. Dış sahalarda en büyük tehlike, ‘Attığım tek golün üzerine yatabilir miyim?’ anlayışı. Sonuçta ne kadar direnirseniz direnin Ali Emre’nin önüne yaslanmış kalabalıktan iki gol, geçecek delikleri buluveriyor işte. Bitirirken bir son gözlem. Hasan Hüseyin, 77 dakika kulübede bekletilecek nitelikte futbolcu değil. Hatırlatalım dedik.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Altınordu, Erzurum FK deplasmanında Ahmet İlhan’ın harika ortası sonrası Şeref’in kafa golüyle 1-0 öne geçti. Daha sonra rakibin baskısı karşısında kendi alanında kaldı. Takım boyu uzadı. Futbolun önemli teorilerinden bir tanesi, ‘Kazanmak istiyorsan hücumda kalabalık olmak ve etkili hücumcuları doğru kullanmak’tır. Maalesef hiçbirisini de gerçekleştiremediler. Ve Erzurum deplasmanında da mağlup olarak düşme hattında kaldı. Altınordu bu ülkenin gururudur. Devre arasında transfer yapılmasının şart olduğu gerçeği bir kez daha görüldü.

Haberin Devamı

Mehmet Demirtaş: Daha önceki haftalarda sahada küs gezenlerden bir tanesi Şeref Özcan’dı. Sezon başından beri kendini arayan Şeref, attığı golle üzerindeki baskıyı kırdı diye sevinirken geridekilerin kademe ve hamlede yetersiz kalışı yıktı bizleri. Bu takımın şüpheye yer vermeyecek bir defans kurgusuna ihtiyacı var. Rakiplerin hücum planlarını imha etmek en az kendi hücum planları kadar önemliydi. Doğaçlama bir oyunla bu lig bitmeyeceğe benziyor. Hayatta başarısızlığın başarı kadar yeri olduğuna hemfikiriz. Lakin futbol oyununda kimse kaptanın seyir defterindeki badirelere bakmıyor. Gemiyi sağ salim karaya yanaştırdınız mı, tüm mesele burada. Çok dik bir yokuş belirdi önlerinde. Havada oluşan endişeyi bir an önce dağıtabilmek için kepenk indirmiş bir takım görüntüsünden sıyrılıp oyuna katılımı artırmaları gerek.

Futbolun tesellisi goldür

Bülent Buda: Üzeyir, savunma oyuncusu. Buna karşın etkili sağ kanat bindirmeleriyle de ataklara büyük katkı veren, öne çıkan bir isim. Oyunda 45 dakika kalabildi. Sakatlandı, çıktı. Oyunda kaldığı sürede bir kez 30. dakikada önündeki bölgeden bindirme olanağı buldu. Nedeni, karşısındaki Samsunsporlu sol bek Soner de ataklara sık katılan bir futbolcu. Üzeyir oyundan çıktı. Soner’in önü Samsun’un en etkili bölgesi oldu. Biraz uzun kaçan bu girişten sonra skor eşitliği Bodrum için iyidir. Süper Lig’e oynayan, kadro derinliği, güçlü bir bütçesi olan Samsunspor’a karşı gösterdikleri oyun direnci, övgüyü hak ediyor. Musah Mohammed ile Omar Imeri teknik düzeyleri yüksek, çalışkan, nitelikli futbolcular. Bodrum’un oyundan düşme, rakibe pozisyon verme evreleri, bu iki futbolcu yorgun düştüğünde daha çok gözleniyor. Bir kez daha vurgulamak gerekirse beraberlik iyi bir sonuçtur.

Fatih Tanfer: Bodrumspor-Samsunspor maçı, futbol deyimiyle ‘Gol atanın kazanacağı’ bir maçtı. Bodrumspor, ilk yarıda çok daha etkiliydi. Orta alanda fizik güçlerinin yüksekliği ve mücadele açısından iyiydiler. Ancak Samsunspor da kontra ataklarla tehlikeler yarattı. Elbette enerjik ve yılmayan mücadele yapısıyla büyük efor sarf eden Bodrumsporlu oyuncular, güçlerini sahaya yansıtıyorlar. Bence daha üst sıralara tırmanmak için bazı takviyelerin yapılmasının şart olduğu gerçeği de unutulmamalı.

 Mehmet Demirtaş: Kabul etmeliyiz ki Bodrumspor’un sezonun bu perdesine dek izlediğimiz en iştahsız futbolu. Açık alanda ligin en etkin isimlerine karşı Samsunspor’dan sayı yememek belki günün tek başarılı hareketiydi. Salvador Dali’nin New York’taki National Museum of Art’ta sergilen “Eriyen Saatler” isimli tablosu gibi yeşil beyazlı futbolcular için zaman ele avuca sığmaz bir şekilde eridi. Cumartesi öğleden sonrası için Samsunspor’un galibiyeti kaçıran taraf olduğunu dillendirmek belki acımasızca lakin yorumlanacak, tabir edilecek bir futbol yoktu ev sahibinde. Bizler böylesine her bir aksamı işleyen takımın üretimden uzak yapısına hayıflanma yaşıyoruz. Bizlere ve tüm futbolseverlere ezberlettikleri kurgunun yeşil alanda aksettirilemeyişine üzülüyoruz. Yoksa onlar, kumaşı iyi bir takım. Gol yollarına yapılacak bay pass ile yine eski normlarına döneceklerdir.

Hesabı Prib kesti

Bülent Buda: Edgar ile Diallo ikilisi, tanım yerindeyse şapkadan tavşan çıkardı. Çok değerli tek gol, üç puan. Ataklarda, arayışlarda, pozisyon üretiminde ve de bitirici vuruşlarda iki takım da eşitlikten öteye geçme becerisi gösteremedi. Takım içinde günün hareketlisi, oyundaki varlığının kalitesiyle takıma katkısı aşamalarında öne çıkan isim Diallo. Rakip Tuzla’nın atakları, savunmayı çok fazla zorlamadı. Birkan kalesinde yine güven veren kimlikteydi. Önündeki savunmaya David’in katılımı da beraberindeki arkadaşlarına güven aşıladı. İstikrarlı bir yürüyüş sergiliyorlar. Adımlarını alana sağlam basıyor, iletişim ile mücadeleci görünüm maçı kazanmada önemli ve de değerli kavramlar oluşturuyor. Sıralamadaki konumları da sevindirici.

 Fatih Tanfer: Manisa FK, evinde Tuzlaspor’u yenerek 27 puanla 8. sıraya yerleşti. Saygıdeğer okuyucularım, defalardır tekrar ettiğim gerçeği bir kere daha yazmak zorundayım. Manisa FK’nın kadrosu, kulüp olarak şartları üst düzeyde. Bu yapısı itibariyle en azından Play Off yarışını kesinlikle hak ediyor. Takım halinde konsantrasyonunu ve hücum etkinliklerini artırarak gücünü herkese kabul ettirmelidir. Manisa FK adına, bu haftaki Pendik deplasmanı bence çok önemli bir müsabaka. Kazan ve yukarıya doğru tırman. Devre arasına mutlu gir.

 Mehmet Demirtaş: Kazanmak elbette futbolda en büyük utkudur. Geride bıraktığınız enkazları süpürür, geçmişi unutturur ve akıllardaki noksanlığı bir süreliğine siler atar. Lakin taraftarı doyum noktasına ulaştıracak hazza bazen yeterli olmaz. İki haftalık soluklanmadan sonra mentol etkisinde bir zafer bıraktılar. Tadıyla, kokusuyla, ferahlığıyla memnun etti. Eksiklerin büyüklüğü tartışılacak vaziyette değil. Ana atardamarlarının noksanlığı her maça çıkarken bir “Acaba” bırakıyor. Kazanarak güçlü bir adım attıklarını düşünüyorum. Kafalara format niteliğindeki bu tek gollü zaferin tadını çıkarmak elbette hakları. Kalan son haftanın ardından takviyelerle içleri biraz daha yumuşatma fırsatını yakalayabilirler. Manisa halkı bunu istiyor.