21.11.2022 - 00:05 | Son Güncellenme:
“Bir kum tanesinin sırrını çözmeyi başarsaydık, bütün dünyanın sırrını öğrenmiş olurduk”
Albert Einstein
"Japonya’da ay ışığını seyretme toplantısı diye bir etkinlik vardır. Bizi bu toplantıya davet ederler. Fakat orada konuşmanıza izin vermezler. Güzel bir çevrede oturur, ayın doğmasını seyreder ve bundan zevk almayı öğrenirsiniz. Japonlar, doğaya karşı olan hayranlıklarında bizim anlayamayacağımız kadar ileri gitmişlerdir. Kışın ilk karını seyretmek ve kutlamak için toplantılar yaparlar. Karın çevreyi birden nasıl değiştirdiğinin, tüm çizgileri nasıl yumuşattığının, ışıkla gölge arasındaki farkları nasıl ortadan kaldırdığının zevkini tadarlar. Japonlar güzel bir yaz gecesi, kırlara dinlemeye giderler. Evet, dinlemeye. Neyi biliyor musunuz? Böceklerin müziğini. Ve orada saatlerce sessiz kalırlar. Beni bir gün birçok kibar kadının mangal gibi bir şeyin çevresinde oturdukları bir toplantıya çağırmışlardı. Mangal kömürü yanarken içine değişik birçok odun parçacıkları atıyorlar, biraz yanıncaya kadar bırakıyorlar. Sonra da duman çıkarmaya başladıklarında bu odun parçalarını özel bir tepsi içinde dolaştırıyorlar. Herkesin sırayla koklamasını sağlıyorlardı. İnsan ilk defa orada şeftali, kiraz, çam, pelesenk ve daha başka odunların müzik notaları gibi birbirinden ayrı kokuların olabileceğinin farkına varıyor.”
Santha Ramarov-Hayata Yön Veren Öyküler
Bir kenara yazın bulunsun
Bazen küçük dokunuşlar, büyük farklar yaratır. Niceliğin, niteliği bozduğu şu günlerde hala nitelikli işler yapmaya çalışmanın gururunu yaşayanlara selam olsun! (Ayşe Özgener)
Hasta ekonominin gürbüz çocuğu faşizm, kimsenin tekelinde değildir. Her ülkede her zaman görülebilir. (Karl Polanyi)
Karanlığı ölçemeyiz. Karanlık, aydınlığın olmadığı yerdir. Biz ancak aydınlığı ölçebiliriz. Bir yerde aydınlık azaldığı zaman orada karanlık olur. Dolayısıyla karanlık etken değil edilgendir. Esas etken olan aydınlıktır. Aydınlığı ölçüm birimi lükstür. “Lux” olarak yazılır. Türkçe’de “lüks” olarak okunur. Ve tanım olarak da birim düzeye değen ışık miktarıdır. Toplumda aydın olarak bilinen insanlardan beklenen etraflarına ışık yaymaları, aydınlatmaları ve karanlığın azalmasını sağlamalarıdır. Yani lüks değerlerinin yüksek olmasıdır. (Hande Özdinler)
Dostlar, bir şeyler yazmak için biraz okuyun. Eline kalem alan herkes yazamaz. Ben de mümkün olduğu kadar okumaya çalışıyorum. Okuya okuya yazdıklarım da okunabilir oluyor. (Feyyaz Uçar)
10 Kasım’larda Yürümek
Atatürk’üm işte 10 Kasım yine
Dalgalanır ağaçlarla oğullar
Dalgalanır oğullarla nineler
Dalgalanır ninelerle genç kızlar
Özlemin ta yüreğime işlemiş
Seni bulmak, seni görmek için ben
Bütün toprakaltıyla barışacağım
Ereceğim sana usta, barışta, başarıda
Öyle
Güçlüsün ki
Güçleneceğim
Öyle yücesin ki, yüceleceğim
Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
Dağlara, dağlara karışacağım
Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz
Çağlar upuzun allığı yüreğimde ülkünün
Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt
Sanki ellerim gece
Sanki ellerim gündüz
Yazacağım seni daha, bir daha
Ben senin ölümünle yarışacağım
(Fazıl Hüsnü Dağlarca)