28.11.2022 - 00:05 | Son Güncellenme:
“Düşünmeden öğrenmek yararsız. Öğrenmeden düşünmek tehlikelidir”
Konfüçyüs
Yazdıklarıyla, eylemleriyle, düşünceleriyle yaşama anlam, değer, iyilik katan kahraman insanlardan yaptığım alıntılar epey birikti defterlerimden. Bu kez bende kalmasın, paylaşmak istedim.
“Dünyada iki tür insan vardır; yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler. Yaşamak, kendisi olabilmeyi ve hayata etkin biçimde katılabilmeyi tanımlar. Bu, insanın kendi sorumluluğunu bir başka deyişle yaşama anlam katma yükümlülüğünü içerir. Sorumluluğunu üstlenen kişi özgürdür. Özgür insan daha az korkar, onun için sevebilir.” (Engin Geçtan)
“Kendilerine her şeyin gökten fısıldanmış olduğunu sanan toplumlar, gelişme defterlerini kapatmış, bilimi dışlamış zavallı ve zavallılaşmaya tutsak toplumlardır.” (Prof. Dr. Tuncer Güvenç)
“Ne için yaşadığımızı bilmek ne aldanmak ne aldatmak. Gözü pek, yüreği yumuşak olmak. Doğruyu kuşun ötmesi gibi sıkıntısız söyleyebilmek. İnanma-yanları inandırmak. Her zaman içimden hecelediğim bu gerçek kuralları, yinelemek, özümsemek.” (Hasan Ali Yücel-Cumhuriyetin, aydınlığın güzel insanı. Milli Eğitim Bakanı)
“Başarı, başkaları tarafından kolaylaştırılıp da avuca düşürülen olgunlaşmış bir meyve değildir. Başarıya ulaşmak için göze alınması gereken uzun süreli çabalar gözden kaçıyor. Mazeretlerin arkasına saklanmak, başarının en büyük düşmanıdır. Herkesi ve her şeyi eleştirmek, ama kendini eleştirmemek bedeli çok yüksek bir yanlıştır.” (Dr. Erdal Atabek)
“82 yaş günüm yaklaşırken bu denizde benim için de bir şeyler olup olmadığını merak ettim. Hala yaşam ve merak doluyum. Ama tanıdığım ve sevdiğim pek çok kişiyi kaybetmiş olmak beni üzüyordu. Bazen kaybolan gençliğimin yasını tutuyordum. Bazen de giderek yıpranan iskeletim, gıcırdayan eklemlerim, zayıflayan göz ve kulaklarım dikkatimi dağıtıyordu. Yine de günün anbean aktığının, nihai karanlığa her geçen gün daha da yaklaştığımın farkındaydım.” (Irvin Yalom-Günübirlik Hayatlar)
***
İçerde mektup beklemek
yanık türküler söylemek bir de
bir de gözünü tavana dikip sabahlamak
tatlıdır ama tehlikelidir.
Bir de ekmeği
son lokmasına dek yemeyi
bir de ağız dolusu gülmeyi
Unutma hiçbir zaman
-Nazım Hikmet
“Kıskanmak sevginin en belirgin belirtisidir. Başka belirtiler de vardır tabi. Ama önde gelen kıskanmaktır.”
“Birini seversen serbest bırak. Geri dönerse senindir. Dönmezse zaten hiçbir zaman olmamıştır.”
“Sanatçı patates tarlasında yetişmiyor. Gelecek yüzyıllara biz değil onlar kalacak. O zaman yanlışlarını da kucaklayacak olgunluğa sahip olmamız gerek.”
“Yaşamı güzelleştiren şey anılardır. Anı sahibi olmanın yolu da yaşamak. Hayat sizindir aslında. Onu güzel yapmak da sizin elinizde. Kabusa çevirmek de. Koşullarla, imkanlarla o kadar alakası yok. Hayat, siz güzelleştirirseniz güzeldir. Siz yaşarsanız yaşanmaya değer. Anılar için yaşamak gerek.”
Profesyonel futbolculuk yıllarımdı. Ustayı, Cumhuriyet’in spor sayfasında keşfettim. Hıncal Uluç, farklıydı. Dilde, üslupta, yorumda. Yıllar birbirine eklemlendi, yaşlandık birlikte. O yazdı, ben okudum.
Tanışamadık, denk gelmedi. Yazdıklarını biriktirdim. Teşekkürler usta! Işıklar içinde uyu. Sevgili Öcal Abim. Başın sağ olsun. ‘Öteki yanımı kaybettim. Eksildim’ diyorsun. Size sabırlar diliyorum.
Esen kalın. Aydınlık günler.