30.07.2018 - 16:02 | Son Güncellenme:
Zimbabve, eski Devlet Başkanı Robert Mugabe’nin askeri müdahale ile devrilmesinin ardından yeni devlet başkanını seçmek için sandık başında. Yaklaşık 5,6 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede Zimbabveliler, 38 yıl aradan sonra ilk kez Mugabe’nin katılmadığı bir seçimde oy kullanarak yeni liderini belirleyecek.
Halk ülkenin içinde bulunduğu kötü ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve ülkenin istikrarlı bir yönetime kavuşturulması umuduyla oy kullanıyor.
Başkanlık için 22 adayın yarıştığı seçimlerde iktidar partisi Zimbabve Afrika Ulusal Birliği-Yurtsever Cephesi (Zanu-PF) lideri ve mevcut Devlet Başkanı Emmerson Mnangagwa’nın ismi öne çıkıyor.
İngiliz sömürgecilere karşı verilen özgürlük mücadelesindeki gerilla faaliyetlerinden ötürü “timsah” lakabıyla tanınan ve ülkenin eski istihbarat şefi olarak Mugabe’ye en yakın isimlerden biri olan 75 yaşındaki Mnangagwa, ordunun müdahalesi göreve geldi.
Ülkesinde 'ED' olarak anılan Mnangagwa’nın uluslararası toplumu kazanmak için büyük çaba sarf ettiği, bunun için Batılı elçilere ev sahipliği yaptığı ve yabancı yatırımcıları çekmeye uğraştığı biliniyor.
Darbe ile göreve gelen Başkan Mnangagwa ülkesini dünyaya açmak istiyor
Zimbabve’yi yabancı yatırımları çekerek dünyaya açma vaadinde bulunan Mnangagwa, kabileleri bir araya getirerek ulusal birliğin sağlanması, ekonominin iyileştirilmesi ve ülkedeki yolsuzluğun azaltılması gibi sorunlarla mücadele sözü verdi.
Mnangagwa, bugün başlanan oylama öncesinde yaptığı son mitinginde kendisine yeniden 5 yıllık görev verilmesi halinde ülkesinde değişim için ilerici reformlarda bulunacağının garantisini verdiğini söyledi.
Muhalefetin lideri Chamisa, genç ve işsiz nüfusun oylarını hedefliyor
Adaylardan dördünün kadın olduğu seçimde Mnangagwa'nın karşına çıkan en güçlü rakip ise muhalif yedi partinin katılımıyla kurulan Demokratik Değişim Hareketi (MDC) İttifakının lideri Nelson Chamisa.
2009-2013 yıllarında Enformasyon Bakanı olarak görev yapan 40 yaşındaki avukat Chamisa ise genç ve işsiz seçmenleri kazanma odaklı kampanyasında kalkınma ve altyapı ile anayasal haklar ve sağlık alanındaki sorunlara dikkat çekti.
Önceki seçimlerde oyların çalındığını ve destekçilerinin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü ileri süren MDC bu seçimde halka köklü reform vaadinde bulundu.
Eski lider Mugabe'den anamuhalefete destek
Eski Devlet Başkanı Mugabe ise 29 Temmuz Pazar günü yaptığı açıklamada muhalefete oy vereceğini açıkladı. Mugabe’nin muhalefete desteğine mevcut Cumhurbaşkanı Mnangagwa’nın tepkisi ise gecikmedi. Mnangagwa, eski patronu Mugabe’yi muhalefetin güçlü lideri Chamisa ile anlaşma yapmakla suçladı.
Eğer devlet başkanı adaylarından biri ilk turda oyların çoğunluğunu alamazsa, en çok oyu alan iki aday 8 Eylül’de gerçekleştirilecek ikinci turda tekrar karşı karşıya gelecek. Ayrıca, iki kanatlı meclise sahip olan ülkede, Senatonun 80, Ulusal Meclisin 270 yeni üyesi de belli olacak.
Muhalefet partilerinin serbestçe kampanya yapmasına izin verilen ülkede yabancı medya temsilcileri ile Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşmiş Milletler’den gelen uluslararası gözlemciler’in seçimleri izlemesi noktasında sıkıntı yaşamadıkları belirtiliyor. Seçimi, tamamıyla 'özgür ve adil' olarak değerlendirmeyen analistlerin Mugabe döneminden daha iyi durumda olunduğu noktasında hemfikir oldukları biliniyor.
Seçimi izlemek için çok sayıda uluslararası örgüt hazırlık yaparken Afrika Birliğinin ülkeye gönderdiği seçim gözlem heyetinin başında ise eski Etiyopya Başbakanı Hailemariam Desalegn bulunuyor.
Seçmeler ne düşünüyor?
Başkent Harere’de Patrick Musemburi isimli bir taksi sürücüsü başkan Mnangagwa’ya olan desteğini "sadece yedi ayda yapmış olduğu şeye bak. Her yer değişti, bırak başladığı şeyi bitirsin." sözleriyle bildiriyor.
Chris Lore isimli sokak satıcısı ise Chamisa’ya olan desteğini "Ülkede birşeylerin daha iyi olmasını beklemek için ne kadar beklemeliyiz? ED ve partisi yalanlarla dolu. Chamisa genç. Bize ihtiyacımız olan işleri verebilecek enerjiye sahip. Değişim zamanı. Yeterince acı çektik." şeklinde açıklıyor.
Zimbabve'de ne olmuştu?
6 Kasım 2017’de Devlet Başkan Yardımcısı Mnangagwa’nın görevden alınması ve suikast tehdidiyle ülkeden ayrılmasıyla başlayan siyasi gerilim 13 Kasım 2017’de Zimbabve Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği “Operation Restore Legacy” isimli operasyon ile yeni bir ivme kazanmıştı.
Askeri müdahale sonrası Devlet Başkanı Mugabe, ZANU-PF’ten azledilmiş ve parlemento’da hakkındaki başlatılan vatana ihanet soruşturması sonrasında 37 yıl yürüttüğü başkanlık görevinden 21 Kasım 2017 tarihinde istifa etmişti. Askeri müdahale sonrasında göreve getirilen eski Devlet Başkan Yardımcısı Mnangagwa ise 24 Kasım 2017’de yemin ederek göreve başlamış ve iktidar partisi ZANU-PF’in başkanı seçilmişti.
Seçimin galibi kim olursa olsun göreve gelecek yeni liderin 37 yıllık Mugabe yönetiminin ardından ülkenin ülkenin karşı karşıya bulunduğu; yolsuzluk, kötü yönetim ve diplomatik izolasyondan arındırılması gerekiyor. Yeni başkanın Afrika'nın en ümit verici ekonomilerinden biriyken kriz içine içine giren Zimbabve'yi tekrar yoluna sokup sokamayacağını ise zaman gösterecek.
Kaynak: Euronews