03.12.2024 - 10:35 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
DIŞ HABERLER SERVİSİ- Yapay zeka tarafından geliştirilen yeni bir uygulama, kullanıcıların daha sağlıklı seçimler yapmalarını ve daha uzun yaşamalarını teşvik etmek amacıyla ölüm saatlerini tahmin ettiğini iddia etti.
Uygulama şimdiden 125.000'den fazla indirildi ve 53 milyon katılımcıyı kapsayan 1.200'den fazla yaşam beklentisi araştırmasından elde edilen verilerle destekleniyor.
"Ölüm Saati" adı verilen uygulama, yıllık 40 dolarlık bir abonelik ücretiyle, mevcut biyolojik yaş ve yaşam tarzını göz önünde bulundurarak ölüm tarihlerine dair tahminlerde bulunuyor.
Uygulamanın yaratıcısı Brent Franson, bunun sahte olmadığını söylüyor. Sigorta şirketleri, emeklilik fonları ve hükümetler, poliçe primlerinden sosyal güvenlik ödemelerine kadar her şeye karar vermek için bu uygulamayı kullanıyor.
ÖLÜM SAATİNE İHTİYAÇ VAR MI?
Ölüm oranı verileri son yıllarda arttı. Örneğin Sosyal Güvenlik İdaresi, ABD'de 85 yaşındaki bir erkeğin bir yıl içinde ölme ihtimalinin %10 olduğunu ve ortalama 5,6 yıl ömrü kaldığını öngörüyor. Bu genel tahminler için işe yarayabilir, ancak Franson bunun bireyler için işe yaramayacağını söylüyor.
Uygulamanın yaklaşımı akademik ve ekonomik çevrelerde şimdiden ilgi uyandırdı. Geçtiğimiz aylarda Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu ölümlülüğü ve bunun ekonomik etkilerini inceleyen iki makale yayınladı.
Bunlardan biri Kronolojik Yaşın Sınırları Üzerine başlıklı makale, zorunlu emeklilik gibi yaşa dayalı politikaların modasının geçtiğini savunuyor. Araştırmaya göre, insanlar farklı şekilde yaşlanır ve yetenekleri her zaman takvim yıllarına uymaz.
Ölüm Saati'nin kişiselleştirilmiş tahminleri, odağı yaştan gerçek işlevselliğe kaydırmaya yardımcı olabilir.
YAPAY ZEKA TAHMİNLERİ EKONOMİYİ NASIL ŞEKİLLENDİREBİLİR?
Emeklilik fonları, hayat sigortası ve Sosyal Güvenlik programlarının tümü yaşam beklentisi tahminlerine bağlıdır. Eğer insanlar beklenenden daha uzun yaşarsa, fonlar kurur. Daha erken ölürlerse kaynaklar boşa harcanır.
Ama bir sorun var. Uzayan yaşam beklentileri kendi sorunlarını da beraberinde getiriyor. Daha uzun yaşamlar daha uzun emeklilikler anlamına gelir ve bu da daha fazla tasarruf gerektirir.
Yatırım stratejilerinin hisse senetleri gibi daha yüksek riskli, daha yüksek getirili varlıklara yönelmesi gerekebilir.
Yapay zeka destekli ölümlülük tahminleri, sağlık hizmetlerinden iş kanunlarına kadar kamu politikalarını etkileyebilir.
Kişiselleştirilmiş veriler norm haline gelirse, yasal emeklilik gibi yaşa dayalı kriterler önemsiz hale gelebilir. Hükümetlerin vergilerden emekli maaşlarına kadar her şeyi nasıl yapılandırdıklarını yeniden düşünmeleri gerekebilir.