27.07.2018 - 06:05 | Son Güncellenme:
AA
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisi (SETA DC) uzmanları, terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddialarıyla yargılanan papaz Andrew Craig Brunson'ı gerekçe göstererek Trump'ın Türkiye'yi tehdit etmesini ve Senato Dış İlişkiler Komitesinin Türkiye'ye uluslararası finansal yaptırımlar çağrısında bulunduğu tasarıyı onaylamasını yorumladı.
SETA DC Direktörü Dr. Kadir Üstün ve SETA DC Araştırma Direktörü Dr. Kılıç Buğra Kanat, AA muhabirine yaptıkları açıklamalarda, Washington'daki Türkiye karşıtı retoriğe ve bu söylemlerin iç siyasetteki karşılığına dikkati çekti.
"Kongre ve yönetim yaptırımla tehdit ederek Türkiye'ye baskı kurmaya çalışırken iç siyasi hesaplar yapıyor." diyen Üstün, bu yaklaşımın Türkiye-ABD ilişkilerinin onarılması bakımından ciddi bir sorun olduğunu vurgu yaptı. Üstün, bu durumun bölgesel sorunların çözümüne engel olabileceği uyarısında bulundu.
Başkan Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence'in konuyla ilgili açıklamalarında kullandığı söylemi "çözümün önüne geçen ve iki ülke arasında kaydedilmiş ilerlemeyi durdurabilme ihtimaline sahip" ifadesiyle tanımlayan Üstün, "Münbiç'te iki ülkenin belli noktalarda da olsa anlaşmaya varmasının akabinde Brunson meselesi ikili ilişkiler için yeni bir gerginlik haline dönüştü." diye konuştu.
"Tamiri çok uzun yıllar alabilir"
Kılıç Buğra Kanat da kasım ayında ABD'de gerçekleştirilecek Kongre seçimlerine vurgu yaptı.
Kanat, "Seçimler öncesinde özellikle Brunson konusunda baskıyı artırmak gibi bir niyet olduğu görülüyor. ABD Kongresindeki birçok temsilci ve yönetim, Evanjeliklerin isteklerini yerine getirmeyi kendi siyasi çıkarları için önemli görüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Muhtemel bir yaptırım kararının iki ülke arasındaki ilişkileri uzun yıllar etkileyebileceğine değinen Kanat, "Kongre, Türkiye'ye yaptırım uygulama tutumunu devam ettirir ve Trump yönetimi de bunu gerçekten uygularsa 1970 olaylarında olduğu gibi tamiri çok uzun yıllar alabilir." ifadesini kullandı.
Evanjeliklerin ABD siyasetine etkisi önemli
ABD'de 2016 yılında başkanlığa Donald Trump'ın seçilmesinde de bilhassa Evanjelik Hristiyanların sanıldığından çok daha fazla etkisi olduğu ülke basınında sıkça gündeme getiriliyor.
Amerika Hristiyanları arasında etki ve nüfus olarak önemli bir yere sahip olan Evanjelikler, "Siyonist Hristiyanlar" olarak da isimlendiriliyor. Trump'ın Evanjelik Hristiyanların yaklaşık yüzde 80'inin desteğini aldığı ve yardımcısı Mike Pence'in de bu grubun bir parçası olduğu biliniyor.
Başkan Trump geçen şubat ayında hayatını kaybeden Evanjeliklerin önemli vaizlerinden Billy Graham'ın cenaze törenine katılarak bu gruba olan desteğini göstermişti.
Washington'dan yaptırım tehditleri
Donald Trump, Türkiye'ye tehdit savuran Twitter mesajında, "ABD, büyük bir Hristiyan, aile babası ve muhteşem bir insan olan papaz Andrew Brunson'ın uzun süreli tutukluğu nedeniyle Türkiye'ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı!" ifadelerine yer vermişti.
ABD Başkan Yardımcı Mike Pence de Dışişleri Bakanlığında katıldığı bir programda, "Türkiye, papaz Andrew Brunson'ı derhal serbest bırakmaz ve Amerika'daki evine göndermezse ABD bu masum inanç insanı serbest kalana kadar Türkiye'ye önemli yaptırımlar uygulayacak." diye konuşmuştu.
Ayrıca aynı gün ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye'de terör örgütleri FETÖ ve PKK'dan yargılanan ABD'li ve Türk asıllı ABD vatandaşlarının tutukluluk hallerini gerekçe göstererek hazırladığı ve Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etmişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Donald Trump'ın, papaz Brunson'ın serbest bırakılmaması halinde Türkiye'ye yaptırım uygulayacağı yönündeki tehdidine yanıt vererek, "Kimse Türkiye'ye dayatmada bulunamaz." demişti.
İzmir'de, terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen papaz Andrew Craig Brunson'ın tutukluğu "sağlık sorunları" dikkate alınarak ev hapsine çevrilmişti.