18.12.2022 - 06:59 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - İnsanların yer çekimi bulunmayan bir ortamda hayatını devam ettirmesi ciddi bir ustalık gerektiriyor. Bu konudaki en kritik noktaların başındaysa beslenme geliyor. İnsanlı uzay programları başladığından bu yana astronotların uzayda nasıl beslendiği birçok kişi tarafından merak ediliyor. Artemis programı ile Ay’a yerleşip burayı evreni keşfetmek konusunda bir ‘sıçrama tahtası’ olarak kullanmayı planlayan insanlık, uzun vadeli uzay görevlerinde astronotların nasıl besleneceğine ilişkin yeni çözümler üzerinde çalışıyor.
Ay yüzeyine insan indirmek hedefiyle başlatılan Apollo programında görev alan astronotların beslenme şekilleriyle günümüzde uzay programlarında görev alan astronotların beslenme şekilleri arasında bazı farklılıklar bulunuyor. Astronotlar ilk uzay görevlerinde, uzayda bulundukları süre günümüze nazaran daha kısa olduğu için tüp içinde bulunan gıdalarla beslendi. Hafif, hızlıca hazırlanabilir, besleyici ve iyi muhafaza edilebilen yiyecekler astronotların işini kolaylaştırıyordu. John Glenn, 1962 yılında yapılan Merkür uzay görevi sırasında böyle bir tüple uzayda beslenen ilk ABD'li astronot oldu. Glenn’in tercihi ise elma püresi yemek olmuştu.
Astronotların uzayda geçirdikleri süre artmaya başladıkça, beslenme şekillerinde de bazı değişikliklere gidildi. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) görev alan astronotlar, besin değeri yüksek dondurulmuş gıdalarla beslenmeye başladı. Bakterilerden arındırılmış ve özel olarak vakumlanıp paketlenmiş gıdalar, astronotlara oldukça çeşitli bir yemek menüsü sundu ve yiyeceklerin raf ömrünün dünyadakine oranla daha uzun olmasını sağladı.
ÇATAL, BIÇAK VE MAKAS!
NASA’da görevli astronotlar, ABD'nin Teksas eyaletindeki Houston şehrinde bulunan uzay merkezindeki Uzay Gıda Sistemleri Laboratuvarı'nda hazırlanan ve paketlenen yiyecekleri tüketiyor. Görev öncesinde istedikleri yemekleri seçen astronotlar, tıpkı dünyada önerildiği gibi üç öğünlük bir yemek rejimiyle besleniyor. -40 santigrat derecede dondurulmuş ve paketlenmiş gıdalar, astronotların hastalanma ihtimalini riskini ortadan kaldırmak için sudan arındırılarak pastörize ediliyor. Böylece bakteriden arındırılan yiyeceklerin raf ömrü de dünyadakilere oranla daha uzun oluyor. Yemekler üzerine biraz su ilave edildikten sonra mikrodalga fırında ısıtılarak tüketmeye hazır hale getiriliyor. Özel işlemlerden geçen ve raf ömrü dünyaya oranla daha uzun olan paketlenmiş gıdaların ambalajlarında yüzeyde sabit kalması için bant, ip veya mıknatıs bulunuyor. Bu sebeple uzay istasyonundaki bir yemek masası, dünyada kurulan yemek masasında bulunmayan bir araç gerektiriyor: Makas! Görevli personel, yemeklerini sabitledikten sonra makasla ambalajları kesip yemek yemeye başlıyor.
Uzayda sıvı tüketirken özel olarak tasarlanmış pipetleri kullanan astronotlar, yemeklerini lezzetlendirmek için baharat kullanmak istediklerinde dünyadakinden farklı olarak sıvılaştırılmış baharatları kullanıyor. Baharatların dünyadaki gibi kullanılması, yer çekimsiz ortamda cihazlara ve daha da önemlisi personele zarar verebilir. Yine bu riskin ortadan kaldırılması için yiyeceklerden kırıntı dökülmemesi için de büyük özen gösteriliyor.
Kalori gereksinimleri ise astronotlar arasında farklılık gösteriyor. Kadın bir astronot günde yaklaşık bin 900 kaloriye ihtiyaç duyarken, erkek bir astronot yaklaşık 3 bin 200 kaloriye ihtiyaç duyuyor. Bir astronot göreve çıkmadan önce meyveler, kuru yemişler, fıstık ezmesi, tavuk, sığır eti, deniz ürünleri, şekerlemeler, kek ve daha birçok yiyecek arasından seçim yapabiliyor. Mevcut içecekler arasındaysa kahve, çay, portakal suyu, meyve kokteylleri ve limonata bulunuyor. Yiyecekler belirli aralıklarla gerçekleştirilen ikmâl görevleriyle istasyona ulaştırılıyor.
Houston'daki uzay merkezinde bulunan Uzay Gıda Sistemleri Laboratuvarı, Artemis programı başta olmak üzere şimdi daha uzun soluklu uzay görevleri için astronotların beslenme ihtiyacını karşılayacak çalışmalar yapıyor.
HEDEF DAHA UZUN RAF ÖMRÜ VE TAZELİK
Astronotların yediği yemekler yıllar içinde büyük ölçüde çeşitlendi ve gelişti. Ekmek kırıntılarının bile ciddi bir problem yaratma riski bulunan uzay ortamında tüketilmesi için yaklaşık 1 yıl boyunca raf ömrünü koruyabilen ve kırıntı oluşturmayan 'tortilla' isimli özel ekmekler kullanılmaya başlandı. Ancak sağlanan ilerleme gelecekte yapılacak uzay görevleri için hâlâ yeterli değil. Artemis programı ile birlikte önce Ay’a, daha sonra da Mars’a insanlı uçuşlar yapmayı planlayan NASA’da akıllardaki sorulardan bir tanesi de de uzayda tüketilecek gıdaların nasıl bir değişim geçireceği.
Uzmanlara göre, gelecekteki uzay görevlerinde tüketilecek besinlerle ilgili en önemli husus, gıdanın raf ömrünü ve tazeliğini koruması olacak. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda tüketilen gıdaların 12 ila 18 ay raf ömrüne sahip olduğunu ifade eden uzmanlar, olası Mars görevinde ikmâl imkânının olmadığını söyleyerek kullanılacak gıdaların raf ömrünün 5 ila 7 yıl olması gerektiğini dile getirdi.
Daha önce NASA'da ileri gıda teknolojisi proje yöneticisi olarak çalışan bir gıda bilimcisi olan Michele Perchonok, Ay’a ve Mars’a düzenlenmesi planlanan seferler için hazırlanacak yiyeceklerin birden fazla parametre hesaba katılarak hazırlanacağını ifade etti. Perchonok, sözlerine şöyle devam etti:
"Radyasyonun gıda ömrünü ve beslenmeyi nasıl etkileyebileceğini de hesaba katmak zorundayız. Ayrıca yer çekimi de hesaba katılmak zorunda. Ay ve Mars'taki yer çekimi farklılıkları sıvıların yiyeceklerde hareket etme şeklini değiştirebilir ve NASA'nın yiyecek hazırlama seçeneklerini etkileyebilir."
UZAYDA YETİŞTİRİLEN MEYVE-SEBZE YETECEK Mİ?
Uzay istasyonunda yapılan deneyler sonucunda uzayda meyve ve sebze yetiştirilebildiğinin kanıtlandığını söyleyen Perchonok, “Uzayda meyve, sebze yetiştirebiliyoruz ancak bunun bir astronotun gıda ihtiyacının büyük bölümünü karşılaması için biraz daha zaman var. İleride Ay ve Mars’ta büyük üsler inşa etmeyi başarabilirsek o zaman astronotların ihtiyacını karşılayabilecek kadar besin üretebiliriz" şeklinde konuştu.