18.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Pelin Aykın / İstanbul
Pelin Aykın / İstanbul - Titanik (1997): Başrollerinde Kate Winslet ile Leonardo DiCaprio’nun yer aldığı Oscarlı filmin çekimlerinde, personel uyuşturucu içeren ıstakoz çorbası nedeniyle halüsinasyonlar gördü. Çorbaya uyuşturucuyu katan bulunamadı.
James Bond: İskoç aktör Sean Connery henüz 17 yaşındayken saçlarını kaybetmeye başlağı için rol aldığı Bond filmlerinde postiş taktı.
Oz Büyücüsü (1939): Ateşli sahnenin çekiminde oyuncu Margaret Hamilton’ın yüzünde ikinci elindeyse üçüncü derece yanıklar meydana geldi. Hamilton’ın dublörü Betty Danko da sette kaza geçirdi.
Indiana Jones: Kutsal Hazine Avcıları (1981): Tunus’ta çekimler sırasında aralarında başroldeki Harrison Ford’un da bulunduğu bazı oyuncular ve ekip üyeleri aşırı sıcaktan hastalandı. Senaryoda büyük bir dövüş sahnesi vardı, ancak Ford’un hastalığı nedeniyle Indiana Jones’un dövüşe katılmak yerine, silahını çekip tartışmayı hemen bitirmesine karar verildi.
Jaws (1975): Ünlü köpekbalığı gerilim filminin setindeki bir şaka, filmin en ikonik repliklerinden biri haline geldi. Ekip, sette ters giden şeyler hakkında konuşurken “Daha büyük bir tekneye ihtiyacınız olacak” diye şaka yapıyordu. Başroldeki Roy Scheider da bir sahnede doğaçlama yaptı ve büyük beyaz köpekbalığı saldırırken bu ifadeyi kullandı, böylece cümle sinema tarihine geçti.
Şahane Hayat (1946): Frank Capra’nın yer aldığı film aslında serin havada çekilmedi, oyuncular yüksek sıcaklıkta kışlık giysilerle çalıştı, Yüksek hava sıcaklığı bazen çekimlerin durmasına neden oldu. Başroldeki James Stewart’ın filmdeki terden sırılsıklam göründüğü sahneler, daha stresli göstermek için makyaj veya efektlerle eklenmedi. Stewart gerçekten sıcaktan terlemişti.
Para Avcısı (2013): O dönem sadece iş insanı olan eski ABD Başkanı Donald Trump, başrolünde Leonardo DiCaprio’nun yer aldığı Martin Scorsese’in filminde yer almak istedi ama reddedildi. Donald Trump, Trump Tower’ın dışındaki çekimler sırasında film yapımcılarından rol istedi. Ancak alamadı!
Üç Kral (1999): Başroldeki George Clooney, setteki figüranları azarlayan yönetmen David O. Russell’a sakinleşmesini söyledi. Russel daha da sinirlendi ve Coloney ile tartıştı. Russel’ın o zamandan beri 20 milyon dolar verseler bile Clooney ile asla başka film yapmayacağını” söylediği iddia ediliyor.
Bu Nasıl Sarışın! (2001): Filmin ana karakteri Elle Woods’u aktris Reese Witherspoon’dan başka birinin canlandırması şu anda hayal dahi edilemezken, o dönem yapımcılar bu rol için başka birini düşünüyordu. Yapımcılar ilk başta rolü Christina Applegate’e teklif etti. Ancak filmden sonra ‘aptal sarışın’ olarak anılmaktan korkan Applegate, rolü geri çevirdi ve sonra pişman oldu.
Baba (1972): Marlon Brando kariyeri boyunca repliklerini ezberlemek yerine işaret kartlarını kullandı ve bu uygulamayı Oscar ödüllü ‘Baba’ filmiri çekerken de devam ettirdi. Brando, repliklerinin neden yazdırılmasını istediği sorulduğunda, “Çünkü onları bu şekilde okuyabilirim” dedi.
E.T. (1982): Yönetmen Steven Spielberg, E.T.’yi çekerken genç oyuncularını filme aktif olarak dahil etmenin en iyi yolunun filmi baştan sona çekmek olduğuna karar verdi. Genellikle filmler sahne bazında çekilip kurguda birleştirilirken Spielberg, filmi baştan sonra çekme tekniğini kullandı. Bu teknik ona ‘En İyi Film dahil’ 9 Oscar kazandırdı.
Harry Potter ve Sırlar Odası (2002): Serinin ikinci filmi olan ‘Sırlar Odası’nda setteki herkese bit bulaştı. Tüm ekiple birlikte çocuk ve yetişkin oyuncular bitten temizlenene kadar çekimler durdu. Biti sete kimin bulaştırdığı bilinmiyor. Ancak büyük olasılıkla şapka veya saç fırçalarının ortak kullanımı nedeniyle tüm seti bit sardı.
Alacakaranlık (2008): Kült-klasik vampir serisi vizyona girdikten yıllar sonra Oscarlı oyuncu Jennifer Lawrence, filmin baş karakterlerinden olan ve Kristen Stewart’ın canlandırdığı ‘Bella Swan’ rolü için seçmelere katıldığını açıkladı. Lawrence, “Filmin ilk çıktığı zamanı, Kristen Stewart’ı kırmızı halıda gördüğümü ve gittiği her yerde paparazzi ordusunun peşinden geldiğini hatırlıyorum. Filmin bu kadar büyük ses getireceğini düşünmemiştim. Benim için bir seçmeydi. Ama sonra başka bir olaya dönüştü” dedi.
Kuşlar (1963): Filmin efsane yönetmeni Alfred Hitchcock çekimlerde bazen istediği sonuca ulaşmak için yıldızlarını kırılma noktalarına itti. Yönetmen, Kuşlar’da başrol oyuncusu Tippi Hedren’e bağlı gerçek canlı kuşlar kullandı. Bu olay, Hedren’e fiziksel ve duygusal zarar verdi. Aktris travmatik olaydan kurtulmak için bir hafta izin almak zorunda kaldı.
Aslan Kral (1994): Disney yapımcıları, hayvanları gözlemlemek için Kaliforniya Üniversitesi’ni ziyaret etti. Ancak filmde sırtlanlar kötü karakterli gösterilince bir biyolog Disney’e dava açtı.