17.09.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Pelin Aykın - Uzun bir süre sadece teorisyenlerin ilgi alanı olan ve pek çok kişi tarafından “saçmalık” olarak görülen uzaylıların var olduğu iddiası, son olarak ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) tanımlanamayan uçan nesneler (UFO) için bir görev gücü atamasıyla tekrar gündeme geldi. UFO hikâyeleri ilk olarak 1947’de ABD’nin New Mexico eyaletindeki Roswell Ordusu Hava Sahası’na UFO düştüğü iddiası ve 1950’lerde uzaylıları konu alan Hollywood filmleriyle gündemdeydi. 1952’den 1969’a kadar ABD hükümeti “Mavi Kitap Projesi” aracılığıyla UFO gözlemlerine ilişkin raporları gizlice derlemeye başladı ancak bunların varlığını kamuoyuna karşı inkar etti. Yıllar boyunca, UFO gören tanıklar yalan söylemekle suçlandı ya da onlara “deli” oldukları söylendi. Ancak onlarca yıldır kanıtların artmasıyla birlikte hükümetler artık dünya dışı yaşam ve UFO gözlemlerini daha ciddiye almaya başladı.
NASA Başkanı inanıyor
Aslında konu, duyulan ilgi nedeniyle bazen istismar da ediliyor. Bu hafta Meksika Kongresi’nde uzaylı olduğu öne sürülen iki fosil sergilendi. Ancak bilim insanı Alexander Sokolov’un uzaylı denilen bu kalıntıların, insan ve hayvan kemiklerinden oluşan bir karmaşadan ibaret olduğunu kanıtladığı ortaya çıktı. Meksika Kongresi’nden hemen sonra ise NASA, UFO’ların ve bu tarz tanımlanamayan anormal olayların (UAP) araştırılması için meteorolog Mark McInerney’i direktör atadı. Önceki gün atamayı duyuran NASA, dünya dışı yaşama dair kesin bir kanıt olmadığını vurguladı ancak kurumun başkanı Bill Nelson, evrende başka bir yaşam formu olduğuna inandığını söyleyerek uzaylıların var olma ihtimaline “kapı araladı”. Nelson’ın ayrıca bu olayların “ulusal tehdit” niteliği taşıdığını söylemesi “Yetkililer uzun süredir reddettikleri bir konuyu neden bu kez ciddiye alıyor?” sorusunu gündeme getirdi.
ABD yönetimi, görgü tanıklarını kabul etti
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), açıklanamayan hava olayları hakkında geçtiğimiz haziran ayında yayımladığı, merakla beklenen bir raporda 2004-2021 yılları arasında askeri pilotların yaşadığı 144 olayın incelendiğini bildirdi. Bunlardan yalnızca biri açıklanabilirken, ABD hava sahasında uçan UFO’ların ulusal güvenliği tehdit ettiğine dikkat çekildi.
Hükümetin görgü tanıklarının ifadelerini kabul etmesi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana UFO’lar konusunda en büyük heyecana neden olduğundan, pek çok kişi hükümeti UFO’lar hakkında daha fazla rapor açıklamaya çağırıyor.
‘Dünyanın haritasını çıkarıyorlar’
ABD’li eski bir istihbarat görevlisi olan UFO ihbarcısı David Grusch geçtiğimiz aylarda, Washington’ın gizli bir UFO bulma programına sahip olduğu yönünde bomba etkisi yaratan iddialarla öne çıkmıştı. ABD’nin Dünya’da kaza yapan uzaylı araçlarını topladığını iddia eden Grusch, çok gizli yetkiye sahip bir memur olarak çalışırken, kaza kurtarma programına erişiminin reddedildiğini iddia etmişti.
Öte yandan, 50’den fazla ABD askeri üssünün üzerinde garip üçgen uçakların görülmesi ve UFO’larla karşılaşan pilotların olası bir saldırıda kendilerini koruyacak ekipmana sahip olmadıklarını bildirmesi de ulusal güvenlik endişesini artırdı.
Temmuz ayındaki kongre oturumlarında temsilci Robert Garcia, “UFO’lar her ne olursa olsun, ordumuz ve sivil uçaklarımız için ciddi bir tehdit oluşturabilir ve bunun anlaşılması gerekir. UFO’lar hakkında daha fazla raporlamayı teşvik etmeliyiz. Ne kadar çok anlarsak, o kadar güvende oluruz” dedi.
Eski askeri şef Christopher Mellon ise “keşif görevlerindeki uzaylıların” Dünya yüzeyinin haritasını çıkarma ihtimalinin olduğunu öne sürdü.
Dönüm noktası: 2021 yılı
ABD, bir zamanlar tabu olan UFO’lar ile ilgili topladığı bilgileri, son birkaç yılda birkaç kez açıkladı. UFO’lar hakkındaki gizliliğin bozulmasında dönüm noktasının 2021 yılı olduğu belirtiliyor. UFO’ların 2021’den itibaren birçok kez Pentagon’un (ABD Savunma Bakanlığı) gündeminde yer alması, ABD hükümetinin uzaylı varlığı ihtimalini uzun bir süredir “gizlice araştırdığı” tezini doğruladı. Nitekim 2021’de bir UFO raporu yayımlandı.