10.12.2022 - 07:03 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Joachim Kroll, 17 Nisan 1933 yılında o tarihlerde Almanya günümüzdeyse Polonya toprağı olan Yukarı Silezya bölgesinin Hindenburg (günümüzdeki adıyla Zabrze) şehrinde madenci bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi. I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrılan Almanya, ekonomik çöküşün yanında toplumsal çöküş yaşamış, toplumu bir arada tutan değerler büyük oranda yok olmaya başlamıştı. Tam da böyle bir ortamda doğan Kroll, çocukluk yıllarında sürekli altını ıslattığı için çevresindekilerin alay konusu oldu. Zekâ geriliğine sahip olduğu düşünülen Kroll, birçok kişi tarafından 'kasabanın aptalı' olarak görüldü.
Takvimler 1939 yılını gösterdiğinde dünya yine bir savaşın dehşetiyle karşı karşıya kaldı. Adolf Hitler önderliğindeki Nazi Almanyası, Polonya’yı işgal için harekete geçmiş ve II. Dünya Savaşı başlamıştı. Kroll ve ailesi, tüm bu dehşetin ortasında kalan binlerce aileden sadece biriydi ve yaşananlar Kroll’un hayatındaki kırılmalardan birisi olacaktı.
Baba Kroll’un II. Dünya Savaşı'na katılması ve hayatını kaybetmesinin ardından annesi ve 8 kardeşiyle birlikte daha küçük bir eve taşındı. Joachim, bir çiftlikte çalışmadan önce sadece 5 yıl okula gitti ve sosyal becerileri oldukça zayıf olarak yetişti. Yıllar sonra yapılan ölçümlerde 76 IQ’lu olduğu anlaşılan Kroll, annesinin 1955 yılındaki ölümüne kadar onunla birlikte yaşadı.
ÇOCUKLARI SIK SIK EVİNE DAVET EDİYORDU
Annesinin ölümünün ardından Almanya'nın Duisberg şehrine taşınan Kroll, bir süre kimsenin dikkatini çekmeden gözlerden uzak bir küçük dairede hayatına devam etti. Evinin bulunduğu apartmandaki tuvaletlerin bakımından sorumlu olan Kroll’u, çevresindeki çocuklar evinde sürekli bulunan oyuncaklar ve şekerlemeler sebebiyle 'Joachim amca' olarak adlandırmaya başlamıştı. Kroll, çocukları sık sık evine davet ediyor ve onlara ailelerinden birisiymiş gibi yakınlık gösteriyordu. Görünürde ters giden bir şey yoktu. Hatta Kroll’un evinde göze batacak kadar çok olan oyuncak bebekler bile kimsenin dikkatini çekmemişti. Kroll, aynı zamanda cinsel dürtülerini bastırmak için bir şişme seks bebeklerinden oluşan gizli bir koleksiyonuna sahipti. Tüm bunları, kurbanlarını öldürmek için pratik yaparken kullandı.
Takvimler 8 Şubat 1955’i gösterdiğinde Kroll uzun yıllar sürecek olan cinayetlerine başladı. Walstedde Kasabası yakınlarındaki ormanlık alanda gördüğü 19 yaşındaki Irmgard Strehl’i gözüne kestiren Joachim, genç kızı ormanlık alanda bulunan bir kulübeye sürükledi. Genç kızı boynundan bıçaklayan ve boğarak öldüren Kroll, Strehl’in cesedine tecavüz ettikten sonra cesedi parçalayıp kayıplara karıştı. Polisler, cinayetten 5 gün sonra Strehl’in cesedini bulduğunda o dönemde bölgede bulunan birden fazla katilin olması sebebiyle cinayeti bu katillerden birinin işlemiş olabileceğini düşündü ve Kroll, hiç şüphe çekmeden cinayetten sıyrıldı.
Olayın ardından bir süre kayıplara karışan Kroll, tutuklanacağı yıl olan 1976’ya kadar 14 kişiyi daha öldürdü. Kurbanlarını öldürmekle durmayan Kroll, öldürdükten sonra onlara tecavüz etti ve daha sonra da vücutlarından kestiği parçalardan yemek yapıp yemeye başladı. Katil, 4 ila 61 yaş arasında geniş bir yelpazede olan kurbanlarını uzun zaman aralıklarıyla öldürdüğü için her seferinde dikkat çekmeden olaylardan sıyrıldı. Çocuklarla arası her zaman iyi olan, zekâ geriliğinden muzdarip olan 'Joachim amca' böylesine dehşet verici olayların faili olamazdı.
CİNAYETLERİ TUVALET TIKANIKLIĞI ÇÖZDÜ
Joachim Kroll, 1976 yılında tutuklandığında cinayetlerin çözülmesinin arkasında detaylı bir soruşturma değil, sadece bir lavobonun tıkanması vardı. 4 yaşındaki kız çocuğu Marion Ketter, Kroll’un çocuklara dağıttığı şekerleri ve evinde bulunan oyuncakları çok beğenmişti. Kroll, küçük kızın bu zaafından yararlanarak onu da diğer kurbanları gibi tuzağa çekti ve Ketter’i öldürdü.
Joachim Kroll’un faili olduğu dehşet olayların çözülmesi de Ketter cinayetinin ardından geldi. Bir süredir kayıp olan küçük kız çocuğu hakkında araştırma yapan polisler, Kroll’un dairesinin de bulunduğu apartmana geldiğinde katilin komşularından birinin anlattıkları karşısında şaşkına döndü. Kroll’un komşusu, polise bir süredir kanalizasyondan çürük et kokusu geldiğini ve tıkanan tuvaletlerde et parçaları olduğunu anlatarak polisin ilgisinin bu yöne dönmesini sağladı. Üstelik tuvaletlerin bakımından sorumlu olan Kroll, komşusu Oscar Müller’e tuvaleti tıkayan şeyin bir bağırsak olduğunu söylemişti! Tuvaleti incelemeye karar veren polisler binaya tesisatçı çağırdığında dehşet verici olayları ortaya koyacak ilk kanıtlar da ortaya çıktı. Tuvaleti tıkayanlar, Marion Ketter’e ait olduğu düşünülen vücut parçaları ve organlardan başka bir şey değildi.
BUZDOLABINDA PARÇALARI, TENCEREDE ELİ VARDI
Kroll’un dairesini aramaya karar veren polisler, kimsenin gözüne batmayan 'Joachim amca'ya durumu anlattığında katil ilk başta tuvaletteki parçaların bir tavşana ait olduğunu söylemiş olsa da ikna olmayan polisler daireyi aramaya başladı. Olayı araştıran Dedektif Max Riese, Kroll’un mutfağına girdiğinde gördükleri karşısında şoke oldu ve karşı karşıya kaldığı dehşet tablosuna daha fazla dayanamayarak bayıldı. Kroll’un mutfağında bulunan buzdolabında Marion Ketter’e ait vücut parçaları bulunuyordu. Ocakta kaynayan tencerede ise küçük kızın eli bulundu.
Polisler tarafından gözaltına alınan Kroll, komşuların şaşkınlık ve dehşetle karışık bakışları arasında karakola götürüldü ve verdiği ifadede işlediği cinayetleri itiraf etti. İlk kez 4 Ekim 1979’da hakim karşısına çıkan Joachim Kroll, 151 günlük mahkeme sürecinin sonunda Nisan 1982’de ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 'Ruhr Yamyamı', 'Ruhr Avcısı' ve 'Duisburg Yamyamı' olarak anılan cani, 1 Temmuz 1991'de 58 yaşındayken bulunduğu hücrede kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.