26.07.2012 - 11:38 | Son Güncellenme:
Türkiye’nin, Suriye devrimi için bir merkez haline geldiği, isyancıların en sıcak biçimde Türkiye’de karşılandığı yorumları yapılırken Türkiye’nin Suriye’de ortaya çıkan kaos karşısında “el yordamıyla bir strateji”yi aramakta olduğu gibi göründüğü görüşleri de öne sürülüyor. Washington Post gazetesi, “Yasadışı Sınır Geçişleri Artarken Türkiye Suriye Devrimi İçin Bir Merkez” başlığını kullandığı geniş haber analizinde Türkiye’nin Suriye ile yasal sınır kapılarını kapattığını ancak sığınmacıların Türkiye’ye geçmelerine izin verileceğini açıkladığına dikkat çekti.
“İSYANCILAR EN SICAK BİÇİMDE TÜRKİYE’DE KARŞILANDI”
Buna karşın gazete, “Ancak mülteciler, resmi geçişleri kullanmıyor. İsyancılar, silah kaçakçıları ve ordudan kaçanla da aynı şekilde” dedikten sonra bu kişilerin son aylarda Türkiye’nin güneyinde çoğalarak “ülkenin en sakin yerlerinden birini Suriye devrimi için bir merkez haline dönüştürdüklerini” belirtti. Gazete şöyle devam etti: “Suriye’nin diğer sınırları, yani Irak, Lübnan ve Ürdün ile olan sınırları, benzer faaliyetlere tanıksa da bu daha düşük bir ölçüde oluyor. Suriyeli isyancılar, en sıcak şekilde, hükümeti uzun bir süre önce Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın devrilmesi çağrılarına katılan Türkiye’de karşılandı.”
“TÜRKİYE’NİN İSYANDAKİ ROLÜ MÜLTECİLERE YARDIM ETMENİN ÇOK ÖTESİNDE”
Washington Post, “Türkiye’nin isyandaki rolü, mültecilere yardım etmenin çok ötesinde ama dünya diplomasinin uzanabileceği noktayı çok aşan bir savaşa ne ölçüde aktif biçimde yardım ettiği ise belli değil” diye yazdı.
Bu bağlamla Uluslararası Kriz Grubu’ndan Hugh Pope’un Türkiye’nin kapısı önünde ortaya çıkan kaos karşısında “el yordamıyla” bir strateji aradığı gibi göründüğü değerlendirmesi aktarıldı.
“TÜRKİYE İÇİN HER ŞEY YENİ VE BEKLENMEDİK”
Hugh Pope, “Türkiye, Suriye’de olup bitenlerde söz sahibi olmak istiyor ama olup bitenler konusunda bir yanıtı olduğundan emin değilim. Türkiye için her şey yeni ve beklenmedik” diye konuştu.
SELEFİ MÜSLÜMANLARIN KEBAP TOPLANTISI
Bunun ardından gazete “Açık olan Suriye krizinin Türkiye’nin içine ulaştığı” derken okuyucularına Antakya’daki görünümü şu sözlerle aktardı.
“Güneşten yanmış, ter içinde Suriye Özgür Ordusu savaşçıları, kendilerine para ve silah verecek bağışçıları bulma umuduyla kentin dar sokaklarını arşınlıyor. Körfez bölgesinden yardım önermeye gelen Selefi Müslümanlar da, laik Türkiye’de göze çarpan uzun sakalları ve cüppeleriyle kebaplar etrafında toplanmış konuşuyor.”
“BAZILARI TÜRKİYE’Yİ GEREĞİNİ YETERİNCE YAPMAMAKLA SUÇLUYOR”-
Washington Post, isyancılara Suudi Arabistan ve Katar tarafından sağlanan fonlarla finanse edilen az miktarda silah ulaştığını belirterek “Bazıları da, Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski dostu ve müttefik olan Esad’ı kınayan sert açıklamaları yaparken bile Türkiye’yi gereken şeyleri yeterince yerine getirmemekle suçluyor” dedi.
Bunun bir örneği olarak cephane bulmak için Türkiye’ye geçen Abu Alaa adlı bir savaşçının “Türkiye’ye gelince, her şey laf” eleştirisini aktaran gazete, şöyle devam etti: “Halbuki Türkiye, Suriye muhalefetini organize çabalarına yoğun biçimde katılıyor, İstanbul’da şemsiye örgüt Suriye Ulusal Konseyi bürolarına ev sahipliğini yapıyor ve sınıra bir kaç mil uzaklığındaki Apaydın köyünde Suriye Özgür Ordusu liderlerinin ağırlandığı duvarlı, çadırlı kampta kapı bekçisi rolünü üstlenmiş durumda.” Gazetecilerin kampa alınmadığını, kampta kalanların da dışarıya çıkmak için izin almaları gerektiğini kaydeden gazete, Türkiye’nin isyancıları silahlandırdığını defalarca yalanladığına dikkat çektikten sonra Hugh Pope’nin “Gerçekten Türkiye’nin isyancıları silahlandırdığı yönünde kamuoyuna açıklanmış olan bir karar yok ancak isyancıların silah almalarını engellemeye çalışan biri olduğunu da sanmıyorum” sözlerine yer verdi. (ANKA)