26.04.2023 - 13:38 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
24 Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi İskandinav ülkelerinde paniğe neden oldu. İsveç ve Finlandiya Rus tehdidine karşı Mayıs ayında NATO'ya başvurdu ve süreç başladı ancak Türkiye'den ilk başta iki ülke içinde onay çıkmadı.
Aynı yılın Haziran ayında Ankara, Stockholm ve Helsinki yönetimleri arasında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmadan sonra her şey normal giderken İsveç'in başkenti Stockholm'de üst üste skandallar patlak verdi.
Skandalların ilki YGP'li teröristler tarafından gerçekleşti. Teröristler Erdoğan'ın kuklasını yaptı ve bir vince astı. Bu gelişmeden günler sonra ise aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önüne gidip Kur'an-ı Kerim yaktı. Kutsal kitabın yakılması Türkiye'yi ayağa kaldırdı ve Ankara, İsveç ve Finlandiya ile üçlü müzakereleri süresiz olarak askıya aldı.
Bu gelişmelerden aylar sonra Türkiye Finlandiya'ya gerekli şartları karşıladığı için NATO kapısını açtı. Dünya basınında deprem etkisi yaratan gelişme sonrası İsveç'in bölgede yalnız kaldığı aktarıldı.
İsveç tarafı Türkiye'nin şartlarını yerine getirmek için çalışacaklarını öne sürse de talepler henüz yerine getirilmedi. Gün içerisinde İsveç basınına yansıyan bir yazıda ise yeni bir skandalın işareti oldu.
Dagens ETC gazetesi tarafından yapılan haberde 'Allt ät alla Gothenburg' isimli bir grubun Türk bayrağını yakacağı aktarıldı. Söz konusu haberde İsveç halkının demokratik özgürlüklerinin Türkiye'nin talep ettiği 'terör yasası' nedeniyle 'tehlikede' olduğu iddia edildi.
Haberin devamında İsveç halkının bu taleplere karşı olduğu aktarıldı ve taleplerin sadece Türkiye'yi ilgilendirildiği belirtildi. İsveç'in Türkiye'ye verdiği 'terörle mücadele sözü' eleştirildi.
İsveç'in söz konusu yasayı 3 Mayıs tarihinde çıkarması bekleniyor. 'Allt ät alla Gothenburg' grubu ise aynı tarihte Türk bayrağını yakacağını belirtti ve bunun bir 'demokratik hak' olduğunu öne sürdü.