12.07.2017 - 00:58 | Son Güncellenme:
AA
Katar İletişim Ofisi Müdürü Şeyh Seyf bin Ahmed Al Sani, ülkesinin resmi haber ajansı QNA'ya yaptığı açıklamada, ismini vermediği bazı KİK üyesi ülkelerin, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un ülkeyi ziyaretinden bir gün önce Riyad Anlaşması ve Tamamlayıcı Anlaşma'nın belgelerini basına sızdırmalarının amacının "Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ile Tillerson'un ülkesi ile bazı Arap ülkeleri arasındaki krizi çözmek için yürüttüğü ara buluculuk çabalarını başarısız kılmak" olduğunu ifade etti.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'in, Riyad Anlaşması'nın net bir anlaşma olduğunun ve bu anlaşma aracılığıyla KİK üyesi herhangi bir ülkenin diğer ülke aleyhine bir tutum alabileceği veya şikayette bulunabileceğinin bilincinde olduğunu kaydeden Bin Ahmed, bu üç ülkenin ise Katar'a abluka uygulamadan önce KİK'e herhangi bir şikayet veya toplantı talebinde bulunmadığını dile getirdi.
Bin Ahmed, söz konusu ülkelerin bunu yapmak yerine Katar'ı karalamak ve aleyhine dünyada bir kamuoyu oluşturmak için uluslararası basın kuruluşları aracılığıyla kara propaganda başlattığını ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'ye ait olduğunu iddia ettikleri asılsız, çarpıtılmış bazı ifadeleri yayınladıklarını vurguladı.
Katar'a karşı başlattıkları bu kara propagandanın, bu ülkelerin niyetinin, Riyad Anlaşması'nın uygulanıp uygulanmadığıyla ilgisinin bulunmadığının açık delili olduğunu kaydeden Bin Ahmed, yürüttükleri kampanya ile Katar'ın güvenlik ve istikrarını bozmayı, içişlerine müdahale etmeyi ve egemenliğine dokunmayı hedeflediklerini söyledi.
Katar'a abluka uygulayan ülkelerin saldırgan uygulamalarının, herhangi bir ülkeye yönelik abluka kararının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından alınması gerektiğine hükmeden uluslararası kanunlara ve Birleşmiş Milletler Antlaşması'na aykırı olduğunun altını çizen Bin Ahmed, abluka uygulayan ülkelerin, özellikle eşitlik, devletlerin egemenliğine saygı gösterme, diğer ülkelerin içişlerine karışmama, insan hakları, ticaret ve uluslararası uçuş özgürlüğüyle ilgili uluslararası anlaşmaları, kararları ve ilkeleri ihlal ettiğini hatırlattı.
Bin Ahmed ayrıca abluka uygulayan ülkelerin saldırgan uygulamalarına rağmen ülkesinin krizi çözmek için müzakerelere hazır olduğunu belirtti.
Katar'ın ABD ve Kuveyt'in ara buluculuk çabalarını takdir ettiğini yineleyen Bin Ahmed, krizin, karşılıklı saygı ve ülkelerin egemenliğine dokunmama çerçevesinde çözülmesinin zorunlu olduğunu kaydetti.
ABD merkezli CNN televizyon kanalı dün, Katar ile diğer KİK (Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt ve Umman Sultanlığı) üyesi ülkeler arasında imzalanan 2013'teki "Riyad Anlaşması" ile 2014'teki "Tamamlayıcı Anlaşma"nın içeriğini yayınlamıştı. Krizin tarafları yayınlanan bu belgelerin ardından birbirlerine "söz konusu anlaşmaların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri" yönünde suçlamalarda bulunmuştu.
Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki kriz, 5 Haziran'da Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn yönetimlerinin Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleriyle başlamıştı.
Katar'a abluka uygulayan dört ülke, ilişkilerin düzeltilmesi için Doha yönetimine "Türkiye'nin Katar'daki askeri üssünün kapatılması, İran ile ilişkilerin kesilmesi ve Al Jazeera televizyonunun kapatılması" gibi şartların bulunduğu 13 maddelik bir talep listesi sunmuş, Katar ise uluslararası hukuka aykırı hiçbir talebin kabul edilmeyeceğini açıklamıştı.