18.09.2021 - 11:23 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Hugo Blewett-Mundy'nin 'Erdoğan, Afganistan'daki stratejik fırsatı değerlendiriyor' başlığıyla kaleme aldığı analize göre, hiçbir ülke Afganistan'daki krizi Türkiye kadar iyi okuyamadı.
Taliban'ın kontrolü devralmasının ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO müttefikleri tahliyelerini tamamlarken Türkiye'nin Afganistan'da diplomatik varlığını sürdürmesine karar verdi.
Türk dış politikasındaki bu gelişme, Ankara'daki stratejik düşüncedeki değişimin bir parçası olarak görülebilir. Afganistan'daki durum kötüleşirken Erdoğan, ülkesinin stratejik bölgesel önemini yeniden canlandırma fırsatını değerlendiriyor.
Soğuk Savaş sonrası düzenin değişmekte olduğu açık. Afganistan ve Irak'ta yürütülen maliyetli savaşları, ABD'nin uluslararası güvenlik meselelerindeki üstünlüğünü sorgulanır hale getirdi.
ÇOK KUTUPLU SİSTEMDE TÜRKİYE FIRSATI DEĞERLENDİRİYOR
Rusya ise sınırlarının dışında hareket etmekten korkmuyor ve Çin de dünyanın en büyük ekonomisi olmak için iyi bir konumda. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ülkesini gelişmekte olan çok kutuplu sistemde önemli bir bölgesel oyuncuya dönüştürme fırsatını değerlendiriyor.
Erdoğan, kuzeydoğu Suriye'ye müdahalesinin ardından, Rusya ile Türkiye'nin güney sınırındaki Kürt unsurlarının çıkarılması konusunda başarılı bir anlaşma müzakere etti. Benzer şekilde, Libya'da Ankara, Moskova ile uzun vadeli bir barış anlaşmasında kilit bir arabulucu oldu.
Kıbrıs'ın enerji kaynakları meselesine gelince, Trablus'ta BM tarafından onaylanan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (GNA) Türkiye'nin desteği, Ankara'yı deniz sınırının belirlenmesinde güçlü bir konuma yerleştirdi.
ERDOĞAN, ABD'Yİ TEKRAR DÜŞÜNMEYE ZORLADI
Erdoğan için sorun yaratma riskine rağmen, Afganistan'daki kriz, Ankara'nın koz elde edebileceği yeni bir bölgesel dinamik yaratıyor. Türkiye'nin Afganistan'daki diplomatik varlığını sürdürme kararı, Erdoğan'ın ABD'nin güvenlik endişelerini tekrar ele almasına yol açtı.
Bu yılki NATO zirvesinin ardından ilgili Türk ve ABD savunma bakanlıkları, ABD'nin çekilmesinden sonra Kabil'de bulunan Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğinin sağlanması konusunda olumlu görüşmelerde bulundu.
Erdoğan'ın Taliban ile havaalanının gelecekteki güvenliğini tartışma girişimi, Türk-ABD ilişkilerini düzeltmeye yönelik önemli bir adımı temsil ediyor. Türkiye, bu tür görüşmeleri yaparken, Biden yönetiminin Afganistan'a insani yardım arzının devam etmesini sağlama hedefini kolaylaştıracak bir konumda.
AVRUPA GÖÇ ANLAŞMASINI GÖZDEN GEÇİRMEK ZORUNDA KALDI
Türkiye'nin Afganistan'daki taahhüdü, Ankara'ya Avrupa Birliği ile oynadığı önemli rolü yeniden canlandırma şansı da veriyor. Ankara, Avrupa'ya düzensiz göçün yönetiminde Brüksel için önemli bir ortak oldu. Son gerginliklere rağmen, Afgan krizinin bir sonucu olarak mülteci akını riski, Brüksel'in Ankara ile 2016 göç anlaşmasını yeniden gözden geçirme baskısı altında olduğu anlamına geliyor.
Bundan tam anlamıyla yararlanan Erdoğan, televizyonda yaptığı bir konuşmada AB'yi ülkesinin 'Avrupa'nın mülteci evi olmak gibi bir görevi, sorumluluğu veya zorunluluğu olmadığı' konusunda uyardı.
Ortadoğu'da İran'ın etkisi, Ankara'yı gerilimi azaltmak için iyi bir konuma getirdi. Tahran, Ağustos ayında NATO'nun geri çekilmesinden önce Afganistan'daki varlığını artırmak için hamleler yaptı.
TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL ÖNEMİNİN ARTMASI HESAPLARI KARIŞTIRDI
Körfez İşbirliği Konseyi, BAE-İsrail anlaşmasının bir sonucu olarak Katar'a yönelik ablukayı kaldırdı. Biden yönetimi İran nükleer anlaşmasını yeniden kurmayı planladığı için, Suudi Arabistan bu yumuşak duruşun Washington ile olumlu ilişkileri körükleyeceğini umuyor. Suudi Arabistan'ın, Afganistan'da İran'a karşı koymak için Türkiye'ye ihtiyacı olacak gibi görünüyor.
Afganistan'daki kriz, Türkiye'nin stratejik bölgesel önemini artıran jeopolitik bir yeniden hesaplamayı zorunlu kıldı. Afganistan'daki Türk diplomatik varlığının devam etmesi, bölgeyi istikrara kavuşturmak için Ankara ile çalışmanın AB ve ABD'nin çıkarına olacağı anlamına geliyor.
ABD-Türkiye ilişkilerinde bir gerilim kaynağı olmaya devam eden Rusya'dan S-400 füze sistemi alımına rağmen Washington, Türkiye'nin Afganistan'daki istikrar sağlayıcı rolünü memnuniyetle karşılayabilir.
Ayrıca, Türkiye'nin Pakistan ile çıkabilecek bir krize yönelik gösterilen çabaları koordine etmesi, Ankara'nın Orta Asya'daki Çin etkisine yanıt vermede de kilit bir rol oynadığı anlamına geliyor. Avrupa Birliği de kendi adına, Türkiye'nin dahiliyetini bölgesel güvenliğin anahtarı olarak görüyor.
TÜRKİYE İLE ANLAŞMAK İÇİN SIRAYA GİRİYORLAR
Körfez ülkelerine gelince, İran'ın Afganistan'da ortaya koyduğu zorluk, Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini geliştirmek için iyi bir konumda olduğu anlamına geliyor. Katar ablukasının sona ermesi, Türkiye-Suudi ilişkilerinin yeniden inşasının önündeki önemli bir engeli kaldırdı.
Riyad'ın müttefiki Mısır da Doğu Akdeniz'deki gaz kotaları konusunda Türkiye ile uzlaşmaya varma isteğini dile getirdi. Son olarak, yaz aylarında BAE, ekonomisinin Kovid-19 salgını nedeniyle darbe almasından sonra Türkiye ile yeniden ilişki kurmak için hamleler yaptı.
Soru, Erdoğan'ın Batı ve Körfez ile ilişkileri normalleştirme çabalarını geliştirip geliştiremeyeceğidir. Afganistan'daki durum kötüleşirken, Türk Cumhurbaşkanı bunu yapacak güçlü bir konumda bulunuyor.