21.09.2022 - 11:30 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Rusya'nın Ukrayna'da işgal altında tuttuğu dört bölgede referanduma gidileceğini ilan etmesi yeni bir sayfa açtı, Vladimir Putin'in salı günü yapması beklenen duyuru bu sabah dünyaya ilan edildi.
Kremlin, sekiz yıl önce Ukrayna toprağı Kırım'da uyguladığı taktiği bir kez daha hayata geçiriyor. Doğudaki Donetsk ve Lugansk'ın yanı sıra güneydeki Herson ve Zaporijya'da, Rusya'ya katılmak için 23 Eylül'de oylama başlayacak.
Referandum haberlerinin gelmesiyle Rus borsaları çakıldı. Borsalardaki düşüş, işgalin başladığı Şubat ayından bu yana en ciddi seviyeye ulaştı.
Halihazırda Rus işgalciler Herson bölgesinin yüzde 95'ini kontrol ediyor. Avrupa'nın en büyük nükleer santraline ev sahipliği yapan Zaporijya'da ise haftalardır çatışmalar dinmiş değil.
Rus işgalciler hem Herson hem de Zaporijya'da yaz mevsiminde referandum planlıyordu ancak hazırlıkları aylardır süren oylama Ukrayna'nın karşı taarruzuna takıldı.
Ukrayna ordusu, Ağustos ayının sonunda Herson'da karşı saldırı başlattı. Ancak asıl sürpriz, doğuda, Rusya sınırında bulunan Ukrayna'nın en büyük ikinci kenti Harkov'daki karşı taarruz oldu. Ukrayna birlikleri, günler içinde neredeyse Harkov bölgesinin tümünü Rus işgalcilerden temizledi.
Halihazırda Ukrayna birlikleri Lugansk bölgesinin kilit şehirleri Severodonetsk ve Lysychansk sınırlarına dayandı. Lugansk Bölge Valisi Sergey Gayday, "Yapabilecekleri tek şey alelacele sahte referandumlar düzenlemek" deyip ekledi:
"Cephe hattının olduğu bu bölgelerin sınırlarını belirlemek istiyorlar. Böylelikle işgalden kurtarılan bölgeler, Ukrayna’nın Rusya’ya doğrudan saldırısı olarak ilan edilebilecek."
Donestk ve Lugansk'ta köşeye sıkışan Rus birlikleri, Ukrayna köylerine termit bombaları atıyor. Ozerne köyüne gece yarısı düşen termit bombalarının parıldayıp gökyüzünü aydınlattığı görüldü. Ukrayna ordusu tarafından Eylül ayı başında kurtarılan köye atılan termit bombası, insansız hava aracı tarafından görüntülendi. 12 saniyelik video kaydı, Ukrayna milletvekili Roman Hryshchuk tarafından paylaşıldı.
Ölümcül bir kimyasal karışım olan bomba, kıyamet sahnelerine yol açıyor. Rus birliklerinin Ukrayna'da BM-21 Grad veya BM-30 Smerch çoklu roketatarları kullanarak termit bombaları attığı tahmin ediliyor.
Putin, Rus yanlısı ayrılıkçıların kontrol ettiği Donetsk ve Lugansk'ta kurulan kağıt üstündeki yönetimlerin bağımsızlığını Ukrayna'ya saldırmadan iki gün önce tanımıştı.
Rusya lideri Putin'in Salı akşamı yapacağı konuşma ise aniden iptal edildi. Russia Today'in genel yayın yönetmeni, Kremlin'in propaganda şefi Margarita Simonyan, Telegram hesabından hayal kırıklığını paylaştı, "Yatağa gidin" yazdı.
Bir diğer propagandist Vladimir Solovyov ise, Rus liderin yarın konuşacağını yazdı.
İngiliz medyası, Putin'in Ukrayna hakkında yapacağı en büyük konuşmanın 'gizemli' bir şekilde iptal edildiğini yazıyor. Ukrayna'da bataklığa saplanan Rus liderin konuşmada 'tam seferberlik' ilan etmesi bekleniyordu.
Putin bu sabah ekrana çıktı ve kısmi seferberlik ilan etti, "Batı ülkemizi yok etmek istiyor. Rusya ve bölgeleri savunmaktan söz ediyoruz" dedi. Kısmi seferberlik emrini imzaladığını duyuran Putin, bu akşam yeni dönemin başlayacağını söyledi.
Rus lider, kısmi seferberlik hamlesini Ukrayna’da işgal ettikleri toprakların güvenliğini sağlamak için almak zorunda kaldıkları acil bir karar olarak niteledi.
Seferberliğe katılan tüm Ruslar, asker statüsünde olacak. Hedeflerinin Donbas'ın 'özgürleştirilmesi' olduğunu savunan Putin, bölgedeki gönüllü milislere yasal statü kazandırılması için emir verdiklerini aktardı.
Rus lider, Rusya işgali altında referanduma gidileceği duyurulan bölgelerde yaşayan insanları desteklediklerini de kaydetti:
Bazı NATO ülkeleri bize karşı nükleer şantaj yapıyor. Batıya söylüyorum: 'Yanıt vermek için çok silahımız var, bu bir blöf değil.' Bize nükleer şantaj yapmaya kalkan herkes, rüzgar gülünün kendisine dönebileceğini bilmelidir. Halkımızı korumak için tüm kaynaklarımızı kullanmak zorundayız.
Ukrayna'da işler hiç de istediği gibi gitmeyen Putin, geride kalan yedi ayda kısmi ya da tam seferberlik ilan edilmesine direnmişti. Putin, haftalar önce Rus ordusundaki asker sayısını 137 bin artıracak başka bir kararname imzalamıştı.
Ukrayna'daki savaşta 70 bin askeri ölen ya da yaralanan Rus ordusu, yaz mevsimini cepheye gönderilecek gönüllü arayarak geçirdi. Rusya'nın neredeyse her şehrinde gönüllü askerlik ilanları vardı.
Kremlin, Ukrayna iÅŸgalini 'özel askeri operasyon' olarak adlandırıyordu, ta ki bugüne kadar. 'Kısmi seferberlik' ilanıyla Ukrayna'daki muharebe alanında daha fazla askere ihtiyaç olduÄŸu açık ÅŸekilde kabul edilmiÅŸ oldu.Â
Â
Putin'den sonra konuşan Savunma Bakanı Sergey Şoygu ise, Ukrayna'da Batılı ülkelerle savaştıklarını savundu ve geride kalan yedi ayda 5 bin 937 asker kaybettiklerini söyledi. Rusya, son olarak Mart ayı başında 1300 civarında askerinin Ukrayna'da öldürüldüğünü açıklamıştı.
25 milyon asker kaynağına sahip olduklarını belirten Şoygu, 300 bin kişinin askere alınacağını açıkladı.
Rusya'da 18-27 yaş arasındaki erkekler bir yıllık zorunlu askerlik hizmetine tabi tutuluyor. Ancak öğrenci olduğunu kanıtlayanlar ya da sağlık sorunlarını gösterenler zorunlu askerlikten muaf tutuluyor.
Ülkede zorunlu askerlik dışında yeni askere alımlar oldukça düşük seviyede. Zorunlu askerlik yapanların Rusya dışında görev yapma yükümlülükleri bulunmuyor.
Rusya topraklarında 'işgal', 'istila' ve 'saldırı' gibi kelimelerin kullanılması yasak.
BBC'nin Moskova’daki muhabiri Will Vernon, kısmi seferberlik açıklamasının Rusları endişelendirdiğini söylüyor. Vernon’a göre çok sayıda Rus, özellikle de genç profesyoneller, bir an önce ülkeyi terk etmeye çalışacak.
Vernon kararın ardından Rus borsasının sert bir ÅŸekilde düştüğünü, yurt dışına uçak bileti satışlarında ise artış olduÄŸunu aktarıyor. Â
Kiev'den Putin'in 'kısmi seferberlik' ilanına tepkiler gelmeye başladı. Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, öğle saatlerinde yaptığı açıklamada Moskova'ya yanıt verdi. "Rusya'nın nükleer silah kullanacağına inanmıyorum" diyen Ukrayna lideri, Putin'in Batılı ülkelere uyarılarının bir 'şantaj' olduğunu söyledi.
Alman Bild gazetesine konuşan Zelenskiy, "Tüm topraklarımızı işgalden kurtaracağımıza eminim" ifadesini kullandı.
Vladimir Zelenskiy'nin yakın danışmanı Mikhail Podolyak, Rusya'nın seferber edilmesinin öngörülebilir bir adım olduğunu söyledi ve kararı "Savaşın Putin'in planladığı gibi gitmediğini gösteriyor" sözleriyle değerlendirdi. Podolyak, yayınladığı mesajda, Putin'in "sebepsiz bir savaş" başlatmanın ve Rusya'nın kötüleşen ekonomik durumunun suçunu Batı'ya yüklemeye çalıştığını ifade etti.
NÃœKLEER TEHDÄ°DE DÃœNYADAN TEPKÄ° YAÄžDI
Putin'in nükleer silah kullanmayı ima eden sözleri, Batılı ülkelerin yanı sıra Çin'de de yankı buldu. ABD, Putin'in 'sorumsuz' nükleer tehdidini ciddiye aldıklarını duyurdu.
ABD'nin Kiev Büyükelçisi Bridget Brink, kararın "Rusya'nın zayıflığının ve başarısızlığının işareti" olduğunu kaydetti. Brink Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Sahte referandumlar ve seferberlik Rusya'nın zayıflığının ve başarısızlığının işaretleridir. ABD, Rusya'nın sözde ilhak ettiği Ukrayna toprakları üzerindeki hak iddiasını asla tanımayacak ve ne kadar sürerse sürsün Ukrayna'nın yanında durmaya devam edecektir" diye yazdı.
Çin Dışişleri Bakanlığı, tüm tarafları diyalog ve iştişarelere katılmaya, güvenlik endişelerini gidermeye çağırdı.
İngiltere Dışişleri Bakanı Gillian Keegan, Vladimir Putin'in tehdidini "ürpertici" olarak nitelendirdi ve bunun "Putin'in yalanlarından daha fazlası" olduğunu söyledi.
BBC'ye konuşan Keegan "Bu ciddi bir tehdit ama daha önce yapılmış bir tehdit" dedi. Putin'in yorumlarının "ciddiye alınması" gerektiğini ve nükleer silah kullanma tehdidi karşısında sakin olmaya çağrıldığını da sözlerine ekledi.
Çekya Başbakanı Petr Fiala da açıklama yaparak "Putin'in ilan ettiği kısmi seferberlik, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşı daha da tırmandırma girişimidir ve Rusya'nın tek saldırgan olduğunun bir başka kanıtıdır. Ukrayna'ya yardım etmek gerekiyor ve kendi çıkarımız için buna devam etmeliyiz" dedi.
Alman Şansölye Yardımcısı Robert Habeck da Rusya'ya tepki göstererek, "Rusya'dan bir başka kötü ve yanlış adım, elbette nasıl yanıt verileceği konusunda siyasi olarak tartışacağız ve istişare edeceğiz" dedi.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise, ilan edilen kısmi seferberliğin Kremlin'deki paniğin bir işareti olduğunu söyledi.
Rus devlet televizyon kanalı Rossiya 1'in sunucularından Olga Skabeyeva ise, Rusya'nın Kraliçe II. Elizabeth'in cenaze törenine nükleer saldırı yapması gerektiğini söyledi. Putin'in 'demir bebeği' olarak bilinen Skabeyeva, dünya liderlerinin katıldığı cenaze töreninin harika bir hedef olacağını belirtti: "Bugün yapmalıydık, herkes cenaze törenindeydi."
Spikerin yorumu, programın konukları arasındaki eski Rus general Andrey Gurulev'in "Birçok hedefimiz var. Almanya'daki Ramstein hava üssü cüsseli bir hedef ama bekleyebilir. Kötülüğün anası İngiltere dururken neden Almanya ve Ukrayna'ya nükleer füze atalım?" sözlerinin ardından geldi.
96 yaşında hayatını kaybeden Kraliçe Elizabeth'in cenaze törenine başta ABD lideri Joe Biden olmak üzere onlarca devlet başkanı ve ülke temsilcisi katılmıştı.
37 yaşındaki spiker Skabeyeva, daha önce de eşi benzeri görülmemiş yorumlarıyla dünya gündemine gelmiş bir isim. Sunucu, Rusya'nın Karadeniz Filosu'nun en büyük gemisi Moskva'nın Ukraynalılar tarafından batırıldığı günlerde "Üçüncü Dünya Savaşı başladı" demişti.
Moskova'nın referandum hamlesi dünya çapında yankı buldu. Beyaz Saray, Rusya tarafından organize edilen referandumların egemenlik ve toprak bütünlüğü ilkelerine 'hakaret' olduğunu açıkladı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Berlin yönetiminin söz konusu referandum sonuçlarını tanımayacağını ilan etti.
Fransa lideri Emmanuel Macron, referandumların hiçbir yasal etkisi olmayacağını vurgulayıp Moskova'nın kurduğu sandıkları 'alaycı bir parodi'ye benzetti, "Donbas'ta referandum yapma fikri bu kadar dramatik olmasaydı komik olurdu" dedi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 'hayali' referandumların çatışmaların tırmanmasına yol açacağını kaydetti, seçimlerin hiçbir meşruiyetinin olmayacağını belirtti.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, referandumları ilhaka meşruiyet sağlamak için tasarlanmış 'danışıklı dövüş' olarak niteledi, kurulan sandıkların hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini belirtip işgal altındaki bölgeleri özgürleştirmeyi sürdüreceklerini söyledi.
Moskova tarafında ise işgalin başından bu yana en şahin çıkışları yapan isim olan Dmitri Medvedev, referandumların söz konusu dört bölge için 'geri döndürülemez' olacağını savundu. Resmi unvanı Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olan Medvedev, bölgelerin Rusya'ya dahil olmasıyla Moskova'nın 'meşru müdafaa' doktrini altında onları koruyabileceğini belirtti: "Anayasamızda yapılacak değişikliklerin ileride herhangi bir Rus lider ya da yetkili tarafından geri döndürülmesi mümkün olmayacak."
Rusya DışiÅŸleri Bakanı Sergei Lavrov ise, iÅŸgalin başından beri bölgedeki halkların, kendi kaderlerini tayin etmeleri gerektiÄŸini söylediklerini savundu, "Mevcut durum da insanların kendi kaderlerini belirlemek istediÄŸini doÄŸruluyor" cümlesini kurdu.Â
Moskova, 2014 yılında Birleşmiş Milletler (BM), Batılı ülkeler ve Türkiye'nin de tanımadığı bir referandumla Kırım'ı ele geçirmişti. Kırım'daki 'sonucu baştan belli' referandumda, seçmenler oy pusulasındaki iki seçenekten birini işaretlemişti:
1 milyon 300 bin civarında seçmenin kayıtlı olduğu bölgenin yüzde 58’ini Ruslar, yüzde 25’ini Ukraynalılar, yüzde 13’ünü Kırım Tatarları, geri kalanını da diğer etnik gruplar oluşturuyordu. Kırım Tatarlarının boykot ettiği referandumda, Moskova beklendiği gibi istediği sonucu almıştı.
 Yedinci ayını doldurmak üzere olan Ukrayna'daki savaşta, birkaç kez kırılma noktası yaşandı. Bunlardan ilki, Rus işgalcilerin birkaç haftada Kiev çevresinden püskürtülmesiydi. Moskova, işgalin ilk günlerinde Kiev'i ele geçirip Ukrayna'da tamamen bir kukla rejim kurmayı hedefliyordu.
İlkbaharda Rus güçleri neredeyse haritadan sildikleri Azak Denizi kıyısındaki liman kenti Mariupol'ü işgal ederek Kırım ve Donbas arasındaki kara bağlantısını kurdu.
Doğu cephesinde ise kardeş şehirler Severodonetsk ve Lysychansk'ın el değiştirmesiyle Lugansk bölgesi tamamen Rusların kontrolüne geçti.
Özellikle Amerikan HIMARS füze sistemlerinin Ukrayna'ya ulaşmasıyla, yaz başında tablo değişti. Ukraynalılar önce Donbas'taki Rus ilerleyişini durdurdu, ardından da yaz sonuna doğru karşı taarruza geçti.