Dünya Ticaret Örgütü Zirvesi'nin yapıldığı Seattle'ı savaş alanına döndüren binlerce eylemci, toplantının başlamasını engelleyince, kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi
"Korumamız gereken bir kent, başlatmamız gereken bir konferans var..." Seattle Belediye Başkanı Paul Schell, önceki gün kentte "olağanüstü hal" ilan edildiğini ve gece sokağa çıkma yasağı uygulanacağını açıklarken böyle diyordu. Aslında, Dünya Ticaret Örgütü'nün (WTO) 135 ülkeden bini aşkın yetkiliyi Başkan Bill Clinton'ın ev sahipliğinde buluşturan zirvesinin, protestolar arasında yapılacağı başından belliydi. Ancak beklenmeyen, Pasifik kıyısındaki bu yağmurlu liman kentinde toplanmış 50 bini aşkın göstericiden bir kısmının işi şiddete dökmesi ve ABD'de 1968 olaylarından beri yaşanmamış boyuttaki sokak eylemleriyle, zirvenin başlamasını engellemesiydi.
Seattle'da salı günü yaşanan tam da bu oldu: Beş bin kadar eylemci, WTO Zirvesi'nin yapılacağı Konferans Merkezi'ne giden yolları keserek, delegelerin toplantı yerine ulaşmasını önlediler. Seattle polisi, göstericileri gözyaşartıcı bomba ile dağıtmaya çalışınca, bu kez çeşitli gruplar ana caddelerde oturma eylemi başlattılar, çöp varillerini ters çevirdiler, sokaklarda barikatlar kurdular, varil ve otomobilleri yaktılar, çevredeki dükkan ve lokantalara saldırıp camlarını kırdılar, birçok işyerini yağmaladılar. Seattle'ın hiç alışık olmadığı bu sahneler, hem kent sakinleri, hem de uluslararası heyetler açısından ciddi bir güvenlik riski doğurdu.
ABD'nin WTO'daki heyetine başkanlık eden Ticaret Temsilcisi Charlene Barshevsky dahil birçok yetkiliye, otellerinden çıkma izni verilmedi.
Medya mensuplarının, eylemleri yakından izlemesi de güvenlik gerekçesiyle engellenirken, zirve için kurulan uluslararası basın merkezinde günboyu mahsur kalan gazeteciler, Konferans Merkezi'nin çevresindeki otellerine ancak sokağa çıkma yasağının başladığı geceyarısından sonra gidebildiler. Başkan Clinton'ın kaldığı otel çevresindeki olağanüstü güvenlik önlemleri, kent merkezine özel taşıtların girmesini engellediğinden birçok medya mensubu, kamera, bilgisayar ve bavullarını yollarda sürükleyerek otellerine yayan ulaşmak zorunda kaldı.
Ulusal Muhafız devrede
Önceki gün öğle saatlerinde yapılması planlanan resmi açılış toplantısının gerçekleşemeyeceğinin anlaşılması ardından, kentteki güvenlik önlemleri artırıldı.
Seattle Polisi'nin göstericileri durdurmakta yetersiz kalması üzerine, federal hükümete bağlı Ulusal Muhafız Gücü devreye girdi. Ulusal Muhafız Gücü komutanlarından Rob Harper, amaçlarının gösterileri engellemek olmadığını belirterek, "Barışçı çerçevede kaldığı ve toplantının yapılmasını engellemediği sürece göz yumacağız. Ancak şiddet uygulayanları durduracağız" dedi. Ulusal Muhafız Gücü'nün ateşli silah kullanmayacağı ve gözaltı yetkisi olmadığı da açıklandı. Ancak polis, önceki sabah itibariyle dükkanları yağmalayan 60 kişiyi gözaltında tuttuğunu bildirdi.
Sosyalist geçmişli kapitalist kent
WTO Zirvesi'ne ev sahipliği yapan ABD'nin Seattle kenti, ülkenin ticaret hacmi en büyük kentlerinden olmasına rağmen, sosyalist geçmişiyle öne çıkıyor. Bu yüzden kent, "sosyalist bir geçmişe sahip kapitalist kent" olarak tanımlanıyor. Günümüzde Boeing, Microsoft, Sturbucks ve Amazon.com gibi dev şirketlere ev sahipliği yapan Seattle, geçmişinde de ABD tarihinin en geniş katılımlı genel grevine sahne oldu. Tarihçiler 1919'da Seattle'de gerçekleştirilen genel grevin ülke siyasi yapısında önemli bir dönüm noktası olduğu konusunda birleşiyor. Kent, 60'lı yıllarda da savaş karşıtlarının yanı sıra insan hakları savunucularının, çevrecilerin dev gösterilerine de sahne oldu.
Yüzde 75'i beyaz ırktan olan Seattle'da azımsanmayacak ölçüde Çinli, Japon, Filipinli, Vietnamlı, Etiyopyalı Somalili ve Rus yaşıyor. ABD'nin en hızlı büyüyen üçüncü kenti olan Seattle halkının neredeyse yüzde 60'ı bu kente göç yoluyla geldi.
Budisti de var, anarşisti de...
ABD'nin alışık olmadığı bu sokak eylemlerinin kahramanları kim? Global kapitalizmin öncüsü olan ülkede, büyük ölçüde bu sistemin sağladığı yüksek refah düzeyinde yaşayan ve siyasete ilgisizliğiyle tanınan orta sınıf nasıl oldu da, birdenbire bu sistemi protesto etmek için sokaklara döküldü?
Seattle'de "Kapitalizme Karşı Karnaval" diye adlandırılan gösterileri düzenleyenler çok geniş bir yelpazeyi yansıtıyor. Şiddet eylemlerine doğrudan katılanlar, 50 bini aşkın göstericiden sadece birkaç bini. Bu gruplar, "kapitalizm ve
devlet karşıtı" olduklarını ilan ediyorlar ve kendilerine "anarşist" diyorlar. Ancak birçoğunun herhangi bir örgüt üyesi olmadığı, büyük ölçüde kendiliğinden bir protesto hareketinin parçası haline geldikleri anlaşılıyor. Hemen hepsi ABD vatandaşı, Anglo - Sakson kökenli, beyaz ve orta gelir grubundan. Daha ziyade 18 - 40 yaş arasında oldukları gözleniyor.
"Anarşistler" dışında da çok etkin gösterici gruplar var. Amerikan İşçi Sendikaları Federasyonu'ndan Greenpeace örgütüne, Tibet Budizminin batılı takipçilerinden Katolik Kilisesi çizgisindeki sağ gruplara, Doğrudan Eylem Örgütü'nden Üçüncü Dünya Dostları'na kadar birçok farklı renk ve ses.
Bunlardan küçük bir bölümü, ulusal sınırların dış ticarete ve yatırıma kapanması gibi pek de mümkün olmayan talepler getiriyor. Geniş kesimler ise "çocuk emeğinin sömürülmesi, toplu sözleşme hakkının ihlali, yağmur ormanlarının katli vb." konularda WTO'nun devreye girmesini, üyelerin belirli standartlara zorlamasını istiyor.
Türk heyeti sokağa rağmen...
Seattle sokaklarını savaş alanına çeviren gösterilere rağmen biraraya gelmeyi başaran Türkiye, Avrupa Birliği (AB), Japonya, Güney Kore ve Macaristan heyetleri, Seattle gündemindeki tıkanıklığın aşılması için, yeni ve geniş kapsamlı küresel ticaret görüşmelerinin yapılması konusunda ortak bir belge hazırladı.
Ortak belge, gelecekte ticaret görüşmeleri önünde görüş ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan tıkanıklığı aşmak amacıyla AB'nin girişimi sonucu ortaya çıktı. Geniş kapsamlı küresel ticaret görüşmelerinin başlanmasını içeren ortak belgeye imza koyan ülkeler, dünya ihracatının yüzde 30'unu elinde bulunduruyor. Yeni görüşmelerin kapsamını daraltmak isteyen ABD ve diğer WTO ülkelerinin, geniş kapsamlı ticaret görüşmelerinin başlanması fikrine karşı çıkması bekleniyor.
Cenevre'de, Seattle toplantılarına hazırlık amacıyla sürdürülen görüşmelerde anlaşmazlıkla sonuçlanması, WTO'nun Seattle görüşmelerinde de bir anlaşmaya varılmasını güçleştiriyor. ABD'li yetkililer, gösteriler nedeniyle "üzgün" olduklarını vurgularken, Seattle toplantılarının tarım, hizmet ve diğer sektörlerde ticaretin serbestleştirilmesine ilişkin görüşmelerin bu hafta içinde başlayabileceğine inandıklarını ifade ediyor.
Tunca Toskay otelde hapis
Dünya Ticaret Örgütü'nün Seattle'da başlayan zirvesini hedef alan kitlesel protestolar toplantıda Türkiye'yi temsil etmek üzere ABD'ye giden Devlet Bakanı Tunca Toskay'ın da otele kapanmasına neden oldu.
Toskay, toplantı başlamasına karşın konferans merkezine gitmelerine "güvenlik gerekçesiyle izin verilmemesinden yakındı. Kendi konuşmasını yapmak üzere "konferans merkezine gitmeye çalışacağını" belirten Toskay, telefonla Seattle'a bağlanan NTV'de durumu şöyle anlattı:
"Konuşmalar başlamasına rağmen dışarı çıkarılmadığımız için konferansı oteldeki televizyondan izleyebiliyoruz. Toplantının yapıldığı Convention Center'a gitmemize izin verilmeyince güvenlik görevlileriyle aramızda ihtilaf çıktı. Hem toplantıya katılamayacağımızı söyleyip, hem de konferansı başlatmaları, gösterilerin etkisini dikkate alıp iyi bir organizasyon yapamadıklarını gösteriyor. Bu noktaya geleceğini tahmin edip toplantının engellenmesini önleyebilirlerdi. Akşam otelden çıkmamıza razı oldular, ancak güvenliğimizi garanti edemeyeceklerini belirterek kağıt imzalatmak istediler. Biz imzalamadık, ancak diğer ülkelerden bazı temsilcilerle birlikte otelden ayrıldık. Konferans merkezine gitmemiz gerçekten çok zor oldu. Kendi imkanlarımızla gittik. Dışarı çıktığımızda bu kez gözlerimiz yaşlarla doldu. Göstericilere karşı kullanılan göz yaşartıcı bomba ve biber gazı gözlerimizi yaktı. Bunun üzerine derhal arabalara bindik. Akşam da, gün ağarıncaya kadar sokağa çıkma yasağı ilan ettiler. Benim yarın sabah konferans merkezinde konuşmam var. Ne yapıp edip yetişmeye çalışacağım."