07.08.2024 - 17:11 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
Sapkın milyoner bir aile tarafından yaklaşık 26 yıl boyunca köle olarak tutulan bir adamın, kendisine yeterli tazminatı vermeyi reddettiği için İngiliz hükümetine dava açmasından sonra 352 bin sterlin (yaklaşık 14.980.671 Türk Lirası) almasına karar verildi.
Gerçek ismi gizli tutularak 'Kurban A' olarak adlandırılan zavallı adam, Rooney ailesi tarafından İngiltere'deki popüler bir gezgin bölgesinde dövüldü, yemek artıklarını yemeye zorlandı ve pis koşullarda bir karavanda yaşamaya mahkum edildi.
11 kişilik sapkın aile, çoğu evsiz veya öğrenme güçlüğü çeken erkeklerden oluşan bir dizi kurbana kabus dolu günler yaşattıktan sonra 2017 yılında hapse atıldı.
Rooney ailesi, dört milyon sterlinlik bir servete sahipti ve 2019'daki bir duruşmada, çoğunluğu kurbanlarına olmak üzere, yalnızca bir milyon sterlin ödemelerine hükmedildi. Ancak ellili yaşlarındaki 'Kurban A', tazminat için o kadar uzun süre bekledi ki, onu kaçıranlar artık hapisten serbest bırakıldı.
Mahkeme, 'Kurban A'ya yalnızca 12.428 sterlin teklif etti ve bu da ailesinin Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kuruma dava açmasına yol açtı. Yedi yıl sonra, adam 352 bin sterlinlik tazminatını almaya hak kazandı.
'Kurban A' ile birlikte köle olarak tutulan diğer on beş adam, aynı tazminat seviyesini talep edemeden hayatlarını kaybetti. İçlerinden biri, ailesinin haberi dahi olmadan öldü. Aile daha sonra cenazesini kaçırdıklarını öğrendi.
Dolandırıcılık ve kölelik suçlamalarından hüküm giyen 11 kişi, Barbados'a tatile gitti, estetik ameliyat oldu ve hatta kurbanlarının üstünden kazandıkları futbol okuluna para harcadı.
18 ila 63 yaşlarındaki kurbanlar, 2014 yılında güvenlik güçlerinin düzenlediği baskınların ardından özgürlüğüne kavuştu. Bazı çete üyeleri ayrıca dört yaşlı ev sahibini hedef aldı, mülklerini kendi adlarına devretmelerini sağladı ve bu mülklerden üçünü kar amacıyla sattı.
Rooney ailesinin üyeleri, yiyecek ve konaklama karşılığında iş teklif ederek sokaklarda ve barınaklarda kurban arıyorlardı. Kurbanlar, ısıtma, su ve tuvalet gibi temel ihtiyaçlara çok az veya hiç erişimleri olmadan, bakımsız, harap durumdaki karavanlarda veya kulübelerin yanındaki ahırlarda yaşamaya zorlandılar.
Kurbanlar Rooney'lerin işletmelerinde çalışmaya zorlandı. Polis, kurbanların 'kötü beslendiğini' genellikle aç kaldıklarını veya saatlerce zorlu işlerde çalıştırılmalarına rağmen 'ailenin artıkları' yemeye zorlandıklarını söyledi.
Kurbanlar bu koşullara mecbur edilirken, sapkın aile; Avustralya, Mısır ve Meksika'ya lüks tatillerin, yüksek performanslı lüks arabaların, spa günlerinin tadını çıkarıyordu.
Avukatlar, esir tutulan kurbanların çoğunun yeterli tazminatı talep edemeden ölmesi üzerine eleştirilerini dile getirdi. Avukat Jamila Duncan-Bosu, "Tazminat insan ticareti mağdurları için; rehabilitasyon, hayatlarını yeniden kurmalarına yardımcı olmak ve bu sömürü döngüsünü durdurmak için çok önemli" dedi.