09.10.2023 - 07:12 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - ABD’nin 1991 yılında önderlik ettiği uluslararası koalisyonun gerçekleştirdiği Çöl Fırtınası Operasyonu ile işgal ettiği Kuveyt’ten zorla çıkarılan ve ordusu ağır yara alan Saddam Hüseyin liderliğindeki Irak, 2003 yılında yine ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon tarafından işgal edildiğinde 24 yıl süren Saddam iktidarının da sonu geldi. Kısa süre içinde ciddi bir direnişle karşılaşmadan önce başkent Bağdat’a giren ABD askerlerinin Firdevs Meydanı'ndaki Saddam heykelini yıkmaya başlaması Irak’ta başlayan 'yeni dönem'in en büyük sembollerinden biri oldu. Ancak bu yeni dönemin içinde Saddam iktidarından kalan ve günümüze kadar ulaşan bazı silinmez izler Irak’ta bir yerlerde varlığını sürdürmeye devam ediyor.
60'INCI DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLUYORDU
Takvimler 1990’lı yılların sonunu gösteriyordu. 1991 yılında ABD’nin önderliğindeki uluslararası koalisyon güçlerinden ağır darbe almış ve ordusunun büyük bir bölümünü kaybetmiş olan Irak diktatörü Saddam Hüseyin'den duyanları şaşkına çeviren bir açıklama geldi.
1997 yılında 60'ıncı doğum gününü kutlayan Saddam Hüseyin, birçok tehlike ve belayı sorunsuz atlattığı için Allah’a şükretmek adına kendi kanından bir Kur'an-ı Kerim yazılmasını emretti. Kimilerine göre büyük oğlu ve varisi olarak Uday Hüseyin’e yönelik gerçekleştirilen suikast girişiminin de başarısız olmasının ardından daha da dindar bir profil haline gelen Saddam’ın bu isteği kısa süre içinde yerine getirilecekti. Bu amaçla belirli dönemlerde Saddam Hüseyin’in vücudundan alınan 27 litre kan hat sanatçısı olan Abbas Şakir Joudi el-Bağdadi’ye teslim edildi. Abbas, uzun süren bir çalışmanın ardından yaklaşık 600 sayfalık Kur’an-ı Kerim’i tamamladı ve Saddam Hüseyin’e teslim etti.
ÇEVRE ÜLKELERDEN KINAMA GELMİŞTİ
Kur’an-ı Kerim’in teslim edilmesinin ardından Irak devlet televizyonunda yayınlanan bir açıklamasında Saddam, "Hayatım, kanımın dökülmesi gereken hadiselerle dolu ancak çok az kanım döküldü. Allah’a şükretmek için bir hattattan kanımla bir Kur’an-ı Kerim yazmasını istedim" dedi.
Saddam'ın bu adımı, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi birçok ülke tarafından kınanmış, birçok dini otorite yapılanın doğru olmadığı yönünde açıklama yapmıştı.
DÜNYA BASINI DA KONUNUN TAKİPÇİSİYDİ
ABD işgalinin ardından Saddam yönetiminin devrilmesiyle birlikte Irak'tan ayrılan ve ABD'ye yerleşen hattat Abbas Şakir Joudi el-Bağdadi, soyadını Joudi olarak değiştirdi. Abbas Şakir, ABD'de yaptığı konuşmalarda Saddam'ın vücudundan alınan 26 ila 27 litrelik kan ile bir Kur'an-ı Kerim yazdığını doğrulasa da birçok kişi bu olayın doğruluğunu sorgulamaya devam etti.
Kimilerine göre kullanılan kanların tamamı Saddam'a ait değildi ve birden fazla kişiden alınan kanlar kullanılmıştı. Daha önce Saddam'ın isteği ile kendi kanı kullanılarak yazılan Kur'an-ı Kerim'i araştırmaya başlamış olan dünya basını da konunun takipçisiydi. 14 Aralık 2002'de İngiltere merkezli basın kuruluşu Telegraph Gazetesi'nin muhabiri David Blair, konu ile ilgili yaptığı araştırmalarda Saddam Hüseyin'in iki yıl boyunca 3 litre kan bağışladığını ve Kur'an-ı Kerim'in bu kan ile karıştırılan özel kimyasallarla yazıldığı sonucuna ulaştığını açıkladı.
BIRAKTIĞI İZLER TARTIŞMA KONUSU OLDU
2003 yılında Irak yönetiminden uzaklaştırılan Saddam Hüseyin, 13 Aralık 2003'te doğduğu şehir olan Tikrit yakınlarında bulunan bir çiftlik evinde ABD ordusuna bağlı birlikler tarafından bir sığınakta yakalandı. Haziran 2004'e kadar, 11 üst düzey Baas yöneticisiyle beraber Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki bir ABD üssünde tutulan Saddam Hüseyin, 29 Haziran 2004 tarihinde Irak yönetimine teslim edildi.
İşgalin ardından göreve başlayan Irak Geçici Hükûmeti'nce kurulan Irak Özel Mahkemesi'nde ilk kez 30 Haziran 2004'te yargıç karşısına çıkarılan Saddam, başta insanlığa karşı suçlar olmak üzere cinayet, işkence ve yasa dışı tutuklamadan suçlu bulunarak idam cezasına çarptırıldı. Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk gününde saat sabah 06.00’da Bağdat’ın kuzeyinde asılarak idam edildi. Saddam'ın ölümünün ardından hâlâ onun dönemini hatırlatan izler de tekrar tartışma konusu oldu. Tartışılanlar arasında Saddam'ın isteği üzerine yazılan özel Kur'an-ı Kerim'de bulunuyordu.
NE YAPILACAĞINA HENÜZ KARAR VERİLMEDİ
Aralık 2010'da uluslararası birçok haber ajansı, Saddam'ın isteği üzerine yazılan Kur'an-ı Kerim’in, Irak siyasetinde tartışmalı bir konu haline geldiğine dair haberler yayımladı. Amerika Kan Merkezleri'nin başkan yardımcısı Celso Bianco, bu konuda yazdığı yazıda Saddam'ın sadece 2 yıl içinde 27 litre kan bağışladığı iddiasına inanmanın güç olduğunu belirtti.
Kanla yazılmış olan Kur’an-ı Kerim, Saddam döneminde sembol olan camilerden biri olan Ümmü'l-Kurâ Camii’nin bodrum katında özel bir odada kilit altında tutulmasına karar verildi. Günümüzde hâlâ aynı odada saklandığı tahmin edilen Kur’an-ı Kerim’in bugün ziyarete kapalı olduğu biliniyor.
Odanın 3 anahtarı olduğu ve bu anahtarların bir din görevlisi, şehrin emniyet müdürü ve kim olduğu bilinmeyen üçüncü bir kişide olduğu iddia ediliyor. Kan ile yazıldığı açıklanan Kur’an-ı Kerim’in ziyaret edilmesi için Irak hükümetinden özel izin alınması gerektiği iddia ediliyor.