02.10.2022 - 17:44 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
ABD, 16 Eylül’de 2023 yılı için Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne yönelik silah ambargolarını kaldırdı. Bu durum, ABD’nin Yunanistan ile Türkiye arasında gözettiği dengeyi Yunanistan lehine değiştirdiği yönünde tartışmaları daha da alevlendirdi. Washington’ın 16 Eylül’de Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne yönelik ambargoların kaldırıldığının açıklanmasından kısa süre sonra ABD ile Rum Kesimi, "Askeri Alım ve Kuvvetler Arası İş Birliği Anlaşması"na imza attı. Bu anlaşma kapsamında ABD savaş gemileri, Rum Kesimi limanlarında ikmal yapabilecek ve Rum birliklerinin eğitimi, teçhizat ihtiyaçları konusunda Rum yönetimi ABD’den askeri alım yapabilecek. ABD, bu anlaşmayla Rusya’yı Rum kesiminden en azından askeri olarak uzaklaştırırken, Ada'yı bir üs haline getirmek üzere adım atmış oldu.
ASBÜ Öğretim Üyesi Emete Gözügüzelli ve Akademisyen Ali Fuat Gökçe CNNTürk canlı yayınında Büşra Arslanbaş'ın konuğu oldu ve ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki ilişkiyi ve ABD'nin hedefini değerlendirdi.
"ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ ARTIRACAK BİR ADIM"
ASBÜ Öğretim Üyesi Emete Gözügüzelli, "ABD baştan beri Türkiye’nin rahatsız olacağı eylemleri Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ortaya koyuyor. Güney Kıbrıs’a önce silah ambargosunun kaldırılması ve silah verilmesi için son donanıma sahip olmaları için kışkırtıcı bir eylemle Kıbrıs Türkleri’nin karşısında bir adım attığını söylememiz mümkün." dedi ve ekledi:
Burada yapılan faaliyetler Yunanistan’da icra edilen askerleşme faaliyetleri uluslararası anlaşmalara, Kıbrıs Adası üzerindeki hukuki rejime aykırı bir uygulamadır. İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasının en önemli sebebi devletin silahlanma sürecine sokulmasını göstermekteydi. Bu da bize tarihsel bir tekerrürün olması ihtimalini de göstermekte.
Güney Kıbrıs'ın, Kıbrıs adası üzerinde bulunan tartışmalı Kıbrıs meselesinin bir unsuru olduğunu ifade eden Gözügüzelli, "Kıbrıs itilafı sürerken Türkiye diplomasi çalışmalarını ortaya koymaya çalışırken Kıbrıs meselesinin de çözümsüzlüğünü artıracak bir adım olarak değerlendirmemiz gerekiyor" dedi.
Büşra Arslanbaş'ın, "Ankara'nın mevcut adımlarını nasıl değerlendirirsiniz, ne yapmalı" sorusuna ise Esmete Gözügüzelli, şu cevabı verdi:
Burada T.C hem adanın garantörü hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ana vatanı olarak burada koymuş olduğu tavır önemlidir. Silahlanma programı karşısında her zaman risk altında olan Kıbrıs Türkleri’dir. Adada Türk askeri hala varlığını sürdürdüğü için bir saldırı yapılamıyor. Askerleşme anlamında Kıbrıs Türkleri’nin yalnız bırakılmayacağı ve anavatan Türkiye’nin güvenliği altında silahlanma programına dahil edileceği son derece önemli bir açıklama.