27.12.2022 - 06:26 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - ABD’nin Teksas eyaletinin Dallas şehrinde bir hukuk şirketinde sekreterlik yapan 41 yaşındaki dört çocuk annesi Mary Ferrell, 22 Kasım 1963'te iş yerine gittiğinde haftanın son iş günü olduğu için mesai saatinin bitişini iple çekiyordu. Elindeki işleri tamamlamaya çalışan Ferrell, bir yandan da sokaklardaki olağanüstü hareketliliği izliyordu. Dallas, ABD’nin 35. Başkanı John Fitzgerald Kennedy’i ağırlıyordu ve sokaklar başkanı görmek isteyenlerle doluydu. Kortej eşliğinde üstü açık bir arabada halkı selamlayan başkan, Ferrell’in bulunduğu binaya çok yakın bir konumdan geçecekti.
Saatler 12.30’u gösterdiğinde Ferrell’in bulunduğu binanın çevresindeki kalabalık artmaya başladı. Başkan Kennedy’i bu bölgeye çok yakın bir noktadan geçerken halkı selamlayacaktı. Herkes, içinde başkanın da bulunduğu konvoyu beklerken Dallas sokaklarında art arda silah sesleri yankılanmış, ortalık ölüm sessizliğine bürünmüştü. ABD’nin 35. Başkanı John F. Kennedy suikasta uğramış; ensesinden, boğazından ve başından üç kurşunla vurularak hastane yolunda hayatını kaybetmişti. ABD büyük bir şok içerisindeydi. Başkan Yardımcısı Lyndon Baines Johnson, başkanlığı üstlenmek için yemin etmeye hazırlanıyordu.
Olaydan kısa süre sonra büyük bir şaşkınlık ve endişeyle radyoya koşan Ferrell, başkanı vuran şüphelinin 30’lu yaşlarda, yaklaşık 1 metre 80 santimetre boyunda ve beyaz gömlekli olarak tarif edildiğini duydu. Radyoda yapılan anonstan kısa süre sonra yaşananlarsa Ferrell’i daha da şaşırtacak ve şüpheye sevk edecek cinstendi. Başkan öldükten kısa süre sonra suikast şüphelisi olarak gözaltına alınan eski ABD Deniz Kuvvetleri personeli 24 yaşındaki Dallaslı Lee Harvey Oswald, kahverengi gömleği ve kahverengi pantolonuyla radyoda tarif edilen şüpheliye benzemiyordu.
Suikast şüphelisi Oswald, gözaltına alındıktan iki gün sonra Dallas Emniyet Müdürlüğü önünde bir gece kulübü sahibi olan Jack Ruby tarafından öldürüldü. Kennedy suikastının tetikçisi öldürülmüş ve ABD’yi sarsan cinayet büyük bir gizeme dönüşmüştü. Ferrell, olayla ilgili anlatılanlara inanmıyordu ve 'gerçeği' ortaya çıkarmaya olan isteği bir takıntı haline dönüştü.
'BURADA BİR TERSLİK VAR'
Ömrünü Kennedy suikastının gizemlerini çözmeye adayan Mary Ferrell, 2004 yılında 82 yaşındayken hayatını kaybetti. Ancak geride başkanın ölümünün ardından suikastla ilgili topladığı binlerce belge, gazete küpürü ve kitabın da yer aldığı geniş bir arşiv bıraktı. Ferrell'in kızı Carolanne Burtchaell, yaşananları anlatırken, “Annemin burada bir terslik var dediğini hatırlıyorum. Halka açıklanan raporlarda bulduğu tutarsızlıkları not etti ve bunlardan yola çıkarak suikastın nasıl gerçekleştirildiğine dair anlatılan hikayelere inanmadığını söylemeye başladı. Yayınlanan her belge onun bu konudaki merakını daha da artırıyordu” şeklinde konuştu.
Burtchaell, çocukken evlerinin birçok kişi tarafından ziyaret edildiğini söyledi. Ziyaretçiler arasında suikast şüphesiyle gözaltına alındıktan sonra polis merkezi önünde esrarengiz şekilde öldürülen Lee Harvey Oswald karısı Marina Oswald ve suikastı soruşturan Warren Komisyonu'na en uzun ifadeyi veren, ayrıca Lee Harvey Oswald'la arkadaş olduğu bilinen CIA muhabiri George de Mohrenschildt’in karısı da vardı.
Ferrell’in çabaları o kadar etkili oldu ki, 2002 yılında Boston şehrinde yaşayan bir finansçının maddi desteğiyle Kennedy suikastı hakkında çalışmalar yapan bir dernek kuruldu. Mary Ferrell Vakfı, yapılan araştırmalarda ABD istihbaratının Kennedy suikastından 3 ay önce Lee Harvey Oswald’ı istihbarat faaliyetlerinde kullandığını ortaya koydu ve hâlâ halka açıklanmayan bir CIA operasyonuna ilişkin belgeler elde ettiğini iddia etti.
'BİRÇOK ÇALIŞMADA TEŞEKKÜR EDİLDİ'
Kendini “Kennedy suikastı uzmanı” olarak tanımlayan Jefferson Morley, Mary Ferrell Vakfı tarafından ortaya koyulan belgelerin oldukça önemli olduğunun altını çizerek, “Bu olağanüstü derecede ciddi bir iddia. Bu bilgiler doğruysa CIA o zamanlarda bile Lee Harvey Oswald hakkında bugün kamuoyunun bildiklerinden daha fazlasını biliyordu demektir. Bu yüzden iddialar en yakından incelenmeyi hak ediyor” dedi.
Mary Ferrell Vakfı kurucularından biri olan Oliver Curme ise, Ferrell’in arşivinin dijital ortama aktarılmasının çok önemli olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Suikast hakkında okuduğum tüm kitaplarda Mary’e atıf yapılıyor ve ona teşekkür ediliyor. Elindeki arşiv çok önemli ve muhakkak dijital ortama aktarılması gerekiyordu. Onunla tanıştığımda küçük bir evde yaşıyordu ve bir kundakçının evini ateşe verdiği durumda bu belgelerin kül olması kesindi. Bu belgeleri korumak için bu vakfı kurmamız gerçekten çok önemliydi."
'YENİ BELGELERİN AÇIKLANMASINDA PAYI BÜYÜK'
Ferrell’in bugün 81 yaşında olan kızı Carolanne Burtchaell, annesinin suikastı araştırdığı dönemde olaya politik yaklaşmadığını ifade ederek, “Çılgın komplo teorilerine inanmazdı. Örnek vermek gerekirse suikast emrini başkan yardımcısı Lyndon Johnson'ın verdiğine yönelik komplo teorilerine inanmıyordu. Kesinlikle evin baskın karakteriydi. Babamla birlikte suikastla ilgili yapılan onlarca konferansa katılmıştı. Annem birçok insanla tanıştı. Suikastın peşini ölene kadar bırakmadı” dedi.
ABD yönetimi, Kennedy'nin öldürülmesine dair binlerce belgeyi ilk kez geçtiğimiz haftalarda erişime açmış ve suikastla ilgili belgelerin yüzde 97’sinin halka açıldığını duyurmuştu.
Destekçileri, Mary Ferrell’in Kennedy’nin ölümünü aydınlatmaya yönelik çabalarının önemli olduğunu vurguluyor. ABD Ulusal Arşivi tarafından yayınlanan Kennedy suikastına ilişkin 13 bin 173 belgenin halka açılmasında da Ferrell’in çabaları ve baskılarının sonucu olduğunu düşünüyorlar.