23.08.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
11 Mart 2011’de Japonya’da meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki deprem ve ardından tsunami, Fukuşima nükleer santraline de büyük zarar verdi. Şimdi protestolara rağmen, bu santraldaki arıtılmış ve seyreltilmiş radyoaktif atık suyun yarından itibaren Pasifik Okyanusu’na bırakılmasına başlanıyor. Japonya Başbakanı Fumio Kişida, dünkü bakanlar kurulu toplantısında, santralin işletmecisi Tokyo Electric Power şirketine, hava ve deniz koşullarının elvermesi halinde Perşembe günü boşaltma işlemine başlanması talimatını verdi. Okyanusa bırakılacak suyun miktarının bir milyon tondan fazla olduğu, 1.044 tanktaki suyun boşaltılmasının onlarca yıl sürebileceği belirtiliyor. Santralde günde 170 ton atık su oluşuyor.
‘RADYOLOJİK RİSKLER DEĞERLENDİRİLMEDİ’
Çevreci sivil toplum kuruluşu Greenpeace, bilim insanlarının, suyun okyanusa bırakılmasından kaynaklanacak radyolojik riskler konusundaki uyarılarının tam olarak değerlendirilmediğini belirterek kararı eleştirdi.
Greenpeace açıklamasında “Bilim insanları, deşarjlardan kaynaklanan radyolojik risklerin tam olarak değerlendirilmediği ve deşarjlarda açığa çıkacak trityum, karbon-14, stronsiyum-90 ve iyot-129’un biyolojik etkilerinin göz ardı edildiği konusunda uyarıyor” ifadelerini kullandı.
‘KANALİZASYON’ MUAMELESİNE BÜYÜK TEPKİ
Japonya’nın okyanusa “kanalizasyon” muamelesi yapmasına ABD, Güney Kore ve Çin’in yanı sıra ülke içinde de büyük muhalefet var. Nitekim Japon balıkçılık endüstrisi, deniz ürünlerine zarar vereceği gerekçesiyle bu işleme tüm gücüyle karşı çıkıyor. Japon hükümetiyse, balıkçılık sektörünün operasyonel faaliyetlerini desteklemek için 500 milyon doları aşkın fon ayırdı. Hükümet ile santralin işletmecisi, Fukuşima’nın artık devreden çıkarılması ve olası sızıntıları önlemek için suyun boşaltılmasının gerekli olduğunu söylüyor. Uzmanlar, radyoaktif suyun salınmasının, santralin devreden çıkarılması için on yıllar alacak sürecin ilk adımı olacağını vurguluyor.
‘İNSAN VE ÇEVRE SAĞLIĞINI ETKİLER’
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), Temmuz ayında yayımladığı nihai raporda, tasarlandığı şekilde gerçekleştirilmesi durumunda radyoaktif suyun okyanusa bırakılmasının, çevre ve insan sağlığı üzerinde etkilerinin olacağı sonucuna varmıştı. Bilim insanları da genel olarak UAEA’nın bu görüşünü destekliyor. Kimileri de suda kalan düşük dozdaki radyoaktivitenin uzun vadeli etkilerine karşı dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulunuyor.